Medya: Yiğido
Bu nasıl imamın oğlu demeyin. Burası Watyy lsckskck
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🖤
**********
Elimde telefonuma bakarak yemeğimi yerken bir yandan da abimin sevgilisiyle konuşmasını dinliyordum. Sevgilisinin saçma kıskançlık krizi tutmuştu yine ve abim onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Ya Berna neyi anlamıyorsun yanımdaki ilkokul arkadaşımdı diyorum. Kızı o bana yazana kadar hatırlamıyordum bile," diye bıkkınlıkla konuşuyordu. Telefonda kızın bağırma seslerini ben bile duyuyordum. Abimin kulağına birazdan cenaze namazı kılacaktım.
"O kızla fingirdeşmekten beni unuttun ya! Şimdi de adımla sesleniyorsun Ata!" İstemsizce dediği şeye kahkaha atarken abim bacağıma çimcik atmıştı. Bir yandan gülerken elini itmeye çalışıyordum. Sonunda susarken o da elini çekmişti.
"Aşkım, sen şimdi git biraz dinlen ben de yemek yiyeyim. Sinirin geçsin biraz. Hadi görüşürüz öptüm."
"Yemek benden önemli mi Ata!?" Bağırması benim bile kulağımı acıtırken abim bana acıyla bakmıştı. İstemsizce gülerken elimi ağzıma kapattım. Abim beni bu sefer umursamadı.
"Hayır aşkım tabii ki önemli değil ama yeni işten geldim, açım. Biraz anlayış göstersen ya." Sinirlenmeye başladığını hissettim. Haklıydı da. Bu kızla konuşurken kim olsa sinirlenirdi. Ömür çürütürdü bu kız sözleriyle.
"Git yemeğini ye Ata. Ama bu iş burada bitmedi." Abim bir şey demeden telefonu kapattı ve derin bir nefer aldı. "Abi daha ne diye şu kızla konuşmaya devam ediyorsun anlamıyorum. Baksana yaptığına."
"Kalbini kırmadan ayrılmak istiyorum ve bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum Mete," dedi ve yemeğinden büyükçe bir çatal aldı. Yemek yemesine bile izin vermemişti şırfıntı.
"Abi o kız senin kalbini sürekli bağırarak kırmıyor mu zaten? Sen bir kere kırsan ne olacak ki?" Haklıydım. İlişkilerinin başından beri sürekli abime bağırdığını duyuyordum. Hem de geçerli bir sebebi bile yoktu. Ota boka kavga çıkarıyordu salak.
"Boşver Mete sen benim ilişkimi. Derslerine bak," dediğinde göz devirdim. Her ailenin sizi geçiştirmek için dediği şeylerden biriydi.
Çok geçmeden yemeğimi bitirip odama çekildim. Birkaç saat telefonla takıldıktan sonra yine acıktığımı hissettim. Kalkıp mutfağa giderken abimin salonda bira içip televizyon izlediğini gördüm. Mutfağa gelip dolabı açtığımda akşamki yemeklerden eser kalmadığını gördüm.
"Ya abi! Ayı gibi nasıl bütün yemeği yedin ya? Ben şimdi bokumu mu yiyeceğim?" diye çığırdım mutfaktan salona doğru. "Lan pezevenk zaten kuş kadar yapıyorsun yemekleri! Nasıl bitirmememi bekliyorsun!"
Göz devirerek salona yanına gittim. Markete gidip atıştırmalık bir alıp karnımı doyurabilirdim. "Para versene markete gideyim." Gözlerini televizyondan ayırmadan cevap verdi. "Ceketimin cebinde cüzdanım var. Ne kadar lazımsa al. Bokunu çıkarma ama."
Kafa sallayıp odasına doğru yürüyüp yatağın üzerine attığı ceketi alıp cebinden bir yüzlük aldım. Bu kadar yeterdi.
"Sana da bira alayım mı?" diye sordum salonun önünden geçerken. Kafa sallayıp onayladı. Ayakkabılıktan ayakkabımı alıp kapıyı açıp çıktım. Hızlıca giyip aşağı inerken az kalsın ayağımı kırıyordum ama son anda kurtarmıştım.
Hızlı adımlarla markete yürüyüp biraz abur cubur, noodle ve abim için bira alıp çıktım. Markete yayvan adımlarla çikolatamı yiyerek giderken annesiyle binaya doğru gelen yiğidomu gördüm. Kocaman gülümserken onlar beni fark etmemişlerdi. Adımlarımı hızlandırıp onlara yetişirken aynı anda binaya girmiştik. Yiğidime göz kırpıp gülümsedim. Gözleri annesine döndü anında. Annesi bizi fark etmemişti.
"İyi akşamlar Aysel teyze. Nasılsınız, iyisiniz umarım?" dedim ve gülümsedim. Şu an iyi damat rolünü oynuyordum çaktırmayın.
"İyiyim Mete oğlum Allah'a çok şükür. Sen iyi misin, abin nasıl? Bir sıkıntınız var mı?" diyerek o da aynı şekil karşılık verdi. "İyiyiz iyiyiz Allah'a şükür."
Gözüm Yiğit'e çevrildiğinde bıyık altından sırıttığını gördüm. Güzel gülümsemesi gözlerime şölen sunuyordu resmen.
"Ay Mete oğlum bak iyi ki de çıktın karşımıza sana bir şey diyecektim. Yarın abinle seni bize akşam yemeğine davet edecektim. Müsait misiniz?"
Dediği şeyle gözlerim parlarken, kadına gözlerimden kalpler çıkararak bakıyordum. Onlara akşam yemeğine gitmek demek, Yiğidoyla odasında takılmak demekti.
"Müsaitiz tabii Aysel teyzecim. Tabii ki geliriz. Çağırdığın için çok teşekkürler."
"Ne demek Metecim, çok mutlu ettin beni kabul ederek," dedi gülümseyerek. Ben de aynı şekil karşılık verdim. Göz ucuyla yağuşukluma baktığımda şaşkınlıkla annesine bakıyordu. Sanırım bu davetten haberi yoktu.
"O zaman size iyi akşamlar Aysel teyzecim, ben artık eve gideyim. Abim bekler." Kafa sallayıp onayladı. "Gel birlikte çıkalım istersen."
"Olur."
Birlikte merdivenlerden çıktık ve benim katıma geldiğimizde vedalaştık. Annesi çıkarken Yiğit'e gülümseyip göz kırpıp öpücük attım. Hızlıca annesine bakıp geri bana baktı ve bir şey demeden merdivenlerden çıkmaya başladı. Bu hareketine kahkaha atarken abim kapıyı açmıştı.
*********
Nasıldı bölüm?
Umarım beğenmişsinizdir :))
Bir sonraki bölüm görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın.
🖤🖤🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağuşuklu *BxB*
Teen Fiction(Tamamlandı) "Lan oğlum benim annem Kuran hocası babam imam. Gay olmamı nasıl beklersin benden?" "Ne alaka amına koyayım baban pezevenk anan orospu olsaydı sen de jigolo mu olurdun?" ********** Text- Düz metin karışık İki erkeğin aşkını konu almakt...