Herkese selam!! 20. bölümle karşınızdayım. Bu bölümü özellikle bugün yayınlamamıisteyen bir okurum var 🤭 bltnurr nice yaşların olsun, iyi ki doğmuşsun ❤️ . Bu arada oy ve yorumlarınızı her zaman olduğu gibi yine sabırsızlıkla bekliyorum, sevgiyle kalın 🥰Korku, endişe, telaş... Bütün bu duyguların ekseninde, soğuk bir ameliyathanenin kapısında bir araya gelmiş bir sürü insan; kiminin yüreğinde yaptıklarının, kimininkinde yapamadıklarının pişmanlığı, kiminin ise sırtında verdiği sözlerin yükü vardı...
İlyas ameliyata girdikten 2 saat 34 dakika sonra ameliyathane kapısı tekrar açıldı. Kapıdan art arda üç tane yorgun doktor çıktı, en son çıkan Turgut'tu. Bu üç doktorun yüzünde kimsenin anlam veremediği bir ifade vardı, herkes ağızlarından çıkacak iyi bir haber bekliyordu fakat hiçbiri bir şey söylemiyordu.
Bu sessizliği bozma cesaretini gösteren ise Alparslan oldu.
Alparslan: Amcam nasıl?
Alparslan'ın korkarak sorduğu bu sorusunu duygusuz bir ses tonuyla cevapladı Turgut.
Turgut: Durumu stabil, birazdan odasına alacaklar. Dilerseniz Hayriye hanım oğlunun yanına gitsin. Biz de Ahmet hocamın odasında daha detaylı konuşalım.
İlyas'ın ameliyatını yapan eki cerrahtan biri olan Ahmet de Turgut'u onaylar şekilde başını salladı. Doktorlar ameliyathanenin önünden ayrılırken arkalarında hiçbir şey anlamayan kocaman bir aile bırakmışlardı.Hayriye: Ee, ne oldi şimdi?
Hızır: Bilmiyorum ana, ama en azından İlyas şimdilik iyi da. Siz İlyas'ın yanında durun, biz bir doktorlarla konuşup gelelim.
Hızır annesini biraz olsun rahatlattıktan sonra Alparslan ve Ömür'e gözleri ile işaret edip doktor odasına doğru gitti. Odadan içeri girdiklerinde üç doktorun da içeride olduğunu gördüler, Turgut masadaki koltuğa, diğer iki cerrah da tam karşısındaki üçlü koltuğa oturmuşlardı. Turgut oturmaları için yer gösterdiğinde Hızır ve Ömür daha önce olduğu gibi masanın yanındaki iki koltuğa karşılıklı olarak oturdular, Alparslan da kapının önünde ayakta bekledi. Ömür oturur oturmaz lafa girdi.
Ömür: Ameliyat nasıl geçti Doktor bey?
Ömür bu soruyu Turgut'a bakarak sormuştu, ama cevap arkasında oturan Doktor Ahmet'ten gelmişti.
Dr. Ahmet: Öncelikle bilmeniz gereken bir şey var; ameliyat sırasında hastanızın kalbi durdu.
" Hastanızın kalbi durdu." Bu cümle Ömür'ü yüreğinden vurmuştu, düşüncesi bile nefesini kesmeye yetmişti...
Alparslan duyduğu şeyle istemsiz olarak yutkunsa da sakinliğini korumaya çalıştı.
Alparslan: Şimdi iyi ama değil mi?
Turgut: Döndürmeyi başardık, açıkçası bu beklemediğimiz de bir durum değildi. İlyas'ın vücudunun çok yorgun olduğunu size daha önce söylemiştik. Ama ön göremediğimiz şeyler de var tabii.
Hızır: Ne gibi? Yani ameliyat başarılı mı geçti? Açıkçası bu söylediklerinizden ben pek bir şey anlayamıyorum.
Dr. Ahmet: Şöyle ki akciğerdeki kitleyi temizledik, fakat karaciğere müdahale edemedik.
Ömür: Neden?
Ömür'ün merakla sorduğu sorusuna isminin Hasan olduğunu bildiği diğer cerrah cevap verdi.
Dr. Hasan: Turgut hocanın bahsettiği öngöremediğimiz durum da bu, maalesef kanser karaciğerin yapısını bozmuş durumda, karaciğere dokunduğumuz anda parçalanmaya başladı.