Hikayeyi boklaştırdığımın farkındayım, kızmayın bana ama bunları kolay kolay yakınlaştırmam. Özür dilerim🙃 tekrardan söylüyorum, bana kızmayın!!
Adel
Düğünden beri 2 ay geçti, tatile girdik. Buket'le biraz daha yakınlaşmaya başladık. kahretsin ki arkadaş olarak yakınlaşıyoruz, sinirimi bozuyor. Hâlâ gerizekalı sevgilisiyle birlikteydi. Çocuk bu sıralar ona daha yakınmış, her gün ne yaşadıklarını bana anlatıyor. Orospu çocuğu, takılacak birileri bulamayınca kıza sarmış. Buket'ten iğrenç şeyler istemediği için şükür etmeliyiz sanırım. Gerçi yapsınlar, umurumda değil fakat böyle iğrenç birisiyle yapmasın. Sapık piç resmen amına koyayım! Kim bilir başka kimlerle öyle şeyler yapmıştır. Kerem bürsin kılıklı göt..
Buket
Adel artık en yakın arkadaşlarımdan olmuştu. Her şeyimi dinleyip, yorumluyordu. Baran'dan bahsettiğim de biraz gıcık oluyor gibiydi ama olsun. Yine de dinliyordu beni.
Baran artık eskisi gibi değildi, bana iyi davranıyordu. Yine ara ara kavgalarımız oluyordu fakat olur öyle şeyler. Her ilişkide olacak şeyler bunlar..
Adel'le yakınlaştığım gibi Altuğ, Yağmur ve İpek'le de yakınlaşmıştım. İpek bana çok yavşıyordu ama olsun, Yağmur ona hemen tokatı geçiriyordu. Gerçekten sonunda güzel bi ilişkim ve iyi arkadaşlarım var. Baran'a ne oldu bilmiyorum, iyi davranıyordu fakat buna rağmen mutluluğumun çoğu nedeni Adeldi. Bir ara şu düğün zamanları yakınlaşmıştık. Kendi kendime farklı düşüncelere girmiştim. Saçma olduğunu anladım. Benim tek hoşlandığım biri vardı, o da Baran. Adel'le sadece yakın arkadaştık.
İşten çıkmıştım, tatilde baba parası ve biraz da biriktirdiğim paraları yiyecektim. Başka bir kahve dükkanına girer miyim bilmem. Bir süre böyle kalmak istiyorum. Bugün Baran ve Adel'leri tanıştıracağım, umarım birbirlerini severler..
Adel
Evet, artık arabam vardı. Bana hediye olarak almışlardı. Honda civic, 2021 modellerinden falan. Güzel araba, çoğu kişinin de hoşuna gidenlerden zaten. Şu Buket'in şerefsiz manitasıyla tanışıcaktım. Lunaparka gidecekmişiz, ne alakaysa. Altıma krem rengi pantolon, üstüme de beyaz tişört geçirdim. Bu sıcakta full siyah giyecek değildim, azıcık böyle beyaz takılsam bir şey olmaz herhalde. Sırt çantamı alıp evden çıktım. Bizimkileri aldıktan sonra lunaparka geçtik.
Buket ve Baran hala gelmemişti. Girişte onları bekliyorduk. "Anasını satayım, biz niye seninle aynı ızdırabı çekiyoruz ya! Ben tanışmak istemiyorum o sarı pipiyle!" İpek bağırıp duruyordu. "Kızım sussana! Gelicekler şimdi göt gibi kalıcaksın, bi rahat dur." Böyle diyince susmuştu. Göt korkusu başa bela. Gerçi duysalar da bir şey olmazdı. Çatır çatır söylerdim her şeyi ama Buket'i üzmek istemiyordum. En başından söylemeliydim belki de.. Ama o sıralar yakın değildik ve söylemeye cesaret edemezdim..
Bi yarım saat sonra yanımıza el ele gelmişlerdi. Altuğ yanımda sessizce "Adel sinirden çocuğa atlıycaksın herhalde. Şu bakışlarına bak." Diyip gülmeye başlamıştı. Dirseğimle karnına vurup onu 'sakince' uyardım. Sarı pipi geldiğinde elimi uzattım. "Adel." O da gülümseyip adını söylemişti. Ne kadar itici. "Buket senden çok bahsetti. Baya yakın arkadaşsınız sanki ha?" Mal mal sırıtarak bakıyordu. Aşırı sinir bozucuydu, bi kafa atsam yüzü yamulucaktı şerefsizin. "Tabii tabii, öyle" diyip pek umursamadığımı belli ettim.
İçeri girdiğimizde Yağmur hepimizi zorla çarpışan arabalara bindirdi. İpek-Yağmur, Baran-Buket ve Altuğ'yla da ben birlikte oturmuştuk. Buket'in olduğu arabayı Baran kullanıyordu. Buket kullansa belki kıyamazdım ama Baran olduğu için var gücümle onlara vuruyordum. Aşırı rahatlatıcıydı. İndiğimizde Baran'a sinirli bir bakış atmıştım. Buket'e bir şeyler demişti. Benim hakkımda olduğu kesin tabii ki.
Bundan sonra Discovery'e binmiştik. Yağmur ve buket gelmemişti. E dolayısıyla sarı pipi de binmemişti. Ben İpek'in elini, İpek de Altuğ'nun elini tutmuştu. Hareketlenmeye başladığında dalga geçmiştim. Sonuna kadar böyle yavaş olacağını düşünmüştüm herhalde. Hızlanmaya başladığında küfürlerimiz başlamıştı. Bizim dışımızda herkesten çığlık veya küfür duyuyordum. Korkmak hoşuma gidiyordu. Daha çok oyuncakları değil de korkma hissini seviyordum. İndiğimizde biraz başım dönmüştü. Kafamı Buket'in omzuna yasladım. "Sakın üstüme kusayım deme.." Buket tedirgin tedirgin söylemişti bunu. Kafamı kaldırıp güldüm. "Üstüne kusacağım daha iyi kişiler tanıyorum." Diyip Baran'a bakmıştım. O da bana sinirli sinirli bakıyordu. Götümün kenarı, sinirlensen ne olur?
Biraz gezindikten sonra bu sefer Crazy Dance'e bindik. Bu hepimizin binebileceği bir şeydi. Oturup güvenliğin sağlanmasını beklerken karşımızdaki gondolu gördüm. "Bundan sonra gondola biniyoruz!" Hepsi itiraz etmişti. Buna rağmen bineceklerini biliyordum. Oyuncak hareketlenmeye ve hızlanmaya başladığında Altuğ bağırmaya başlamıştı. "ANANI SİKEYİİM BAŞIM DÖNDÜ! BUNA BİNEN AKLIMI SİKEYİM." yanımda duran Altuğ'yu çimdiklemiştim. "BAĞIRMASANA ULAN GÖT"
Bir süre sonra bu da bitince indik. Altuğ koştura koştura kenara bir yere kusmaya gitti. Onun ardından İpek gitmişti. Başım dönüyordu, bu gıcık alet ordan oraya savuruyordu. Ne, nerde anlayamaz olmuştum.
İpek ve Altuğ gelince gondol sırasına geçmiştik. Yağmur ve Buket yine yalvarıyordu binmemek için. Bu sefer ikna edememişlerdi beni. Hepsini teker teker oturtmuştum. Ben, Buket ve Baran yan yana, Altuğ, İpek ve Yağmur üçlüsü yan yana oturmuştu. Yanımda duran Buket bildiği tüm duaları okuyordu sanırsam. Arkadakilerin de farklı bir hâli yoktu. Alet hareketlenince herkes sımsıkı bir şekilde önündeki demire tutunmuştu. Ben de dahil. Arkamda, yani en arkada oturan elemanlar çoktan bağırmaya başlamıştı. Benim de yavaştan götüm havalanmaya başlıyordu. Sonra herkesin havalandığını görünce korkuyla gülmeye başladım. "GÖTÜM HAVALANIYOR AMINA KOYAYIM!" diye bağırmıştım. Yağmur, onu bindirdiğimiz için hepimize beddua ediyordu. Buket'in bayılmasından şüpheleniyordum çünkü hiç sesi çıkmıyordu. Gözlerimi kapatıp bağırmaya devam ettim.İndikten sonra bir süre boyunca kendimize gelemedik. Üst üste hepsine binince başım dönmüştü. Bu sefer gerçekten iyi değildim. 10-15 dakika sonra yemek yemek için geziniyorduk. Hepimiz hamburger yemeye karar verince masa bulup oturduk. Siparişleri verdikten sonra yüzümü yıkamak için gideceğimi söyleyip lavaboya girdim. Ellerimi yıkayıp yüzüme biraz su attım. O sırada içeri Buket girmişti. "Neden böyle yaptın?" Kafamı kaldırıp aynadan ona baktım. "Ne yaptım?" Bana yaklaştı. "Baran'a neden böyle davranıyorsun? Sana iyi davranıyorken senin böyle davranman.. ne saçmalıyorsun Adel?! Çocuk rahatsız olmuş ve üzülmüş." Üzülmesini siktiğim. Üzülmekten beter olsun. "Onun iyi biri olmadığını biliyorum." Diyebildim sadece, şaka gibi. Keşke her şeyi anlatabilseydim. "Neyi biliyorsun allah aşkına? Daha yeni tanıştınız!" Niye bu kadar kızdı anlamadım. Sevgilini yesinler senin. "Başka zaman konuşuruz, sırası değil." Onu orda bırakıp bizimkilerin yanına gelmiştim.
Masada ben ve buket dışında herkesin yüzü gülüyordu. Buket gülüyormuş gibi gözüküyordu fakat hepsi Baran'a karşı olan sahte gülüşleriydi. Hamburgeri bitirdikten sonra arkama yaslanıp telefona gömüldüm. Asla diğerlerine bakmıyordum.
Gece
Herkes evlere dağılmıştı. Ben koltukta uzun bir süre uyumuştum. Uyandığımda saatin baya geç olduğunu fark ettim. Güzel uyumuştum. Uzun bir süre gerindim, gerinirken baya rahatlamıştım. Yatarken aklıma buket geldi. Neden o kadar sinirlenmişti anlamıyordum gerçekten. En iyisi takmamaktı, illa ki öğrendikten sonra bana böyle dediği için pişman olacaktı. Ama nasıl öğrenecekti? Ben söyleyemezdim. Büyük bir cesaret patlaması geçirmem lazımdı onun için. Bilemem, belki birgün söylerdim. Şu an tek belli olan şey, öğrenmesi uzun sürecekti..
Normalde çoktan yazmıştım ama atıp atmamakta kararsızdım, kötü olduğunu düşünüyorum. Tekrar söylüyorum, boklaştırdığımın farkındayım. Bana kızmayın sakın. Yeni bölüm ne zaman gelir bilmem. Enerjim yükseldiğinde yazıyorum hemen. İyi geceler hepinizee<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘉𝘢𝘳𝘪𝘴𝘵𝘢 | gxg
RandomHetero olduğunu düşünen barista ve sürekli onun çalıştığı kahve dükkanına gelen lezbiyen müşterinin ilişkisini konu alıyor.