11. BÖLÜM: "seni göremediğim için özür dilerim."

281 24 12
                                    


Sürç-i lisan ettiysek affola.

Derdi nedir bu kalbin, neden dinlemez beni?

Aldığım nefesler yetmiyordu, daha fazlasına ihtiyacım varmış gibi derin nefesler alıyordum. Kendimi kaybetmiştim, ona karşılık verip daha fazlasını istemiştim ve hiç pişman değildim. İçimde bir yangın başlamış ve gittikçe harlanıyor biri o ateşe çıra atıp daha da kızıştırıyordu.

Sivri çene hatlarında, kirli sakalında, biçimli dudaklarında gözlerimi gezdirdim. Gözlerim yavaş yavaş gözlerine çıktı, koyu kahve gözleri arzuyla bana bakıyordu. Belime gömülmüş olan eliyle beni kendine bastırıyordu. Onu hissediyordum, yutkundum. Yanağımda olan elinin baş parmağını dudaklarıma bastırdı. Öpüşmekten sızlayan dudaklarımın üstünde parmağını gezdirdi. Derince yutkunurken, adem elmasının hareketini izledim.

Kapı çaldığında irkildim, sanki rüyadaydım ve uyanmıştım. Belimi bırakmadan önce anlımdan öptü.

"Gel," dediğinde içeri Amed girdi.

Ne halde olduğunu bilmediğim için Amed'e bakmadan ona arkamı dönerek masa da duran sürahiden kendime su doldurdum.

"Ağabey, isteğini yerine getirdik çocuklar ilgilensin mi?" diye sordu.

Zeyd Ali'ye göz ucuyla baktığımda o da bana baktı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldım başını onaylamaz şekilde iki yana sallayıp gözlerini açtı, benim isteğim yüzünden kendiyle çatışıyordu.

"O ibneyi bir daha görürsen canını almadan bırakmam o yüzden çocuklara söyle ilgilensinler sonrada postalayın gitsin," dedi soğukkanlılıkla adamı bi posta daha dövdürmeden bırakmayacaktı.

"Tamamdır ağabey,"

"Çocuklara ilettikten hemen sonra bağ evine git eksik gedik ne varsa al birkaç gün orda kalacağız," dediğinde içtiğim suyu çıkarır gibi olup hemen kendimi topladım.

Neden bağ evinde kalacaktık ki? Bağ evi de nerden çıkmıştı?

"Bir saat içinde halletmiş olurum ağabey," dedi Amed.

Kısa bir sessizlik oldu.

"Bir şey mi oldu Amed?" diye sordu Zeyd Ali onlara arkam dönük olduğu için Amed'in yüzünü göremiyordum.

"Şey ağabey sanırım Hanım'ımı biraz kızdırdım," dediğinde Amed elimdeki bardağı bırakıp hemen ona döndüm. Yüzüme suç işlemiş çocuk gibi bakıp "Hanım'ım siz görüp kötü etkilenmeyin diye engel oldum, kusura bakmayın," dediğinde gülmemi tutamadım.

"Olur mu öyle şey Amed ne kusuru, sen kusura bakma asıl o an bana izin vermediğin için sinirlendim, sesimi yükselttim. Oysa sen beni düşünüyordun."

Başını eğip gülümsedi "Ağabeyimin kıymetlisisin tabii sizi düşüneceğim Hanım'ım," dedi.

Gülümsedim "Teşekkür ederim Amed. Artık biz arkadaş sayılırız bana adımla hitap et lütfen," dediğimde Zeyd Ali boğazını temizledi. Amed anlık Zeyd Ali'ye bakıp hemen bana döndü.

"Olmaz Hanım'ım, nerde görülmüş yaverin Hanım'ına adıyla hitap ettiği?"

Zeyd Ali'ye baktığımda küstahça ellerini cebine koyup göğsünü kabarttı, bu ben ne dersem o olur bakışıydı. Bildiğin bana adımla hitap etmesine engel oluyordu.

"Madem Hanım'ınım ben ne dersem o olur," dediğimde Amed'in gözleri Zeyd Ali'ye kaydı ve hemen başını iki yana salladı.

"Yapamam Hanım'ım," dedi.

MÜPTELA | ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin