Bu kitaba çok yazasım var ya, resmen sürekli aklımda bu kitabı kurguluyorum. Öyle sahneler düşünüyorum ki, birlikte coşacağız. Neysee sizi çok tutmayayım, iyi okumalar canlar <33
Sınır: 30 yorum.
×××××
Oda'da yanıp sönen ışıkla zar zor da olsa gözlerimi açtım. Ne olduğunu idrak edemiyordum, gözlerimi odam'da gezdirdim. Daha sabah olmamıştı, muhtemelen saat 3 veya 4'tü. Gözlerim sonunda yanıp sönen ışığın kaynağını buldu. Telefonum çalıyordu, ama titreşim rejiminde olduğu için sadece yanıp sönüyordu. Uzanarak yerde duran telefonumu aldım ve arayana baktım. Esra aradığı için sessize alarak yan sehpaya bıraktım.
Gözlerimi yanımda yatan kıza çevirdim. Yorgunluk ve sarhoşluğun verdiği duyguyla huzurla uyuyordu. Ama onu gördüğüm anda vücuduma bir pişmalık, huzursuzluk yayılmıştı. Bu gece hiç yaşanmamalıydı, ama şehvetime yenik düşmüştüm işte. Yalan yok, güzel bir geceydi, ama fazlası olamazdı.
Tamam, bu seks değil, sevişmeydi. Ben de bunun farkınaydım. Bunu nasıl ayır ettiğimi soruyorsanız seks yaptıktan sonra o kişiyle sarılıp uyumak istemezsin. Ben ise Esir'e sarılarak uyumuştum. Işte fark buydu, ama doğru da değildi. Hepsinden önce, Eren ne derdi bu duruma ?
Gözlerimi yüzünde gezdirdim. Yüzünün her tarafına huzur yazılmıştı. Gözleri kapalı, dudakları hafif aralıktı. Üzerindeki ince yorgan aşağı doğru kayarak beyaz, pürüzsüz sırtını açığa çıkarıyordu. Muhteşem bir vücudu vardı. Elimi saçlarına daldırmak için ona doğru uzatsam da, yolda kendimi durdurarak elimi kendime geri çektim.
Ne yapıyorsun Alisa? Ne konuştuk az önce? Hemen pencereden dışarı mı attın dediklerimi?
Derin bir nefes alarak sırt üstü yatağa yatarak gözlerimi tavana diktim. Ara sıra gözlerim tekrardan ona kayıyor, uzun uzun izliyordum. Yarın onunla nasıl bir konuşma yapmam gerektiğini düşünmeliydim. Doğrusu, ne düşünürsem düşüneyim sonunda her şey bodoslama olacaktı. Ama öyle bir yol seçmeliydim ki, onu da beni de fazla incitmesin. Gerçi bu geceden sonra bu pek mümkün gibi gözükmüyordu.
Nefesim daraldığı için tekrar derin bir nefes aldım. Odaya benim ve onun parfüm kokusu dağılmıştı. Sevişme sonrası ter de kokuyordu elbette, ama en çok ikimizin bir birine karışan parfüm kokusu geliyordu burnuma.
Oda zifiri karanlıktı. Içeriyi aydınlatan tek şey Esir'in sırtına düşen ay ışığıydı. Bu ay ışığı onun pürüzsüz cildini daha güzel gösteriyordu.
Yerinde biraz rahatsızca hareket ettiğinde gözlerimi ona çevirdim. Elini belime yerleştirerek kendini bana doğru çekti. Uyanmamıştı, sadece bana sarılıyordu. Elimi nereye koyacağımı bilmeyerek sırtına yerleştirdim. Gözlerimi kapatarak tekrardan uykuya dalmaya, bunları düşünmemeye çalıştım. Doğrusu ne mümkün.
Esir'den.
Sabah gözlerimi yüzüme vuran güneş ışıklarıyla açtım. Kolumu sağ tarafa atıp Alisa'ya sarılmak istesem de, elim boş, soğuk yatağa çarptı. Anında gözlerimi açarak etrafa baktım. Çoktan saat on olmuştu. Derin bir nefes aldım ve doğruldum. Direkt önünde duran gardob'un aynasında kendimle bakıştım. Üzerimde ne tişört vardı, ne de pantolon.
Hızla yataktan çıkarak üzerime iç çamaşırımı ve pantolonumu geçirdim. Tam yerde duran beyaz tişörtümü alıp üzerime geçirecekken kapıdan giren Alisa ile durdum. Ani refleksle tişörtü önümü kapatmak için kullandım, ama bunun saçma olduğunu bilerek gülüp tişörtü indirdim.
"Zaten dün gece gördün ya." Diye mırıldandım. Gözleri üzerimde gezinirken kafa salladı. Bir gariplik, bir durgunluk vardı. Dün geceki eğlence dolu kız şu an gitmiş gibiydi. Vücudumu gerginlik kaplarken yutkundum.