Evet arkadaşlar yeni bir bölümle karşınızdayım. Normalde bu saatte atmak adetim değildir ama meraklı okurlarıma daha fazla kıyamadım. Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum, sevgiyle kalın 🥰Haşmet: Tanıştırayım, kızım Didem.
Didem: Merhaba.
Haşmet, tek bir lafıyla bütün ailesini allak bullak etmişti. Tek bir kişi hariç hiç kimse olayı tam olarak idrak edemiyordu. O kişi ise tabii ki daha önceden tecrübeli olan İlyas'tı.
Emine: Anlamadım?
İlyas: Galiba ben anladım.
Behzat: Ne anladın kanka, bana da anlatır mısın? Benim beynim durdu da.
Ferman: Aynen!
Haşmet: Didem benim kızım diyorum, neyini anlamadınız?
Ömür: Valla anlamadık abi, sana zahmet bir detaylıca anlatır mısın?
Herkesin gergin olduğunu gören Didem, ortamı yumuşatmak adına lafa atladı.
Didem: Babama kızmayın, hala böyle olmasın annem istedi.
Emine: Senin annen kim?
Ferman: Baba, gerçekten artık bir açıklama yapman gerekiyor!
Haşmet: Peki yapayım.
Ömür: Lütfen!
Haşmet: Ferman'ın annesini kaybettiğimizde ben çok kötü bir dönemden geçiyordum, işte o dönemde Ferda hanımla, yani Didem'in annesiyle tanıştım.
Ferman: Eee?
Haşmet: Bir süre beraber olduk, sonra bir gün bir saldırıya uğradık, maalesef Ferda o saldırıda yaralandı.
Behzat: Anladık abi de, bizi ilgilendiren kısma ne zaman geleceksin?
Herkesin bu sabırsız ve gergin hali Haşmet'in işini daha da zorlaştırıyordu.
Haşmet: Ferda'yı hastaneye kaldırdığımızda ise hamile olduğunu öğrendik. Ferda haklı olarak böyle bir hayata bir çocuk getirmek istemedi. Bu yüzden o gün ona bir yemin ettim, o yaşadığı sürece dost ya da düşman kimse bu bebeğin babasının ben olduğumu bilmeyecekti.
Ömür: Bunca yıl saklamışsın, peki şimdi ne değişti?
Haşmet: İki gün önce annesi öldü, kanserden.
Haşmet'in bunu dile getirmesiyle Didem'in gözleri acıyla doldu. Onun bu hali herkesi üzse de Haşmet'e duyulan öfkeden bir şey eksiltmemişti. Ömür öfkesini yatıştırıp, bu yeni gördüğü kızı kırmamak için kelimelerini seçerek konuştu.
Ömür: Allah rahmet etsin de abi, biz herkes miyiz, bizden niye sakladın?
Ömür'ün öfkeden dolan gözleri ve titreyen sesi iyi şeyler olmayacağının habercisiydi. İlyas Ömür'ün bu halini görünce müdahale etme gereği duydu.
İlyas: Ömür bir sakin ol.
Ömür sanki birinin bunu söylemesini bekler gibi İlyas'a döndü.
Ömür: Olamam İlyas sakin falan olamam. Az önce Emine abla içeride "Abin beni aldatıyor mu?" diye sorduğunda ben "Abim kimseyi aldatmaz" dedim, meğer 20 küsür yıldır hepimizi aldatıyormuş.
Haşmet: Bu öyle bir şey değil bacım.
Behzat: Nasıl bir şey abi? Sen bunca zaman bizden öz yeğenimizi saklamadın mı?
Haşmet: Dedim ya Behzat annesine söz verdim, onu korumak için yaptım.
Ömür daha fazla dayanamayıp ayaklandı.