bölüm 2

25.5K 656 228
                                    

İyi okumalaarr<3

Adel

Karşımda duran baristayı görünce ufak çaplı bir şok yaşamıştım. Yüzünde oluşan tepkiye bakılırsa o da benim gibiydi. Birinin bu sessizliği bozup konuşması gerekiyordu. Tabii ki de ilk adımı ben attım.
"Sana bir şey yapmadılar değil mi?" Diye bir soru sordum. O inat eder gibi konuşmamış ve başını "hayır" anlamında iki yana sallamıştı. "Evin nerde? Seni bırakayım." Diyebildim sadece. Bu olaydan sonra tek gitmesi daha kötü olurdu sanırım. Birden ince bir ses kulaklarımı doldurdu. Onun sesiydi. "Gerek yok, yardımın için teşekkür ederim. Tek gidebilirim." Bu ince sese rağmen sesi sinirli bir tonda gibiydi. Neden böyle bi tepki verdi ki? Ona bir şey mi yapmıştım?
Ona doğru bir adım attım. "Seni rahatsız ettiysem özür dilerim. Bir süredir seni izlediğimi fark etmiş olmalısın." Bu dediğime karşı o da bir adım atmıştı.
"Evet, rahatsız oldum. Bir daha yaşanmazsa sevinirim. Sevgilim var ve ayrıca lezbiyen değilim. Dükkana bile gelmemeni tercih ederim ama abartmayacağım."
Yumruklarımı sıktım. Ona karşı olan görüşüm değişmişti. Ne yaptım ki ona sanki? Bunu demesi aşırı sinirlendirmişti. Kendimi sakin tutup konuyu değiştirdim.
"Nerde oturduğunu söyleyecek misin? Evine bırakırım. yoksa telefondan bakar mısın?"
Kaybolduğu belliydi. Bilmediği bi yerde evinin yolunu bulmak için telefondan bakmak yerine kendi kendine yolunu bulmaya çalışmasını hiç anlayamamıştım orası ayrı konu.
"Telefondan bakarım. Sen evine gidebilirsin." Cevabını aldım. Tabii ki de yine soğuktu. Kafamı "tamam" anlamında salladım. Etrafıma bakındığımda bayılttığım koca oğlanın ortalıkta olmadığını fark ettim. Zaten çabuk ayılacağı belliydi fakat bu kadar çabuk beklemiyordum. Baristaya geri döndüğümde onun da gittiğini gördüm. Kendi kendime sessizce "iyi geceler" diye mırıldandım ve kendi evime yol aldım.

Evde

Ev sessizdi. herkes uyumuştu anlaşılan. Odama gidip hızlıca giydiklerimi bir yerlere fırlattım ve üstüme rahat şeyler geçirdim. Hızlıca gruba "yarın tekrar gidiyoruz" yazıp telefonumu kapattım ve yatağıma gömüldüm. Baristaya sinirliydim fakat inat edip gidecektim. Madem bana pislik gibi davranıyor. Ben de onu gıcık edecektim.

Sabah

Kahvaltı masasındaydık. Ağzını şapırdatıp duran babam sinirimi bozuyordu. Ortam sessizken hiç çekilmiyordu bu ses. Tabii ki sessizliği ben bozdum.
"Baba, bugün arabayı alabilir miyim? Çocuklarla gezeceğiz. Ne de olsa evdesin bugün. Sıkıntı olmaz değil mi?" Babam çayından höpürdeterek bir yudum almış ve kafasını "evet" anlamında sallayarak yemeye devam etmişti. Yemeye aç bi adamdı gerçekten. Gülümseyip babamın yanağına bir öpücük kondurdum. Hemen arabanın anahtarını aldım. "akşam yemeğe beni beklemeyin, geç geleceğim!" Diye söylenerek evden çıktım. Telefonumu elime alıp hemen bizimkilere arabayı kaptığımı yazdım. Bugün güzel geçecekti anlaşılan.

Herkesi teker teker olduğu yerden alıp cafeye doğru sürdüm. Bu sefer erken gelmiştik ama barista yine oradaydı. Beni görünce gözlerini kısıp, sinirli olduğunu belli eden çatık kaşlarıyla bana bakmıştı. Sırıtıp bi masaya oturdum. Yağmur yanıma, İpek ve Altuğ'da karşımıza oturmuştu. İpek bir şeyler olduğunu anlamış olsa gerek meraklı meraklı bana bakıyordu. Gülüp dün gece olanları onlara da anlattım.
"Vay anasını! Kıza bak. Senin gibi çıtıra bile yüz vermemiş. Var mı dünyada böylesi ya." İlk tepki İpek'ten olmuştu. Güldüm. "Beni çok sinir etti ama.. Pislikmişim gibi davrandı. Ne yaptım sanki ona be!" Sesimi yükselttiğimi sonradan fark ettim. Birkaç kişi ve tabii ki barista da bana bakıyordu. Ondan bahsettiğimi anlamış olsa gerek, pis pis sırıtıyordu bana ordan. "Sinirlenmeye gerek yok adel. Sakin ol."
Kendi kendime konuşuyordum. Sakinleşince önüme dönüp bizimkilerle sohbete geri döndüm.

Sohbetimiz duraksamış, birden ortamda ölüm sessizliği oluşmuştu. Kimse konu bulamıyordu anlaşılan. Yağmur tam konuşacakken hepimizin kulağını sağlam bir egzoz sesi kapladı. Dükkanın önünde siyah, 1992 modellerinde bir bmw durmuştu.
Egzozun sesi çok hoşuma gitmişti. Bir süre sonra benim barista "aşkımm!" Diye koştura koştura dükkana giren sarışın, kısa sakallı herifin boynuna sarılmıştı. Çocuk kızın beline sarılıp hemen dudağına yapışmıştı. Onları izlerken arkamdan bir ses geldi "oha, çüş ama!" Altuğ aklımdaki şeyleri söylemişti. Onları böyle görmek kıskanmama neden olmuştu. O gıcık kız sinirimi bozuyordu ama hala hoşuma gidiyordu. Sanki gözüme gözüme sokmak istermiş gibi gözümün önünde öpüşüyorlardı! "Neyse" diye mırıldanıp önüme döndüm.

"Eveet. Saat yavaş yavaş geç olmaya başladı. Eğlenmeye hazır mıyız?" İlk adım Yağmur'dan geldi. Hepimiz hiçbir şey demeden ayaklanıp dükkandan çıktık ve arabaya bindik. Altuğ yanıma oturmuştu. "evet aşkolarr, ne dinliyoruz? Hande yener, tarkan, serdar ortaç??" Altuğ'nun bunu demesiyle birlikte gülmüştüm. Sanırım hepimizi eğlendirecek tek şarkıcılar bunlardı. Yağmur ve İpek birden "HANDE YENERR!" diye bağırmıştı. Bara gidene kadar alt dudak, sebastian, deli bile üçlüsünde gidip gelmiştik.

Bara vardığımızda hepimiz bir köşede oturmuş etrafa bakınıyorduk. Garip, bizim tayfa alkole dayanıklıydı. Hiç biri kolay kolay sarhoş olmuyordu. Ben dışında.. dayanıklılığım diğerlerinden birazcık daha alt seviyedeydi. Yağmur ile ipek farklı şeylerden, benle Altuğ ise farklı şeylerden konuşurken altuğ'nun gözleri birden bir yere takıldı. "Oo, bizim aslan parçası da buradaymışş.." ilk başta Altuğ'nun ne dediğini anlamamış, "ne diyo lan bu mal?" Diye düşünmüştüm. Zaten çok ses vardı. Üstüne alkol. Kafam iyice sikilmişti. En sonunda kafamı çevirmeyi akıl edip Altuğ'nun baktığı yere bakmıştım. baristanın sevgilisi olan herifi görmüştüm. Tek de değildi. Yanında kısa boylu feminen bir çocuk vardı. Birbirlerini vakumlar gibi öpüşüyorlardı. Herifin bir eli çocuğun kalçasındaydı. Okşuyordu. İpek "vay amına koyayım!" Diye bağırıp shot atmıştı. Yağmur ise arkamdan "orospu çocuğu kızı aldatıyor." Diye söylenmişti. "Acaba sevgilisinin onu aldattığını, daha doğrusu bir erkekle aldattığını öğrense ne yapardı çok merak ediyorum." Demişti Altuğ. Ben de tepkisini çok merak ediyordum. Pişkin pişkin sırıtıyordum. Ee.. Barista hanım. Eğer benim gördüklerimi görsen gerçekten ne yapardın?

Daha ilk yazdığım kitaptan fazla bir şey beklemiyorum ama beğenilse güzel olurdu. Umarım çabucak keşfedilir. 

𝘉𝘢𝘳𝘪𝘴𝘵𝘢 | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin