Biraz daha yayılıp sandalyede, verilerin yüklenmesini beklemeye başladım .
Bir ekranda veriler iniyor, diğer ekranda alınan sinyaller kayıt defterine geçiyor ,öbür ekranlarda ise harita üzerinde sinyaller işaretleniyordu . Saat 04:39 geçiyorduve ben hala oturduğum sandalyeden kalkmamıştım .
Ya yapışmıştım ya da artık yürüyemiyordum çünkü bunun başka açıklaması olamazdı .
Bu gidişle götüm düzleşecekti .En son Deniz'e mesaj attıktan sonra 10 dakika daha beklemiş ardında da komutanımız sonunda teşrif edebilmiş ve beni alıp direkt siber istihbarat odasına götürmüştü. Ardından da işim var diyerek gitmişti.
Oradaki bir kaç asker bana olayı ve ne yapacağımı anlatıp bir kaç iş vermişti . Yaptığım iş ise bir bölgedeki alınan tüm sinyallerden bizim aldığımız sinyalin doğruluğunu teyit etmekti .
Açıkçası yapana kadar anam ağlamıştı . Milyon tane sinyal ve hepsinin alt yapıları beni baya zorlamıştı . Yavaş yavaş işin son aşamalarına geliyorduk .
Gözlerim yavaş yavaş kapanıyor karnım fena halde gurulduyordu . Üstüne üstlük birde baya çişim gelmişti . Elimi yavaşça yandaki çantama attım . İlaçlarımı bir an önce içmem gerekti . Zaten çok fazla zaman kaybetmiştim .
Bir süre çantayla cebelleştikten sonra ilaçlarımı almadığımı fark ettim .
İyi halt yemiştim . Daha bir ilacına bile sahip çıkamazken hayatıma sahip çıkmaya çalışıyordum . İki elimle sıkı sıkı tutmuş elimde olan son umudumu kaybetmek istemez gibi asılmıştım hayatıma .Ne kadar meşgul olursam , o kadar unuturum sanmıştım . Yanılmışım .
Ne kadar düşünmesem bile beynim ve kalbim anlaşmış gibi bana sürekli hatırlatmaya çalışıyorlardı geçmişimi ve kaçtıklarımı .
Kafamı sürekli duvarlara vurma isteğimi ortaya çıkarıyordu bu his .Yavaşça ayağa kalktım . Yer ayağımın altında zelzeleler oluştururken masadan destek aldım ve derin bir nefes verdim .
Ben iyiydim . Hiç bir şeyim yoktu .
Kendime sürekli telkin verirken odadan çıktım yavaşça . Başka bir yerin havası biraz daha iyi gelmişti bana . Sürekli ekrana bakmaktan artık yazılar birbirine giriyordu bir süre sonra .
Bir kaç adım atıp kendime gelmeyi bekledim . Yıllarca tek başıma başa çıkmıştım bu hastalıkla . Şimdi de pekala başa çıkardım .
Şimdiye kadar bu hissin beni çoktan terk etmesi gerekiyordu . Ama olmayınca son çare dışarıya doğru adımladım . İlaçlarımı aksatmıştım ve bu yüzden geçmiyordu bu baş dönmesi , titreme ve şuur bulanıklığı .
Askeriyeden dışarı çıktığımda serin hava yüzümü yalayıp geçti. Üstüme ceketimi almamıştım . Zaten olan titrememe birde üşüdüğüm için olan titremem katılınca rüzgarda savrulan bir yaprak gibi titremeye başlamıştım .
Siktiğimin hissini kontrol edememek beni çıldırtıyordu .
Hızla elimi cebime atarak telefonumu çıkardım . Ekranını açıp bulanık gözlerimle son aramalara girip Ruh Hastası komutanın üstüne tıkladım .
Kulağıma dayayıp açılmasını beklerken hastalığın etkilerine birde mide bulantısı eklenmişti .Derin nefesler alıp verirken tek elimi saçımdan geçirip dağıttım .
Aç artık şu siktiğimin telefonunu lütfen . Evren bana oyun oynuyor biliyorum ama şimdi olmaz , lütfen .
Kendimi ne kadar telkin etsem boşa biliyorum . Sonunu görüyorum ama bunun kimsenin içindeyken olmasın istiyorum.
Nedense bana en yakın o an Deniz geldi . Sanki gel desem gelebilecek gibi . Elimi uzatsam tutabilecek gibi .
Beni sanki bir tek o bu durumdan çıkarabilecek gibiydi .Sonunda telefonun diğer ucundan onun sesi doldurdu kulaklarımı .
" Efendim Eftalya ? " Dedi merakla .Hiç duraksamadan " Lütfen askeriyenin bina girişinin önüne gelirmisin ? " Dedim .
Biran önce gelmesi gerekiyordu . Az bir zamanım kalmıştı biliyordum.
Bunu daha ne kadar geçiktirebileceğimi hesaplıyordum bir yandan da ." Ne oldu ,iyi misin sen " dedi hışırtılarla beraber . Ardından hızla yürüme sesleri doldu kulağıma .
Artık etraf silikleşmeye başlıyor , sesler uğulduyordu .
"Değilim " dedim mırıltıyla karışık .
Sıkıntıyla nefes verip " Seni duyamıyorum Deniz kızı biraz sesli konuş . Şimdi söyle bana iyi misin neyin var " dedi .
Konuşacak mecali kendimde bulamıyordum .
Zar zor " Çabuk gel komutanım . İyi değilim " dedim .
" Geliyorum Deniz kızı , sakin ol lütfen ve sakın kapatma telefonu " dedi emir verir gibi .
Görmeyeceğini bile bile kafamı salladım ona karşı .
Direnecek gücüm kalmamıştı .Dizlerimin bağı çözülürken lanet ettim bu dünyaya , adi hayata ve bahtsız kaderime . Kederli doğmuştum ben bu hayata . Bir sıfır yenik başlamıştım . Ne bir ailem vardı ne de yaşanmaya değecek bir hayatım .
İnce bir iplik üzerinde yürüyordum yıllarca , düştüm düşecektim . Yara bere içinde dizlerim , kan olmuş ellerim vardı . Ruhum kanın rengine bürünmüştü .
Ve ne kadar yıkarsam yıkayım kurumuş kanın rengi ne ellerimden ne de ruhumdan silinmişti .Bu hayatı yaşamaya mecburdum ben. İşlemediğim günahların kefaretini yüreğimde bir mıh gibi taşımaya mecburdum ben .
Aşağılanan gözlere maruz kalmaya , kirli sözlere bulanmaya mecburdum ben .Yere düşerken bedenim, son duyduğum ses telefonun ucundan bağıran Deniz'di .
Anlamıştım .
Babamın kaderini , annemin kefaretini yaşamaya mecburdum ben ...________________________________
Merhabalar.
Kısa ama duygusal bir bölümle karşınızdayım .
Canlarım bu ara okunmalar ,beğeniler ve yorumlar birden düştü .
Hikayemiz çok güzel tepkiler alırken nedense bir anda duraksadı .
Sizden rica etsem hikayeyi okuduğunuz zaman yıldıza basmayı unutmayınız lütfen <3
Ve beni takip ederek duyurular , alıntılardan haberdar olabilirsiniz . Ayriyetten istediğiniz şekilde sohbet muhabbet edebiliriz <3
Bölümler kısa ama gün içinde çok bölüm atmaya özen göstereceğim.
Hatalarım varsa buraya >
İstekleriniz buraya >
Yıldıza basarak gözleriniz gibi kalbimi de parlatmayı, yorum yaparak değerli düşüncelerinizi naçizane ben ile paylaşmayı ve kendinize çok iyi bakmayı unutmayınız <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grup Askeriye | Yarı Texting
Roman pour Adolescents0544: Sen ciddi ciddi bu grubu hackledin? 0532: Allah için bi anlatır mısın nasıl yaptın bunu? Siz : Evet hackledim , çok da basit yaptım. 0555: Baya baya bizi tanımıyorsun seni biride eklemedi bu gruba? Siz: Ya kardeşim neyini anlamıyorsun Allah al...