"Abi..."
Abi mi? Benim kardeşim yoktu ki, olamazdı... Yani vardı da... "Ne abisi? Başını bir yere mi çarptın?"
"Sen Demir ve Seray'ın kızı değil misin?" dediğinde bir adım gerilerim. "Öyleyim... O zaman biz... Kardeşiz?" Gözlerimi üzerinde gezdirdim. Gerçekten de benden küçük duruyordu. "Sana nedensizce güvenemiyorum..." dedim.
"Abi, bana güvenmen lazım. Ege ve kardeşleri tehlikede!"
"Ne, Ege'yi ve kardeşlerini tanıyor musun?!" Başını salladı. "Elif'le sınıf arkadaşıyım ben abi. Gece sen ve Ege abi geldiğinizde bende oradaydım." Derin bir nefes aldım.
"Nerede olduklarını biliyor musun?"
Başını salladı yeniden. "Ece'yle birlikteler." Benden yaşça küçük olan çocuğun elinden tuttum ve onu tahminlerim doğrultusunda kuzeye doğru hızlıca yürütmeye başladığımda şaşkındı. Ancak nedensizce de tedirgin görünüyordu. "Abi, dur!" Her ne kadar durmamı söylese de durmuyordum.
"Abi, onların peşinde başka biri daha var. Hem de bizden büyük." dediğinde nihayet durmuştum. "Önce bi' adını söyle," dedim çocuğa dönerek. Adını sormayı nasıl unuturdum?
"Adım Batur." dedi. "Bu..." diyebildim sadece. Babam beni Ece'lere sattığı zaman annem hamileydi. Annem beni hep çok sevmişti. Ve kardeşimin adını benim seçmemi istemişti, ben de 'Batur' demiştim. Bir süre sonra babam annemi çok fena dövmüştü ve annemi hastaneye kaldırmışlardı. Daha sonra annem hastanedeyken babam beni bi' eşya gibi satmıştı. Ben de bu zamana kadar kardeşim olmadığını düşünüyordum. Ama varmış, annem de benim seçtiğim ismi koymuş.
"Bu benim seçtiğim isim..." dedim zorlukla. "Evet," dedi. "Babam söyledi."
"Tamam Batur," dedim. "Şimdi bana yanında yaralayıcı alet olup olmadığını söyle." Gerçi benden yaşça küçük bir çocuğun elinde en fazla ne olabilirdi?
Belinden iki tane silah çıkardı ve birini bana uzattı. Silahı aldım. "Sende ne işi var bunların?"
"Sorma," dedi sadece. "Peki Ege'leri neden kurtarmak istiyorsun?" diye sordum. Yanakları kızardı. "Bunu da sorma..." dediğinde gülümsedim.
"Elif'e aşıksın, değil mi?"
"Ya abi..." dedi dudaklarını ıssırarak.
Ben bu kadar kısa sürede nasıl biriyle abi-kardeş ilişkisine girmiştim? Kanım çekilmiş olmalıydı ki onu şimdiden sevmiştim. "Hadi gidelim." dedim, abilik modundan çıkıp bir komutan edasıyla.
"Tamam." dedi. 16 yaşında bir kardeşi olan ben, onun yanında Ece'yi nasıl öldürecektim? Daha çok gençti ve psikolojisini bozabilirdim ki bu en son isteyeceğim şey bile değildi.
Öte yandan aklım Ecrin'lerdeydi. Beni neden burada bırakmışlardı? "Batur," dedim. "İstersen sen burada kal?"
"Hayır! Ben de gelmek istiyorum." dedi. Kim bilir okulda arkadaşlarına neler anlatacaktı? "Arkadaşlar ben abimle birlikte cinayet işledim!" mi diyecekti? Umarım öyle birşey demezdi...
"Peki tamam." dedim. Kardeşimi kırmak istemiyordum, o benim kanımdan olup annemden sonra sevdiğim biriydi. Babamdan nefret ediyordum. 8 yaşımda hayatımı mahfeden birini sevemezdim...
Birlikte dikkatli bir şekilde gece yarısı ormanda dolaşıyorduk. Ben arkamızdan birinin geldiğini fark etmiştim ama Batur paniklenmesin diye hiç birşey söylememiştim.
"Batur," dedim kulağına doğru. "Abicim sen biraz daha ilerilere bak."
"Tamam..." dedi ve önden gitmeye başladı. Bir süre sonra gözden kaybolduğunda boynumda hissettiğim sıcak nefesle arkamı döndüm. Elim hızlıca bıçağa gitti ve karşımdaki kapşonlu adama doğru uzattım.
"Kimsin?" diye sordum. Bu da babam çıkarsa...
Adamın sadece ağzı görünüyordu, boğazına dayanmış keskin bıçağa karşın sırıttı.
"Kimsin dedim, aptal aptal sırıtma da söyle!" dedim. Sesimi her ne kadar kısık tutmaya çalışsam da ormanda yankı yapıyordu. "Sakin ol, çocuk."
Anlaşılan işimiz vardı bu adamla. "Ece'yle ne işiniz var?" diye sordu, sesi sertleşmişti.
"Sanane, burda soruları ben sorarım." dedim. Ece'yi bilmesine şaşırmıştım. "Sen, Ece'nin peşinde misin?"
"Siz de mi?" dedi şaşkınlıkla.
"Dostum, ne olduğunu adam gibi söyle. Anlaşılan biz Ece'yi arıyoruz ve sende onu arıyormuşsun gibi duruyorsun. Doğru mu anladım?"
"Evet..." dedi. Sesinden benden epey büyük olduğu belli olsa da bu dert değildi. Burada patron bendim.
"Ece'yi neden arıyorsun?" dedim. Kapşonunu indirdi. Sağ kaşının altından gözünün altına kadar derin bir bıçak yarası vardı, yeni tıraş olmuş gibi duruyordu ve saçlarını üçe vurdurmuştu. Bıçak yarası çok önceden beri oradaymış gibi duruyordu ve anlaşılan o ki geçmemişti.
"Ben Kaplan, Ece'nin eski kocasıyım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK -DENEY : 0001- DÜZENLEMEDE
Ciencia Ficción"Kaç yaşındasın?" "Se-Sekiz..." "Annenin adı ne?" "A-annem yok," dedi Uralp yutkunmaya çalışarak. Kadın gülümsedi. "Babanın adı ne?" Uralp sarışın kadının sorduğu soruyu düşündü. Zihninin ezberlediği ve sürekli söylediği yanıtı verdi. "Babam da yo...