0.1

445 36 19
                                    

Başlamadan Önce Uyarı!
Arkadaşlar bu uyarının sebebini ilerleyen bölümlerde anlayacaksınız.
Güney Kore'deki mahkemelerde jüri üyeleri yok (istisna olarak tek bir davada kullanılmıştır uzun tutmamak için bahsetmeyeceğim araştırabilirsiniz). Ama ben canım istediği için koydum. Zaten bu bir kurgu sizde biliyorsunuz. Eğer gerçekçi yapmadığım için hakaret edecekseniz kitabı okumayın. Ayrıca gerçekçi şeyler istiyorsanız kendinizle çelişiyorsunuzdur çünkü kitabın kategorisi 'hayran kurgu' adı üstünde kurgu. Gerçekçi şeyler beklemeyin.

İyi Okumalar💖

Park Jimin'den

Sabah çalan telefonumla uyanmıştım arayan Tae idi iyide beni bu saatte neden arıyordu ki? Telefonu açıp kulağıma götürdüm ve uykulu bir sesle ne için aradığını sordum

"Alo, Jimin acilen evime gelmen lazım çok önemli bir konu lütfen acele et."

Sesi çok tedirgin gelmişti acaba ofisle ilgili bir sorun mu var diye düşünüp hızlıca giyinip Tae'nin evine gittim. Eve yaklaştığımda kapının önündeki polis arabasını gördüğüm zaman şaşkınlıkla olduğum yerde kalmıştım. Bir kaç dakika sonra eve doğru yürümeye başladım. Kapı açık olduğundan rahatlıkla eve girdim. Tae salonda iki polis memuru ile oturuyor ve korkudan titreyerek konuşmaya çalışıyordu. Sonra beni gördü ve gözlerinde bir umut ışığı belirdi. Polislere dönerek

"Bakın işte o bahsettiğim arkadaşım. Hey Jimin söylesene Hoyeon'un evinden çıktıktan sonra sana geldim değil mi?"

Söylediklerine bir anlam verememekle birlikte cevap vermem gerektiğini düşündüm.

"Evet Tae birlikteydik ama neler oluyor anlatacak mısınız? Bir şey bilmeden yardım edemem"

Bunu demem üzerine polislerden biri bana döndü ve bu sabah ikinci bir defa daha şaşkınlıktan duraksamama neden olacak şeyler söyledi

"Park Hoyeon bu sabah evine gelen ablası tarafından kafatası parçalanmış vaziyette bulundu. Bilmiyorsanız eğer Bayan Park ressam ve heykeltıraş idi ve cinayet silahının ona ait olan bir heykeltıraş çekici olduğunu düşünüyoruz. Fakat cinayet silahını hâlâ bulamadık. Söylemek istediğiniz bir şey var mı?"

Duyduklarıma inanamıyordum. Bir süre duraksadıktan sonra sonunda konuşabilmiştim

"Bakın benim size söyleyeceklerim şunlar: Birincisi Tae asla sevgilisine bunu yapmaz ve ikincisi o gece Hoyeon'dan sonra bana geldi size bunu kanıtlayabilirim."

Söylediklerim komik şeyler değildi ama o piç benim yüzüme karşı sırıtıyordu. Üzerinde o lanet üniforması olmasıydı çoktan yere serip işini bitirmiştim ama polise saldırmak beni haksız durumuna düşürebilirdi. Onun için zar zor sinirime hakim oldum ve polise bakmaya başladım. O da bana bakıyordu ve konuşmaya başladı

"Bakın bayım kimse sizden dedektiflik yapmanızı istemiyor. Ayrıca Bay Kim cinayeti işledikten sonra da sizin evinize gelmiş olabilir."

Sonra da Tae'ye bakarak ekledi

"Başınız dertte bayım. Savcılık bu davayı kolay kolay bırakmaz. Onun için size tavsiyem kendinize iyi bir avukat tutmanız. Üzgünüm ama duruşmaya kadar sizi gözaltına almalıyız."

Her şey gözlerimin önünde olmuştu. Yıllardır tanıdığım arkadaşım sevgilisini öldürme suçundan gözaltına alınmıştı. Ona o iyi avukatı bulmam gerekiyordu. Böyle bir zamanda onu yanlız bırakamazdım. Polislerin arkasından kendi arabamla gitmeye başladım. Tae'yi yanlız bırakmak istemiyordum çünkü o hali beni gerçekten çok üzmüştü. Peki ona hangi avukatı tutmalıydım? Ne anlardım ki ben avukat tutmaktan? Yol boyunca bunları düşünmüştüm. Polis merkezine geldiğimizde elimden geldiğince Tae'ye eşlik etmiştim ama onu kötü ve pis bir hücreye koydukları zaman görüşmek için randevu almam gerektiğini söyleyip beni Tae ile görüştürtmemişlerdi. Üzgün bir şekilde kendi evime döndüm ve ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Kesinlikle ne yapacağımı bilmiyordum ve kafam karman çorman olmuştu. Ne kahvaltı yapacak iştahım vardı ne de başka bir şey yapacak gücüm. Evime gelip kendimi öylece koltuğa attım.

Öğleden sonra uyanmıştım. Başım çok ağrıyordu ama aç olduğum için ağrı kesici de içemiyordum. Aklıma Tae geldi. Acaba şuan ne yapıyordu? O pis hücrede titizliğinden dolayı oturamayacağını bilecek kadar iyi tanıyordum onu. Küçükken her zaman zayıf ve ezik olan beni korumuştu şimdi ben onu nasıl koruyacaktım?

The Lawyer-JiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin