20. bölüm

390 24 4
                                    

......
Başa sar - Ege Can Sal

  Önümde duran konağa bakıp derin bir nefes aldım. Keskin beni kendine doğru döndürüp yüzümü elleri arasına aldı, gözlerime abi şefkatiyle bakmaya başladı. "Bak, eğer şimdi bu kapıdan içeri giremezsen hiç giremezsin. Eğer şimdi cesaretini toplayıp onlar ile yüzleşmezsen, belki ileride onlar seni bulduğunda pişman olacaksın ve ben bunu istemiyorum. Sen yaparsın ben senin yanındayım, ve her zaman da yanında olacağım. Kötü mü hissettin kendini bir bakışın yeterli. Tamam mı?" Sorar gibi konuşmuştu. Başımı sallayıp onayladım. Konağa dönüp, bakışlarımı duygusuz hale getirdim. İlerlerken yanımda varlığını hissediyorum. Kapıdan geçecek iken, korumalardan biri önüme geçti. Tam kolumdan tutacak iken yanımdan Keskin'in eğlenen sesi geldi, "eğer ona dokunursan, o seni yakarken asla engel olmam." Bense korumaya gözlerimi dikmiş bakıyordum. Koruma benimle göz göze geldiği an elini ateşe değmiş gibi hızla indirdi ve bir adım geri gitti." S..siz bekleyin ben Cihangir Ağa'ma haber edeyim." Onun bir şey demesine izin vermeden avcumu göğüsün yasladım, koruma bana şaşkınlık bakarken ben onu ani bir hareketle ittim. O geriye düşerken ben yoluma devam ettim.

   Bahçeye girdiğimizde çardakta oturan kadınlar vardı. Bizi görünce kaşlarını çatıp buraya bakmaya başladılar. Evin giriş kapısı açıktı. Bir şey demeden oraya ilerledim. Hizmetli kadınlardan birisi çıktı önüme, buyurun "hanımefendi kime baktınız?" Ağzını yaya yaya konuşmasına sabır çekip, daha fazla beni rahatsız etmemesi için ve işimin kolaylaşması adına sorusuna cevap verdim. "Cihangir Karahanlı. Burada mı?" "Evet hanımefendi Cihangir ağam burada siz ne için görüşmek istemiştiniz." Ona karşı bir adım attım. Boyu benden kısa olduğu için kafasını kaldırmak zorunda kalmıştı. "Senin işin ne? Beni sorgulanmak mı? Yoksa yardımcı olmak mı?" Sorumu yineledim, "Cihangir Karahanlı burada mı?" O bana sinirle bakarken, bense yüzüme alaylı bir ifade takınmıştım. Kalın ve sert bir ses duyuldu, gergin ortamda. "Cihangir Karahanlı benim küçük hanım, sen kimsin?" Etraftaki herkesi unutmuş gibiydik. İkimizde, birbirinin tıpatıp aynısı olan gri gözlerle birbirimize meydan okurcasına bakıyorduk. Tek kaşımı kaldırdım "28 yaşındayım. Küçük olduğu pek zannetmiyorum." Rahat bir tavırla devam etti;
"56 yaşındayım, yani benden küçüksün." Kafamı iki yana salladım "her neyse, sizle konuşmam gereken konu yaşlarımız değil." Ciddileşti böyle gerçek korkutucu gözüküyordu. Buna güldüm tamam senin için korkutucu değil. "Gel bakalım, salonda konuşalım." Onu takip edip salon olan yere geldik. Keskin ile ikili koltuklardan birine geçtik. Keskin ile ikimize baktı. "Önce kendinizi tanıtır mısınız?"
"Ben Eftal-" "baba? Bunlar kim?" Cihangir Karahanlı önce bana baktı. "sizler de gelin, tüm aile fertlerini ilgilendiren bir konu." 4 adam da içeri girip yerlerine oturdular bana dikkatli baktıklarını biliyordum, ama ben gözlerimi Cihangir Karahanlı'dan ayırmadım. "Ben Eftalya, Eftalya Arin Acar. Sizin biyolojik kızınız," yeni gelen adamlara döndüm "sizin de biyolojik kardeşinizim 23 yıl önce ki yangında kaybalon, daha doğrusu kaçırılan o bebeğim. Yanımda ki de Yalın Kılıç, abim." Gelen adamlardan bir ayağı kalktı "yalan söylüyorsun benim kardeşimin gözleri babam ile aynı renkti." Önce babasının gözlerine baktım; griydi ve şey.. benim gözlerim de gri renkte. O konuşan adama enteresan bir şey görmüş gibi baktım. Oda bir şeyin farkına varmış gibi gözlerini ve ağızını sonuna kadar açmıştı.Ve bayıldı. 

  Masanın üzerinde ki kağıt kalemlerden birini aldım üzerine numaramı ve adresimi yazıp masaya tekrar bıraktım aldıklarımı. Kağıdı ise Cihangir Karahanlı'nın önüne bıraktım. "Numaram ve adresim burda ne zaman DNA testi yaptırmak isterseniz ararsınız. Hadi eyvallah." O sırada Yalın da kalkmıştı. Önce evden yani konaktan, sonra da konağın bahçesinden çıkmıştık. Biraz önceki korumayı görünce ona dik dik bakıp motorların yanına gittik. O koruma, gıcık hizmetli, Cihangir Karahanlı ve junior Karahanlı'lar bizi izliyordu. Onlara göz kırpıp kaskı kafama geçirdim. Yalın'a baktım "Hadi bakalım kaos başlasın.."

Her insanın yaşadığı en az iki hayatı var. Biri bildiğimiz vitrinlik, diğeri bilmediğimiz derinlik..

 Biri bildiğimiz vitrinlik, diğeri bilmediğimiz derinlik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sınır 7 oy..

Hay bebekler çok sövdüz mü bana, açıkçası ben kadın asker kurgularında ana karakter şehit olunca yazarın anasına bacısına sövüyorum. Neyse.

Teorileriniz? (Yazın lütfen görüşlerinizi merak ediyorum.)

Seviliyorsunuz 🤍

ANKA Küllerin AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin