Nedensizce bu kitap tutacakmış gibi hissediyorum ve doğrusu bu kitabı severek yazıyorum. Umarım siz de severek okursunuz. Neyse çok uzatmayayım sizi seviyorum, öptüm <33
Sınır da koyacağım. Şimdilik 20 yorum olsun.
Sınır: 20 yorum.
×××××
Kapı çaldığında yayıldığım koltuktan kalktım. "Ben bakarım." Diyerek kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda önümde Esir'i görmüştüm. Kapı pervazına yaslanmış bana bakarak gülümsüyordu.
"Merhaba." Yüzüne yerleştirdiği geniş gülümsemesiyle selamladığında ben de yüzüme geniş bir gülümseme yerleştirdim. Bu kızın bulaşıcı bir gülümsemesi vardı. Eren'in onunla arkadaş olmasına şaşırmamak gerek. Artı olarak hem yakışıklı, hem de tatlı.
"Merhaba." Kollarımı göğsümde birleştirerek onu inceledim. Bugün daha bir açık renklerde giymişti. Altında kahverengi bol bir pantolon, üzerinde beyaz kazak ve onun da üzerine kahverengi ipeksi bir ceket giymişti. Oldukça şık duruyordu.
"Evde yalnızsın diye düşünüyorum. O yüzden seni dışarı çıkarmaya geldim." Yasladığı kolunu çekerek dikeldi. Boyu benden uzundu, bu yüzden kafamı kaldırarak gözlerimizi birleştirdim.
"Aslında yalnız değilim." Dediğimde kaşları çatılmıştı. Esra ve sevgili Ozan gelmişlerdi. Ikisi de benim en yakın arkadaşlarımdı ve evde yalnızlıktan sıkıldığımı öğrenince gelmeye karar vermişlerdi.
"Kiminlesin ?" Gözleri benim üzerimden evin içlerine doğru kaydı. Merak etse de, saygısızlık olmasın diye bir adım atmamıştı içeriye doğru. Saygılı ve nazik biriydi. Bu da onu ekstra tatlı yapıyordu.
"Arkadaşlarım Esra ve Ozan buradalar." Kaşları isimleri duyduğunda kalkıp indi. Ellerini kapının iki yanına koyarak bir içeri bir de bana baktı.
"E, o zaman ben gideyim." Dediğinde gitmesine izin vermeden durdurdum onu. "Yok canım, buraya kadar gelmişsin, gel." Kolundan tutarak onu içeri aldım. Ben önden ilerlerken o da arkamdan gelerek salona girdi.
Esra ve Ozan Esir'i gördüklerinde yayıldıkları koltukta biraz toparlandılar. Ben kendi yerime otururken Esir hâlâ ayakta durmuş, ellerini ise belinin iki tarafına yerleştirmişti. Galiba utanıyordu.
"Merhaba." Kimse konuşmayınca sonunda Esra konuştu. Onlarla kendi tanışsın istiyordum. Zoraki durmasın tanışmaları. "Esra ben." Esra her zamanki gülümsemelerinden birini dudaklarına yerleştirerek ekledi.
"Esir ben de." Elinden birini kaldırarak onlara hafifçe selam verdi. Esra'dan sonra Ozan kendisini tanıttı.
"Ozan ben de, Esra'nın sevgilisiyim." Esir kafa sallayarak onunla da tanıştı. Hâlâ ayakta dikilmeye devam ettiğinde yanımdaki boş yeri okşadım. "Gel otur."
Küçük adımlarla yanıma gelerek yanıma oturdu. Normalde benimle rahat biri gibi dursa da, Ozan ve Esra'nın yanında biraz gerildiğini hissediyordum.
"E, Esir, kaç yaşındasın ?" Ozan cebinden sigara paketini çıkarıp dudaklarına yerleştirirken sordu. Her ne kadar doktorluk okusa da, kendisi de sigara içiyordu. O her zaman tezatlarla dolu biriydi. Her konuda, ama iyi biri olduğundan emindik.
"17 yaşındayım, 18 olacağım." O kadar saygılı bir şekilde cevap vermişti ki, sanki sonuna efendim kelimesi ekleyecekti. Bunu Esra ve Ozan da hissetmiş olacak ki, yüzlerine gülümseme yerleştirdiler.
Ben 20 yaşındaydım. Üniversite 3.kursta okuyordum. Muhtemelen Esir yaşımı falan da bilmiyordu.
"Fazla yakışıklısın." Bunu diyen Esra'ydı tabii ki. Bu kadar patavatsız ve her kıza güzelsin diyen oydu. Onun için her kız güzel ve özeldi. Böyle diyince onu biseksüel falan sanıyorsunuz, ama hayır. O tamamen ve tamamen heteroseksüel.