BÖLÜM 21

1.4K 47 407
                                    

  Selam arkadaşlar, ben geldim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Biliyorum bu aralar arayı bayağı açıyorum ama maalesef ben yoğun bir yaz geçiriyorum  o yüzden de pek yazacak fırsatım olmuyor. Hepinize keyifli okumalar, sevgiyle kalın🥰 Bu arada oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

   Hakan'ın kullandığı arabanın arka koltuğunda sabırsızca eve varmayı bekliyordu Ömür.  Sabırsızlık, şu anda emin olduğu tek duygusuydu, onun dışında hissettiği hiçbir şeyden emin değildi. Yaklaşık yarım saatlik bir araba yolculuğunun sonunda Façalı çiftliğinin kapısına gelmişti Ömür. Arabadan indiğinde telaşla kapısını açan Selçuk'a döndü.

Ömür: Behzat evde mi?

Selçuk: Evde abla.

Ömür: Abim?

Selçuk: O yazıhanede abla.

Ömür: Güzel.

  Hastaneden çıktığından beri Ömür'ün bu telaşlı hâline anlam veremeyen Hakan, biraz çekinerek de olsa araya girdi.

Hakan: Abla ters bir durum mu var?

Ömür: Bilmiyorum Hakan, umarım yoktur.

  Ömür, Hakan'ın anlamsız bakışlarını arkasında bırakarak Selçuk'un açtığı kapıdan eve girdi. Haşmet hariç bütün ev ahalisi salonda oturuyordu. Ömür'ün salona girdiğini gören herkes şaşkınınca ona dönmüştü çünkü kimse onu bu saatte evde beklemiyordu.

Didem: Hala bir şey mi oldu?

Ömür: Oldu.

  Ömür'ün verdiği bu kısa cevap Emine'yi tedirgin etmişti.

Emine: İlyas iyi mi Ömür?

Ömür: Aynı.

Ferman: Hayırdır hala, bir şey mi unuttun evde? Bu saatte gelmezdin sen.

Ömür: Behzat'la bir şey konuşmaya geldim.

Behzat: E ne dikiliyorsun o zaman geç otur. Dido  çay koy halana, şu kekten de biraz daha getir.

Didem amcasının söylediklerini yapmak için ayaklanırken Ömür de üçlü koltukta oturan Behzat'ın yanına oturdu.

Behzat: Hayırdır bacım, ne konuşacaksın?

Ömür: Sen İlyas için kan örneği mi verdin?

Behzat: Hee, verdim ne olmuş?

  Behzat'ın verdiği cevap herkesi biraz şaşırtsa da kimse bir tepki vermemişti. Bu arada mutfaktan elinde tepsiyle gelen Didem Behzat'a bir soru daha yöneltti.

Didem: Bundan babamın haberi var mı peki amca?

Behzat: Yok, zaten öyle bir anda verdiğim bir karardı. Hastanede Boran kan verirken ben de bir vereyim dedim. Ne bileyim işte o an içimden geldi.

Ferman: Neyse ne amca, babam bilmese de olur. Hem adamın o kadar ailesi akrabası varken senin ciğerin uyacak değil ya.

Behzat: Bence de.

Ömür: Uymuş...

  Ömür, dudaklarından dökülen tek kelimeyle herkesi şaşkına çevirmişti.

Emine: Anlamadım.

Ömür: Behzat'ın karaciğeri İlyas'ınki ile uyumlu çıkmış.

Didem: Başka?

Ömür: Başka yok.

Ferman: Nasıl yani ailesinden hiç kimsenin ki uyumamış mı? Sadece amcamınki mi uyuyor?

  Ömür Ferman'a  başını sallayarak cevap verdi. Ferman o kadar haklıydı ki, bu kadar ihtimal varken karaciğer uyumunu Behzat'ın yakalamış olması kaderin bir oyunu gibiydi. Haşmet'in bu duruma asla onay vermeyeceğini herkes gibi Ömür de çok iyi biliyordu.

Cehennem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin