8. BÖLÜM yemek

792 53 5
                                    

         Lütfen hayalet okuyucu olmayı bırakın..

.....

  Şimdi ne mı yapıyorum?
Ah! Şu biyolojik aileye akşam yemeğine gidiyorum. Her ne kadar istemesem de. Şimdi iç sesimin
Hadi ama Arin içinde bir yerde istediğini ikimiz de biliyoruz.
Demesi gerekiyor değil mi? Ama hayır demiyor sessiz beklenmedik şekilde.

Bu ailede beni rahatsız eden bir şeyler var Arin. Ne olduğunu bilmiyorum ama bak yazıyorum şuraya bir boklar çıkacak.

Aslında bende öyle düşünüyorum nedensiz bir şekilde özellikle Kadın ve adam da bir değişik bakıyorlar. Yani hiç ama hiç ısınamadım, onları araştırmayı bir kenara yazalım Anka.

Hallettim.

Şimdi Nalan hanımın attığı konuma göre bir eve gelmiştim bune amk. Köşk sanki

Daha iyilerini görmediğini bilsem şaşırdığına inanacağım Efi.

Efi ne kızım

Ne yapayım Eftalya çok uzun

Ne halin varsa gör!

Eyvallah

Bir koruma arabaya doğru yaklaştı "buyrun hanımefendi kimsiniz?" "Eftalya Acar ben" "buyrun efendim tanıyamadım özür dilerim" "sorun değil tanımaman çok normal"  hızla kapıyı açtı. Eve doğru adımlayıp derin nefes aldım ve zili çaldım.

Sanki kapıda bekliyor gibi geldi bana

Banada

"Kızım gel hoş geldin." "Hoş buldum Nalan hanım". Hanım dememe üzülmüştü galiba ayrıca kızım ne, cidden ne bu gereksiz samimiyet. Beni salon gibi bir yere yönlendirdi. "Gel kızım" içeri girmemle 5 çift göz bana döndü. Bunlardan biri biyolojik baba Kıraç bey diğeri 3'ü benden büyük duruyor biyolojik abiler herhalde diğeri de testi yaptırırken gördüğüm veletti. Nalan hanımın konuşmasıyla kendime gelip tekli koltuklardan birine oturdum.
Ve bakışmaya başladık,
Bakışmaya hala devam ediyoruz
5 dakika daha geçti ve hala bakışıyoruz
Konuşacaklar mı acaba diye sordu büyüklerden biri
"Konuşacak mısınız acaba" içimi okudun be!
Ondan sorunlar bende diğerlerini incelemeye başladım

hmm sen elendin, sen girme seçeneklere boş ver sen! Tuttum seni ve küçük boy sen de elenirsin bu gidişle. Evet özetle şöyle ki; biyo abilerden 2 tanesi nefret içeren kalan bir boş bakışlarla velet ise kötü kötü bakıyor -yani o öyle sanıyor-

"Kızım ailemizi tanıtayım sana bu en büyük abin Erdem yurtdışında yaşıyor bu sabah geldi, ikinci abin Burak  bizimle yaşıyor ve üçüncü abin Berke o da bizimle yaşıyor son olarak kardeşin Can." "Ben de Eftalya" "O benim ablam değil" demesiyle tüm salonu benim telefonumun sesi doldurdu cebimden telefonu çıkarıp arayan kişiye baktım -ki ben bunları yaparken herkesin gözü üstümdeydi-. Onları bırakıp telefonu açtım.

"Aloo"  "efendim Tuna" "ablaa Allah'ını seviyorsan yardım et ahh!" "Noluyor "Tuna kime diyorum gel lan buraya" şimdi anlaşıldı Tuna kesin abimi sinirlendirdi şimdi de ceza çekiyor "abl-"  "ARİN" derin bir nefes "kapat abicim senle sonra görüşeceğiz" ve telefon yüzüme kapanır.

Benim sevgili abim ve canım kardeşim telefon da fazla bağırdıkları için seslerini herkes duymuştu, Kıraç bey daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı "kızım bir sorun mu var?" 
"Hayır Kıraç bey, kardeşim ve abim aramıştı." "Abin mi?" Bunu soran ikinci abi Burak'tı. "Evet. Bir sorun mu var?" "H-hayır sadece bir anlığına merak ettim." Anladım der gibi başımı salladım şu en büyük abinin gözleri üzerimden bir anlığına bile ayrılmamıştı, hayır yani tamam çok güzelim kabul ediyorum ama bu kadar çok bakması normal değil ki.

Egoyu çek egoyu seni göremiyorum

Sanane be!

İçeriye bir kadın girdi. Nalan hanım ve Kıraç beye hitaben "efendim yemek hazır" diyerek salondan çıktı hadi o zaman yemeğe. Herkes kalkınca normal olarak ben de kalkıp onları takip ettim. Oturunca Kimse yemeğe başlamayınca ben de başlamadım.

Niye başlamadılar ki?

Ben de anlamadım ki

Yemin ederim odunsunuz, ikiniz de!

Eftalya neredeydin ya, özlettin.

Sen vahşiliğine baksana

Hey, Sakin.

  Beni Eftalya ve Anka'nın atışmasından ayıran şey Kıraç beyin sesiydi "afiyet olsun"  demesiyle herkes yemeğe başladı. Cidden 'afiyet olsun' demesini mi beklediler

*bekledik*

Her neyse yemek var burda, ve ben açım. Diyip -tabi ki içimden- yemeğe başladım. Bir süre sonra tüm çatal, bıçak sesleri kesilmişti kafamı yemekten kaldırdığım da tüm masanın bana baktığını gördüm. Niye bakıyorsunuz be!

Hayvan gibi yediğin için olabilir mi Arin?

"Hepsini bu kız mı yiyordu abi" diye soru mini boy abi "evet" diye onayladı onu orta boy sesleriden bile ne kadar şaşırdıları belli oluyordu dayanamayıp konuştum "kusura bakmayın ama bu hayatta evlensem bir yastık, yorganımla bir de yemeğim ile evlenirim" dedim çok iyi dedim neyse ben ikinci aşkıma geri dönüyorum kafamı tekrar gömüp yemeğime devam ettim. "Kızım sen ne iş yapıyorsun" ve ya edemedim.  Askerim ben diyemeyeceğime göre tam konuşacaken ben den önce mini boy abi konuştu "ne işi yapacak anne ya diğer kız gibi oda diğer kız gibi her gün başka biriyledir" sinirlensem de bunu ona göstermedim istediği zaten buydu. Sakin bir sesle cevap verdim "temizlik şirketim var Nalan hanım" ne var yalan sayılmaz, dağlar da it temizliyorum burada da şirketimi yönetiyorum. Bu kısa konuşmadan sonra kimse bir şey dememişti zaten.

   Yemeklerini yemiş salon da tatlı yiyorduk.

Ne yedin kızım

Sen. Sus!

Biz boş boş otururken aniden salonu bir ses doldurdu. Evet, yine benim telefonumun sesi. Ve yine evet tüm gözler benim üstüm de telefonu çıkarıp arayana baktım ama bilinmeyen numaraydı. Üzerimde ki meraklı bakışlara aldırmayıp telefonu açtım "Alo"  "Yüzbaşım ben Mardin karargahından Albay Kemal Sönmez" "sizi dinliyorum efendim" "galiba kalabalık bir yerdesin yüzbaşım" "evet efendim öyle" çok hafif kıkırdadı Kemal Albay ile bir çok görev yapmıştık... "Anlıyorum yüzbaşım ne zaman Mardin'e gelirsin" "Yarın yola çıkacağım efendim" 'tamam yüzbaşım gelince bana haber ver sana bir sürprizimiz var" "Tamam efendim" dememle telefon yüzüme kapattı. Hayır yani niye bir insan telefonu neden karşısında ki insanın yüzüne kapatır ki!

Sen de kapatıyorsun

Ben değil Eftalya

Evet kapatıyorum?

 
  "Kızım bir sorun var? Nereye gidiyorsun" "Kıraç bey işimden dolayı, tayinim çıktığı için gidiyorum buraya da zaten test için gelmiştim." "Anlıyorum kızım"
"Ben artık kalkmayım geç oldu zaten"  "peki kızım bir daha görüşürüz değil mi" "bilmiyorum Nalan hanım" büyük boy yanıma gelip konuştu "biraz konuşalım mı Adel?" "Eftalya" dedim sert bir şekilde.

Eveet sayın seyirciler Arin çekilir ve sahne arkasından Eftalya karşınızda. Ben deniz Anka, sizlere ilk defa göreceğiniz Eftalya'yı sunarım..

  "Pekâlâ Eftalya.Ben senin abin olmak istiyorum yani tabi ki sen de istersen istersin dimi"
seni gerizekalı gözündeki o saf nefreti hala görüyorum sen bana oyun oynayabileceğini mi sandın? Yazık..
"İstemiyorum." açık ve net konuşmam oku şaşırtmıştı ne sanıyordu ki 'çok isterim' diye sarılmamı mı.
"Ha bu arada hem rol yapmaya daha iyi çalış hem de kendine kandırabileceğin yeni bir oyuncak bul." Onu orada afallamış şekilde bırakıp sert adımlar ile evden çıkıp, arabaya bindim. Ve otele sürmeye başladım.

Odama gelmiştim üstümü değiştirip valizimi kontrol ettim. Kendimi yatağa bıraktım..

















Selaaammmm
1028 kelimee yazdığım en uzun bölüm olabilir. Yani öyle aslında Eftalya kişiliğini nasıl bulduğunuz Arin'e göre daha sert yazmaya çalıştım. büyük boyun yani Erdem'in yaptığı saçmalık..
Seviliyorsunuz 🤍

ANKA Küllerin AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin