Ahanda ben geldimm💃 Bu bölüm Zeyd askımdan inş bölümü beğenirsiniz. Multiye Sarya çiçeğimin elbisesini koydum. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum asklar.
Bu arada yeni kapak nasıl?
Sürç-i lisan ettiysek affola.
Zeyd Ali SUVAROĞLU...
Annem ince hastalığa yakalandığında on, on bir yaşlarındaydım. Benim annem melek gibiydi. Sessiz sakindi, ses tonu bir tek kahkaha attığında yükselirdi. Bize kızamaz en fazla kaşını çatabilir onu da çok uzun süre başaramazdı. Melike'yi kucağına, ben ve Hamza'yı da karşısına alır hikayeler anlatarak bizi başka diyarlara götürürdü. Geceleri saçımızı okşayarak, kulağımıza dualar okuyarak uyuturdu.
Vefat etmesine az zaman kala bana bir şey anlatmak isteğini söylemişti. İkimizin arasında kalacak bir sır. Bu sırrın hayatımı değiştireceğini tahmin edemezdim.
Hayal meyal hatırlıyorum annemi ara sıra ziyarete gelen bir dostu, can kardeşi vardı. Onu yıllardır görmemiştim ama çocuk aklı çabuk unutmuş hiçte sormamıştım. Yavaş yavaş anlatmıştı annem. Arkadaşı sevdiği adamla kaçmış, çok uzaklara gitmişler. Ancak kadının ailesi peşlerini bırakmamış Mardin'e ölüm haberleri gelmiş. Annem bu haberle kahrolmuş.
Her iki aileden de birer can alınmış fakat beklenildiği üzere kan davası çıkmamış aileler birbirinin soyunu kurutmaya çalışmamış. O zamanlar çok takılmış buna annem çünkü iki aile arasında büyük bir düşmanlık bekliyormuş. Rozerin ve Hüseyin ölmüş dava kapanmış... Annem bir türlü Hüseyin Şahmaran'ın ailesinin suskunluğunu anlayamamış ta ki kulağına gelen habere kadar.
Hüseyin Şahmaran'ın ağabeyi Hasan Şahmaran'ın bir evladı dünyaya gelmiş.
Vuslat Sarya Şahmaran...
Annem o vakit anlamış o bebek arkadaşı Rozerin'in daha adını doğmadan koyduğu Vuslat bebekmiş. Şahmaranların neden sessiz kaldığını neden kan dökmediklerini anlamış. O günden sonra her şeyi bilmesine rağmen o da sırra ortak olmuş ve son günlerinde ise bu sırra beni de ortak etmişti.
Olur da bu sır ortaya çıkar korkusuyla arkadaşının yavrusunu bir kez olsun görememiş, görmeye de dayanamayacağını düşünmüş. Ben korkumdan arkadaşımın emanetine sahip çıkamadım benden sonra bir elin üzerinde olsun, koru kolla oğlum. Kimselere de bunu söyleme, demişti.
Annem öldükten sonra ne anlattığı sır kaldı aklımda ne de başka bir şey. Annem öldü üç kardeş öksüz kaldık. Babam kendi acısından bizi gözü görmez oldu. Hamza'yı ben teselli ettim, hiçbir şeyin farkında olmasa da annemin yokluğunu fark eden Melike'yi ben kucakladım. Bir gecede anasının kuzusu Zeyd Ali kocaman bir ağabey olmuştu.
Teselliye, her şeyin geçeceğine dair sözlere ihtiyacım varken büyüdüm, kardeşlerime öncelik verdim. Sessiz sedasız tuttum yasımı. Annemden sonra kimseye okşatmadım saçlarımı, istemedim. Büyüdüm sandılar oysa gerçek başkaydı.
Annemin ölmeden önce anlattıkları hep kafamın bir tarafını kurcalasa da gerilere ittim. Yıllar geçti on beşime geldim gittiğim lise de Saruhan Şahmaran'la karşılaşmamla içten içe kafamı kurcalayan sır tekrar gün yüzüne çıktı.
Neredeyse her gün gördüm onu, gördükçe de annemin anlattıkları geldi aklıma. Vicdanımı rahatsız etmeye başladı çünkü annemin istediğini yerine getirecek hiçbir şey yapmamıştım. Bahsettiği kişi kimdir necidir diye bakmamıştım bile.
Bir gün Saruhan'ı evine kadar takip ettim. Evine girdiğinde konağın kapısına yaklaştım. Birden fazla çocuğun bağrış çağrış sesleri geliyordu. Bir kız çocuğunun ağabey, diye sevinç nidaları sokağa kadar geliyordu. Onu bulmanın verdiği heyecanla kalbim hızla atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPTELA | ASKIDA
Novela JuvenilKehribar gözlü kadına müptela olan adam ile yüreği nefretle dolu, serden geçmiş kadının hikayesi... *** "Evinamın, delalemin..." dedi sessizce sanırım uyuduğumu düşünüyordu. Arkamdan biraz daha yaklaşıp saçımı kokladı, yakınlığı kalbimi gümbürdetti...