12

841 65 36
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar!

********

Dudaklarımız hala bitişikken şoktan hiçbir şey yapamıyordum. Yiğit'te durmuş, benim bir hamle yapmamı bekliyordu sanırım. En son benim bir şey yapamayacağımı anlamış gibi alt dudağımı birkaç kez emip geri çekilmişti.

Kafasını çok uzaklaştırmadan gözlerimin içine çekingence bakmaya başladı. Nefesimin tutulmuş, şokla ona bakıyordum. Yiğit gerçekten beni öpmüş müydü?

Biraz daha sessiz kalırsan çocuk gerginlikten altına yapacak. Bir şey desene.

İç sesimin beni azarlamasıyla kendime gelmiştim. Yiğit'e bu sefer anlamsızca bakarken en sonunda o konuştu.

"Bir şey demeyecek misin?"

"Az önce cidden yaşandı mı?" dediğimde utanarak gülümsemiş ve kafa sallamıştı. Bu hali gözüme tatlı gelirken şimdi sırası değil diye düşünüp konuya döndüm tekrar.

"Neden yaptın?" diye hafif sertçe konuştuğumde Yiğit bir adım daha geriye gidip utanarak bana baktı. "Nedeni açık değil mi?" dediğinde kaşlarımı çattım. Benimle dalga mı geçiyordu?

"Yiğit, manyak mısın sen? Daha düne kadar iğrençsin diyen sen değil miydin? Şimdi gelip öpüyorsun üstüne de 'Nedeni açık değil mi?" diyorsun. Allah aşkına senin derdin ne?"

"Mete çok özür dilerim ama sandığın gibi bir şey değil. Onları isteyerek, gerçekten içimden gelerek söylemedim ben. Anlatmama izin ver lütfen," dedi. Diyecekleri şeylerin ben de etki etmeyeceğini bilsem de sırf merak ettiğim için kafa salladım.

"Otur şöyle," deyip yatağı gösterdi. Oturduğumda o da gelip yanıma oturmuştu çok mesafe bırakmadan. Tam ağzını açıp bir şeyler diyecekti ki telefonumun çalmasıyla sustu. Cebimden çıkarıp baktığımda abimin aradığını gördüm. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim?"

"Lan it nerdesin? Kapıda kaldım anahtarım evde kalmış," dediğinde tam zamanını buldun dememek için dilimi ısırdım. Benim şansım da bu kadardı sanırım.

"Üst kattayım abi."

"Oh oh iyi. Beş dakikaya eve gel yorgunluktan ölüyorum valla," dediğinde içimden güzel küfürlerimi sıralayıp "Tamam geliyorum," dedim ve telefonu kapattım.

Gözlerimi Yiğit'e çevirdiğimde merakla bana bakıyordu. "Gitmem gerek," dediğimde suratı düşmüştü. Yapacak bir şeyim yoktu, sonra konuşurduk artık.

"E konuşacaktık."

"Yarına kaldı," dediğimde suratını asıp kafa salladı. Bu haline dayanamasam da bir şey yapmadım. Ben de üzülmüştüm.

"Ben gideyim artık," deyip ayağa kalktım. Kapıya kadar gidip terliklerimi dolaptan çıkardım. Kolu indirip kapıyı açarken Yiğit'te arkamdaydı. Annesi ve babası çoktan uyumuştu zaten. Terliklerimi giyip Yiğit'e döndüm. "Yarın yazarsın bana," diye sorar gibi konuştuğumda kafa salladı.

"Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz."

Arkamı dönüp merdivenlerden inmeye başladığımda kapının kapanma sesini duydum. Hızlı hızlı abim kızmasın diye indiğimde hızlıca eve girmiş, yarım saat sonra da uyumuştum.

*******

Sabah erkenden kalkıp kendime ve abime kahvaltı hazırladım. Daha sonra üstümü giyinip çayı demledim ve abimi uyandırmak için odasına girdim.

Yağuşuklu *BxB*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin