3

1.4K 105 99
                                    

Ellerimdeki demir ve kalın kelepçeler, ilk taktıklarındaki gibi acıtmıyordu artık. Alışmıştım, gerçi beni kelepçemeleri insanlara zarar verdiğim gerçeğini değiştirmiyordu. Ben her türlü bir canavardım.

"Hazır mısın 0001? Ya da, Uralp."

Gerçek ismimi yıllar sonra yeniden duymuştum, Uralp... İsmim güzelmiş.

Üstümde siyah, biraz dar bir kot pantolon vardı, hoş beni soktukları makineden daha genişti. Üstümde ise beyaz bir t-shirt vardı. Tamam kabul edelim, kaslarım harika.

"Waow!" Rümeysa'nın hayran dolu sesini duyunca başımı ona doğru çevirdim. Yaşlı karı, git kendi yaşındakilere bak...

"Aşık mı oldun?" Ece'nin sesi doldu kulağıma. "Çok yakışıklısın."

"Sağ olun efendim." Başımı eğmedim, ben ondan daha güçlüydüm. "Uralp'ciğim, nasıl hissediyorsun?"

"Nasıl hissettiğimi bilmiyorum efendim." Güldü. Bundan sonra onun emrinde olmayacaktım. Onu nasıl öldürsem acaba..?

"Biraz sonra bir helikopter gelecek. Serhat Çetinhan ve kızının olduğu bir helikopter. Uslu dur, kendini aşağıya attırmak istemezsin tatlım."

Yaklaşık birkaç dakika sonra bir helikopter aşağıya indi. Her taraf toz duman içinde kalırken önce orta yaşlı bir adam ve sonra da bir kız indi.

Adam, Serhat Çetinhan olmalıydı. İnen kız da kızıydı sanırım. Hayatımın en tuhaf cümlesiydi bu...

"Merhaba Serhat Bey." Ece söze başladığında kız beni süzüyordu. Gözleri kelepçelerde takıldı. Umarım şımarık bir velet değildir.

16 yaşında olmalıydı, beyaza yakın bir teni vardı. Benimkinin aksine hiç zarar görmemiş elleri vardı. Çilleri Tanrı tarafından özenle serpiştirilmiş gibiydi. Ela gözlerindeki parlaklığı saymıyorum bile... Saçı çok çok açık kahverengiydi.

"Demek koruma bu," Kız beni yeniden süzdü. "Baba ben bunu istemiyorum."

Hah, tipik şımarık velet! Ben de sana bayılıyordum zaten.

"Ama kızım seni en iyi bu koruyabilir."

"Ama baba bunun elinde kelepçe var." Senin de yüzünde 10 kilo makyaj var, ben sana birşey diyor muyum?

"Kızım senin de ellerinde bilezik var." dedi Serhat Bey para dolu çantayı Ece'ye verirken. Sonra gülümsedi. "Kelepçeleri çıkarabilirsiniz."

Ece itiraz edecekti ki Serhat Bey'in bakışlarıyla vazgeçti. Rümeysa ellerimdeki kelepçeleri çözdü.

Hadi bakalım, olaylar gelişsin.

Umarım beğenirsiniz kitabımı,

Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın lütfen, yorumlarınızı okumak beni mutlu ediyor :)

Vay be burası ne olmuş, binli okumalara geleceğimi düşünmemiştim, teşekkür ederim canlarımmm

DENEK -DENEY : 0001- DÜZENLEMEDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin