bölüm 12

9.9K 346 132
                                    

Adel

Buket'i düşünmeyi bırakıp biraz gerçekliğe döndüm. Canım sıkılıyordu. Kesinlikle bir şeyler yapmam gerekiyordu, ama ne? Gecenin köründe tek başıma ne yapabilirdim ki? Bizimkilere teker teker yazdım, cevap alamadım. Hepsi uyuyordu anlaşılan. En iyisi arabayla bi yerlere gidip sonra eve geri gelmekti.

Arabaya atladım ve yavaş yavaş ilerleyerek açık mekan var mı diye bakınıp durdum, hep barlar vardı. Şimdi o sesi hiç çekemezdim. Geri dönüp bizim evin yakınındaki tekelden sağlam bir bira ve çekirdek aldım. Ordan sonra sahile gittim ve arabanın radyosundan teoman açıp arkama yaslandım. Biraz depresifleşmenin vakti gelmişti herhalde. Gerçi etrafta kusan sarhoşları görünce pek de üzülesim gelmiyordu ama neyse. Sessizce çekirdek-bira ikilisine devam ettim.

Buket

Adel'e yanlış mı yaptım bilmiyorum. Baran'a böyle davranması beni çok üzmüştü. En yakın arkadaşımın ve sevgilimin iyi anlaşmasını istemiştim. Baran, Adel'i merak ediyordu. Çocuk hayal kırıklığına uğradı resmen.. Ah Adel, ah.. Aslında o kadar kızmak istememiştim, aniden sinirlendiğim için oldu. Birden patlayıverdim işte.. Baran hakkında ne biliyor, neden bu kadar nefret edercesine davranıyor bilmiyorum, merak ettim açıkçası. Yani ne yapmış olabilir ki? Yeni tanıştınız zaten!!  Ondan özür dilesem mi bilmiyorum.. Hata yaptığını anlamalı bence fakat o olmayınca kendimi eksik hissediyorum. Acaba o da eksik hissediyor mudur? Sanırım o da bana sinirli.. fazla bağırdım. Benle barışmak ister mi bilmem.

Adel

Yavaş yavaş herkes gidiyordu. Tüm sarhoşlardan kurtulmuştum anlaşılan. Birkaç çift dışında kimsecikler yoktu sahilde. Hepsine şöyle bir bakındım, gerçekten çok tatlılardı.. Buket'in ilişkisi olacaksa böyle olsun. O orospu çocuğuyla yan yana görünce sinirlerim bozuluyor.

Buket ve Baran'ı görmek içten içe beni yemiyor değil.
Onları her gördüğümde, her birbirlerine olan temaslarında, bakışlarında.. Sanki kalbim sıkışıyor, bir şeyler oluyor, bilmiyorum. Ne hissettiğimi bilmiyorum. Sevgi? Kıskançlık? Sinir? Nefret? Galiba hepsi. Baran olsun olmasın, Buket'i birisiyle görmek beni parçalıyor. Ya sanki, Buket önceden benim sevgilimmişte beni terk edip Baran'la sevgili olmuş gibi hissediyorum. Eksiğimi tamamlayacak olan o, ama o gidip Baran'ı tamamlıyor. Onu mutlu ediyor.

Bir çiçek, toprak olmadan büyüyebilir mi? Yaşayabilir mi? Tabii ki hayır. Ben toprak, Buket çiçek.. Onu yaşatan benim. Bu durum da Baran'da normal bir insan oluyor sanırım. Buket'i, çiçeğimi benden koparıp götürdü. Öyle yani. Pek söyleyecek bir şey yok. Sadece çiçeğimi benden koparıyor.

Buket çok fazla papatya vibeı veriyor. Sevgilim olsaydı ona Papatyam derdim sanırım.. Güzel hayal. Ama sadece hayal, gerçekleşmeyecek bir şey.
Söyle Papatyam, bir insana kanıp benden kopmayı mı tercih edersin? yoksa benle birlikte anılar biriktirmeyi mi? Pft.. Buket.. Baran'ın iyi tarafına kanıp uzaklaştın benden. Birgün Baran seni bıraktığında ne yapacaksın merak ediyorum.

Zeki biri olduğunu biliyorum.. Neden böyle yapıyorsun? Bu pislikle hayatına devam etmektense beni hayatına alabilirdin. Pft, gerçi kim bir çöpü ister ki? Gözümün dolduğunu fark ettim. Gerçekten bu yüzden ağlıyor muydum yani?
Gittikçe Buket'i daha çok seviyorum ve bu kıskançlık beni öldürüyor. Gerçekten dayanamıyorum.. Katlanamıyorum.

Buket

Birden göğüsüm sıkıştı. Ne oldu bilmiyorum ama aklımda Adel vardı. Ya ona bir şey olduysa? İçimde kötü bir his vardı gerçekten. Onu aramalıyım.

Kaç defa çaldırsam da açmadı. Bilerek mi açmıyor yoksa bir şey mi oldu emin değilim fakat yavaş yavaş ağlamaya başlayacaktım. Yatağıma oturup bir süre düşündüm. "Nerede olabilir.. Nerede olabilir.." Aklıma Hâlâ bir yer gelmiyordu. Şöyle bir düşününce onun hakkında çoğu şeyi bilmiyordum. Güya en yakın arkadaşımdı. O benim hakkım da çoğu şeyi bilirken, ben.. Sanırım gerçekten kötü bir arkadaştım. Aklıma tek bir yer geliyordu, ondan da pek emin değilim.. ama denemekte fayda var..

Oraya vardığımda arabasını gördüm. Koştura koştura arabasına doğru ilerledim. Beni fark etmiş olsa gerek arabadan inmişti. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bana baktığını görünce daha da hızlandım ve yaklaşınca sıkıca sarıldım. Kafamı iyice omzuna doğru bastırdım, ağlamamı görsün istemiyordum. O da bana sımsıkı sarılmıştı ve aradan birkaç saniye geçtikten sonra kulağımı ağlama sesi kaplamıştı. Sarılırken sessiz sessiz ağlıyordu. Sarılmayı bırakıp ona baktım. Göz yaşlarını sildim ve alınlarımızı birleştirdim. Ben de sessizce ağlıyordum. O neden ağlıyordu bilmiyorum ama ben kesinlikle pişmanlığımdan dolayı ağlıyordum.

Adel

Papatya'm bana geri gelmişti ama solmuş gibiydi. Ona bakmasını bilmeyen pezevenk yüzünden. Baran'la araları iyileştiğinden beri tanıdığım Buket gerçek Buket değildi gerçekten. Şu an yavaş yavaş kendine geliyordu sanırım. Ama bitmiş bir hâlde..

Biraz daha sakinleştiğimde sessizce demek istediğimi dedim. "hoş geldin Papatyam.." gözlerimiz kapalı, alınlarımız birleşikti. Ne dediğimi anlamamıştı büyük bir ihtimal. Sessiz kalmıştı. Bir süre sonunda gözlerimizi açıp alınlarımızı ayırdık. Yüzümü okşuyordu, eli o kadar yumuşaktı ki.. "Buket.." sessiz olmam için sus işareti yapmıştı. O, anı bozmak istemiyordu, ben gerçekleri söylemek istiyordum. Sonrasın da vazgeçtim. Şu an halimden o kadar memnundum ki bunu konuşamazdım. Susmayı tercih ettim.

Kafası omzumda, eli yüzümde.. huzurluydum. Kafasını kaldırıp bana baktı. "Bir daha aramalarımı açmamazlık yapma.." ben de onun yüzünü okşamaya başladım. "Özür dilerim.. biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı sadece." Duraksayıp öylece bana baktı. "Adel.." sözünü yarıda kestim. "Seni öpebilir miyim?" Düşünür gibi oldu. Ellerimi tutup beni öpmek için yaklaştı ve...
Evet, sonunda pembe dudaklar benim olmuştu. Yavaş yavaş öpüşüyorduk. O kadar rahatlatıyordu ki.. bir süre sonra öpmeyi bırakıp bana baktı ve gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Hava esiyordu, ona baktım. İnce bir hırkayla gelmişti. Kesin üşütecekti. Artık hareketlenme vakti gelmişti ve ikimiz de arabaya atlamıştık.

Evinin önüne geldiğimde durdum. İnmesini bekliyordum ama o daha inmemişti. Ellerini birbirine dolamış sımsıkı sıkıyordu. Yüzüme bakmadan konuştu. "Adel.. Bu yaşananı unutsak? Sadece sen ve benim aramda kalsın istiyorum, lütfen.. Başkalarının bilmemesi daha iyi. Özellikle Baran'ın." Bana yalvaran gözlerle baktı. Resmen şoke olmuştum. Bunu gerçekten unutmamı mı istiyordu yani?
Şaşkınlıktan açık olan ağzımı kapattım ve kafamı 'tamam' anlamında salladım. Teşekkür edip arabadan indi ve koşarak evine girdi.

Buket

Heyecanlı heyecanlı odama attım kendimi. Kalbim küt küt atıyordu. Ne oluyordu böyle? Neden böyle hissediyordum.. Sanki, uzun süredir onu öpmeyi bekliyormuşum gibi. Sanki, birinin beni bu kadar huzurlu hissettirmesine ihtiyacım varmış gibi..
Ah, pardon. Biri değil, Adel'in. Bunu gizli tutmasını söyleyerek onu hayal kırıklığına uğrattım sanırım. Ne rezillik, iğrenç hissediyordum. Keşke öpme işini reddetseydim. Her neyse.. bir süre sonra unutacağım bir şey için bu kadar heyecanlanmaya gerek yoktu. Artık normale dönmem lazımdı. Yüzümü iyice yıkayıp yatağıma yattım. Aklıma öpüşmemiz geliyordu. "Hay, sikeyim.." anlaşılan zor bela uyuyacaktım.

Adel

Uzanırken kendi kendime düşünüyordum. Sorun ben de mi acaba? Neden inatla beni istemiyor da Baran'a yaklaşıyordu? Ah.. çok sinir bozucu. Kendi kendime birden tokat attım. Kendime gelmem lazımdı. Normale dönüp, Buket'in dediği gibi her şeyi unutacaktım. Yürü be adel! Kim tutar seni!

Saçmaladım sanırım, hm? Hem saçma hem de güzel oldu bana kalırsa. Fazla ve gereksiz dram yaptım. Ne diyeceğim bilmiyorum. Elimden bu kadar geliyor. Hikayeyi ergenleştirdiysem veya soğumanıza neden olduysam kusura bakmayın! İyi geceler! Ya da sabahlar?

𝘉𝘢𝘳𝘪𝘴𝘵𝘢 | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin