15

365 30 10
                                    

"Ben Kaplan. Ece'nin eski kocasıyım."

Bir dakika,

Ne?

Ne demişti o?

"Anlamadım?" dedim, sesimden akan şaşkınlık başka hiç birşey de yoktu. "Abi," Arkadan Batur da gelmişti. Geldiği gibi de direk arkama geçmişti. Ah, hadi ama sana orda kal demiştim!

"Abi, bu kim?" diye masumca bir soru yönelten 16 yaşındaki tatlı çocuk, korkusundan benim arkama saklanmıştı.

"Baturcum, büyükler konuşuyor." diye sertçe yanıt verdi kardeşime. Adamın sert sesini duyan Batur ise korkuyla arkama daha çok sindi ve belime kollarını doladı. Kafasını sırtıma yasladı ve tahminlerime göre şuanda da gözlerini kapatmıştı.

"Adım, Kaplan." diye tekrar yineledi, az önce söylediklerini. Batur hafifçe kıkırdadı. Sadece benim duyabileceğim bir sesle konuştu: "Kaplan diye isim mi olur ya..."

"Ece'yle işin ne, boşanmışsınız işte abicim."

"Evet," dedi. "Boşandık ama çocuklarım şuan Ece'nin yanındalar. Ve hiç güvende olduklarını zannetmiyorum." Demek o da bizimle aynı sebepten dolayı Ece'nin peşindeydi. Bıçağı boğazından indirdim ve cebime koydum. "Biz de aynı şekilde."

Kaplan eliyle yolu gösterdi. "Önden buyurun çocuklar." dedi. Açıkçası ona güvenmiyordum. Batur'un elini tuttum ve bir gözüm Kaplan'ın üzerinde yol almaya başladık.

İlerlerde bir hışırtı duymamla durdum, ben durunca Batur ve Kaplan da durdu.

Kaplan nasıl isim ama ya...

"Ne oldu?" Batur diğer silahını Kaplan'a vermişti. Bu yaştaki bir çocuğun silah kullanmayı bırakın, yanında taşıması bile sakıncalıydı.

İlerde konuşmalar duymuştum. Biraz ilerledim ve çalılıkların arkasına çömeldim. Tanıdığım kişilerdi, konuşuyorlardı. Kaplan ve Batur da yanıma gelip çömeldi.

"Ege bir şeylerden şüpheleniyor." dedi Rümeysa. "Ece çocuk sana güvenm-"

"Güvenmemekle haklı," dedi Ece. "Sence o çocuklar umrumda mı sanıyorsun?" Kaplan geri geri gitti. Ona baktım.

"Çocuklar," diye sadece bizim duyabileceğimiz bir şekilde fısıldadı. "Hemen gitmeliyiz."

Bakışlarım yeniden Ece'yi buldu. "Onları umursamıyorum. Çocukları aldım çünkü eğer çocukların yanımda tehlikede olduğu haberi Kaplan ve Uralp'e giderse onlar beni bulacaktı." Sonra bakışları bizim olduğumuz yere döndü. "Ve bulmuşlar da..."

Planı henüz yeni anlamıştım. Ayağa kalktım, Kaplan'da benimle birlikte kalktı. Batur'un kalkmasına izin vermedim.

"Planın başarılı," dedim. Birkaç adım öne gittim ve çalılıklardan uzaklaşıp onların yanına gittim. Aramızda 4-5 adım vardı ve yakın dövüş gerekirse bu açıdan oldukça iyi yapabileceğime inanıyordum. Kaplan da arkamdan geldi.

Ece gülümsedi. 10 saniye içerisinde beni incelemesi gözümden kaçmamıştı. Analiz yapıyordu. "Hmm..." dedi. "İlaçlar gözünüm rengini değiştirmiş, ten rengini beyazlaştırmış. Ayrıca kolundaki siyah iz de muazzam duruyor."

"Neden hâlâ peşimdesin?" Kaplan sormuştu bu soruyu. "Çocuklarımdan ne istiyorsun?"

Ece gülümsedi ve Kaplan'a yaklaştı. "Hiç anlamamışsın..."

"Ne?" Kaplan'ın bir an şaşkınlıkla sorduğu soruyla ve Ece'nin sırıtmasıyla birlikte gözlerim dehşetle açıldı.

Umarım düşündüğüm şey değildir...

Ece Kaplan'ın yakalarından tuttu. "Kravat bağlamayı öğrenebildin mi bari?"

Kaplan yutkunarak başını iki yana salladı. "Yazık olacak," dedi Ece. "Öteki dünyada öğrenirsin belki..." dedi ve gözündeki hırs ateşiyle birlikte Kaplan'ı yaprakların üzerine fırlattı. Ancak orası kocaman bir delikti ve yapraklarla örtülmüştü.

Kaplan yere düştü, düştü, düştü ve bir süre sonra yere düşme sesi gelince çukurun ne derece derin olduğunun farkına vardım. Gözlerim yuvarlarından fırlayacak gibi dehşetle etrafa bakıyor, başka tuzak olup olmadığını arıyordu.

Rümeysa bile dehşet içinde kalmıştı ki, bunun ona normal gelmesi gerekiyordu. Anlaşılan Rümeysa Ece'ye güvenmişti.

Bu yüzden kimseye güvenmiyordum...

Kaplan'la olan tanışmamız kadar tanıştığımız süre de kısa sürmüştü. Ancak sonuç ilk defa belirsizlikten çıkmış, gerçekliğe dökülmüştü. Kaplan, acı kaderinin kurbanı olmuştu. Tek istediği ise çocuklarının güvenliğiydi.

En ağır idam mahkumlarının bile ölmeden önce istekleri gerçekleştirilirken Kaplan'ın istediğini bırakın, öleceğinden haberi bile yoktu. Olsaydı yine de çocukları için gelir miydi? Kesinlikle gelirdi...

Gözlerim Batur'a kaydı, çalılıkların orada olmadığını görünce ise hızlıca Ece'ye döndüm. Kardeşimi, lanetli kollarının arasında tutuyordu.

"Senin kardeşin mi?" diye sordu. "Ne minnoşmuş bu..." Batur korkuyor, nefes bile almıyordu; nefes almaktan dahi korkar gibi bir hâli vardı.

"Kardeşimi bırak!" Onu yeni kazanmıştım, hemen kaybedemezdim. Yıllardır bir kardeşim var mı yok mu bilmeden yaşamıştım ve kardeş hasretine tabiki sahiptim. Hemen olmazdı, şuan kaybedemezdim...

"Ece," diye bir ses geldi, Ece'nin hemen arkasından. Ece daha sonra birşey hissetmiş olacak ki, kaskatı kesilmişti. Kardeşim ise hâlâ onun kolları arasındaydı.

"Ece, Uralp'in kardeşini bırak." Erkek sesiydi. Bu... "Hemen!" Bu Ege'nin sesiydi! Ege'ye baktım. Tanrım...

Ece yavaşça kardeşimi bıraktı ve arkasına döndüğünde korkudan titreyen kardeşimi kollarımla sarıp sakinleştirmeye çalıştım.

"Ege," dedi Ece. "Annenle nasıl konuşuyorsun?"

Ne?

Ege onun etrafında yarım daire çizdi, yanıma geldiğinde silahı hâlâ Ece'ye doğru tutuyordu.

"Benim annem, bana bunları yapan kadın olamaz." Rümeysa birkaç dakika önce, yandaki geniş kulübeye benzeyen evin içine girmiş ve 10 dakika sonra ise Elif ve Berk'le birlikte çıkmıştı.

Batur hemen duruşunu dikleştirdi ve korkmuyormuş gibi bir ifade takındı. Elif dışarı çıktığında Batur'u gördüğü an gözleri parladı ve koşturarak kardeşime sarıldı. Batur hafifçe sırıttı ve o da sarıldı. Berk ise kız kardeşinin başka bir erkeğe sarılmasını kıskanmış olacak ki bozuk bir tavırla abisinin yanına geçti.

Çocuklar liseli ergen triplerinize sonra devam edin, şuanda polislerin kulağına gitmemesi gereken bir olayın içindeyiz.

"Ege, kendine gel." Ece onun annesi olduğunu zannediyordu. Hâlbuki kan bağı olan herkes ebeveyn olamıyordu. Buna benim babam da dahildi.

Arkamdan tehtidkar bir ses duymamla irkildim. Enseme dayanan silahın namlusunu hissettiğimde ise dona kalmıştım. "Uralp, neden buradasın?"

Ağzımdan tek bir kelime çıktı; "Ecrin?"

DENEK -DENEY : 0001- DÜZENLEMEDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin