Hafta sonu atamadığım için bugün atıyorum.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalarrr!
************
Yiğit: Allah seni bildiği gibi yapmasın Mete tamam mı!
Mete: Ne oldu yavrum? Ne yaptım?
Yiğit: On beş dakikaya annemler gelecek ve benim her yerim mosmor.
Yiğit: Ne yapacağım ben şimdi?
Mete: Hasiktir
Mete: Ben onu tamamen unutmuşum.
Mete: Kapatıcı falan yok mu?
Yiğit: Hayır yok! Ne arasın bende kapatıcı?
Mete: E ne yapacağız şimdi?
Yiğit: Bilmiyorum Mete, bul bir yerden getir bana çabuk.
Yiğit: YOKSA BİTERİZ!
Mete: Tamam tamam, bulacağım bir yerden ben.
Hızlıca telefonu kapatıp ne yapacağımı düşündüm. Aklıma gelen fikirle hızlıca evden terliklerimi giyip kahveye doğru yol aldım. Mahallede Deniz abi vardı ve onun benim yaşlarımda bir kız kardeşi vardı. Aynı okuldaydık ve birbirimizi tanıyorduk. İstesem verirdi kapatıcısını.
Kahveye girince gözlerim Deniz abiyi aradı. Her zamanki gibi arkadaşı Poyraz abinin yanındaydı. Bu mahalleye geldiğimizden beri çok yakın arkadaşlardı ve bir kere bile kavga ettiklerini görmemiştim. Onların arkadaşlığına hep özenirdim.
Yanına yaklaştığımda "Merhaba Deniz abi," diye selam verdim. Kafasıyla selam verip boş sandalyeyi gösterdi. "Otur Mete, ayakta kalma." Kafamı olumsuzca sallayıp gülümsedim. "Başka zaman otururum abicim şu an acelem var. Bir şey sorup gideceğim hemen."
"Buyur," dediğinde Poyraz abi de elindeki telefondan başını kaldırıp bana baktı. "Ya benim Esila'ya bir şey sormam gerekiyor da, evde mi diye soracaktım. Çat kapı gitmek istemedim."
"Valla birkaç saat önce geldim ben kahveye, o zaman evdeydi. Çıkmış olabilir ben bir arayayım," dedi ve Poyraz abiye döndü. "Poyraz'ım telefonumu versene bir," dediğinde Poyraz abi elindeki telefonu ona uzattı.
Deniz abi arayıp birkaç saniye konuştu ve bana döndü. "Evdeymiş Metecim de sen ne soracaksın Esila'ya?" Hasiktir! Ne diyecektim ben şimdi? Acilen yalan bulmam lazımdı.
"Şey... Ödev! Evet ödev soracaktım matematik dersiyle ilgili," dediğimde kafa salladı. Bir şey demeyeceğini anladığımda "Görüşmek üzere abilerim," diyerek çıktım kahveden. Evlerimiz aynı sokaktaydı zaten. Bizim binanın birkaç bina sonrasıydı.
Merdivenlerden çıkıp zili çaldım hemen. Esila kapıyı gülümseyerek açtı. "Buyur Mete, içeri gel," dediğinde kafamı iki yana salladım. "Hiç gelemeyeceğim Esila, acelem var."
"Ne oldu?"
"Bana kapatıcı lazım,"
"Ne? Ne için?" diye sorduğunda bir an ne diyeceğimi bilemedim. Yiğit'le sevgili olduğumuzu biliyordu. Okulda bizi görmüştü ve çekinmeden bana sorduğunda gerçeği söylemiştim. Ama abisine belli etmememizi söylemişti çünkü homofobikmiş. Açıkçası şaşırmamıştım.
"Yiğit için, anlarsın ya."
"Haaa," diye mırıldanıp sırıttı. "Bekle getiriyorum." Kapıyı açık bırakıp koşarak odasına gitti. Birkaç dakika sonra elinde bir kapatıcı ve süngerle geri geldi. "Bunu çok birkaç hafta önce aldım ama benim tenimle uymadı. Yiğit'e tam uyar. Bu süngeri de dağıtmak için kullanırsınız. Siz de kalabilir. Ben kullanmıyorum ama siz bayağı kullanacak gibisiniz."
Elindekileri hızlıca alıp kocaman gülümsedim. "Adamsın lan eyvallah," dediğimde kahkaha attı. "Ne demek reis her zaman." Ben de gülüp veda ettim ve hızlıca Yiğitlere geldim. Zili çaldığımda hızlıca açılmıştım.
"Ben geldim!"
"Hoşgeldin, buldun mu kapatıcı?" diye sorduğunda terliklerimi çıkarıp içeri girdim. Salona doğru yürürken cevap verdim. "Buldum."
Koltuğa oturduğumda o da peşimden gelip yanıma oturdu ve bana döndü. Elimdeki kapatıdan yüzüne biraz sürüp süngerle dağıttım. Esila'nın dediği gibi ten rengine tam uymuştu ve belli olmuyordu. Boynuna da sürüp kapağını kapattım. "Oh bitti sonunda. Olmayacak diye ödüm kopmuştu," dediğimde Yiğit bir şey demeden odasına koştu. Sanırım aynadan kendine bakacaktı. Peşinden gidip kapatıcı ve süngeri masasının çekmecesine koydum. Annesi umarım görmezdi.
"Gerçekten de belli olmuyor. Kimden aldın?" diye sordu aynadan kendine bakarken. Arkasına geçip beline kollarımı doladım ve sıkıca sarıldım. "Esila'dan aldım. Sağ olsun hemen verdi."
"Allah razı olsun," dediğinde bir şey demeden kafamı boynuna gömdüm ve derin bir nefes çektim. Küçük bir öpücük kondurduğumda çalan kapı ile geri çekildim. Annesi ve babası gelmiş olmalıydı.
Kapıyı açtığımızda annesi beni görüp gülümsemişti. Bu kadın çok tatlıydı ya, canım kaynanam.
"Aaa Mete oğlum sen de mi buradaydın?"
"Evet ama gideceğim şimdi. Abim gelecek de yemek yapmam gerekiyor," dediğimde suratını astı. "E o da gelseydi, birlikte yerdik işte." Aslında isterdim ama Tahasum bize gelecekti. O yüzden kabul edemezdim.
"Teyzecim bize misafir gelecek de, o yüzden başka zamana erteleyelim biz," dediğimde kafasını salladı. "Peki madem, ama en yakın zamanda geleceksiniz." Kafamı salladım. Onlar odalarına geçerken ben de Yiğit'in yanağına kocaman bir öpücük kondurup eve geçmiştim.
************
Size yazacağım kurgular bittikten sonra Deniz ve Poyraz için kurgu gelecek desem?
Aslında bu kitap aklıma düşmeden çok önce aklımdaydı ama onu yazmak için kendimi hazır hissetmiyordum ve hala hissetmiyorum. Onun için daha zaman var.
Ama size şu kadarını söyleyeyim, o kurgu mükemmel olacak. Çok heyecanlıyım ama daha coook uzun bir zaman var ona.
Neysemm, bir sonraki bölüm görüşürü, aşklarımmmm
🖤🖤🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağuşuklu *BxB*
Teen Fiction(Tamamlandı) "Lan oğlum benim annem Kuran hocası babam imam. Gay olmamı nasıl beklersin benden?" "Ne alaka amına koyayım baban pezevenk anan orospu olsaydı sen de jigolo mu olurdun?" ********** Text- Düz metin karışık İki erkeğin aşkını konu almakt...