Arada bir duyuru yapıyorum, takip ederseniz sevinirim. Hemen gidip takip edinnnn:)Oy+yorum=YB
İyi okumalar:)
...
"Naber güzellik?" Tek kaşım havaya kalkarken bana bakmakta olan sarışın çocuğa soru soran gözlerle baktım. Etraftaki hafif gerilim havasını bir tek benmi hissediyordum?"Deniz! Deniz yokmu?" Anlaşılan gerilimi hisseden tek kişi değilmişim ki arkadan kumralımsı olan çocuk lafa girmişti. Sarışın olan çocuk çapkınca sırıtırken onu umursamayıp konuşan çocuğa döndüm.
"Arkadaşlarıyız, çağırmıştı ama? Bide siz?" 2.sorusunu umursamadan 1sorusuna hitaben "siz geçin, ben çağırıp geleyim" dedim. Hafif geri çekildiğimde içeriye girip ayakkabılarını çıkardılar ve ben arkalarından ilerlerken onlar salona geçtiler.
Merdivenlerden çıkarken Deniz abimin neden arkadaşlarını çağırmasına rağmen bu saate kadar uyuduğunu düşünerek kendi kendime göz devirdim.
Odaya girdiğimde Deniz abimin yanına yaklaşıp yorganı üzerinden attım. Kolundan dürtükleyerek "Deniz abi!" Diye seslensemde Deniz abim, yavaş hareketlerle benden ters tarafa dönmek dışında bir tepki vermemişti. Kaşlarımı çatarak yatağa çıktım. Yatağın üzerinde zıplamaya başlamamla Deniz abimin gözleri açıldı ve ben daha durmadan Deniz abim yataktan pat diye düştü.
Ciddi ciddi yere kapaklanmıştı!
Dudaklarımdan istemsiz bir kıkırtı döküldü. "Misafirlerin geldi aşağıda salonda bekliyorlar" Deniz abim olanları idrak ettiğinde üzgün bir yüz ifadesi takınıp dudağını büzdü.
"Ben ne yaptım!" Birden bağırması ile yerimde sıçradım. Deniz abim yüz üstü yuvarlanıp kollarını iki yana açtı, yanağını betona yasladığında ise ben hâlâ ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. "Deniz abi?" Yatakta dizlerimin üzerine çöküp kenarıya doğru kaykıldım ve Deniz abime doğru eğildim.
Gözleri açık ölü gibi yatıyordu. Oflayarak yataktan indim ve Deniz abimin koluna girerek zorda olsa kaldırdım. "Azcık kendini kendinmi taşısan acaba" dedim tüm yükünü bana vermiş Deniz abime ters ters bakarak. "Salonda seni bekliyorlar" Deniz abim bir yaşam belirtisi vererek tekrar dudaklarını büzdü ve sonunda ağırlığını bana vermeyi bıraktı.
Ben "Şükür" diye mırıldanırken Deniz abim ise üzgün bir yüz ifadesi ile odayı terk etti. Arkasından dudak bükerek omuz silktim. Öğlen olmuştu zaten, daha ne kadar yatabilirdiki?
Kafamı iki yana salladım.
Uraz nasıl olmuştu acaba? Umarım ılık su biraz daha kendine getirir ve daha iyi olurdu.
Odamdan çıkıp Urazın odasına girdim. Uraz, yatakta ince yorganı üzerine örtük bir şekilde yatıyordu. Titremesi durmuştu, en azından bu iyiydi. Yanına gidip elimi boynunda gezdirdim ve dudaklarımı alnına bastırdım. Hâlâ ateşi vardı, ama en azından titreme yoktu.
Urazın aldığı derin ama huzursuz nefeslerden uyuduğu anlaşılıyordu. Hafifçe saçlarını okşayarak Urazı uyandırmak için bir kaç defa adını seslendim. Uraz gözlerini bir kaç kere kırparak hafif bir şekilde araladığında "çay yapmıştım, onu iç tekrar yat ablacım tamam mı?" Dedim ve Urazın hafifçe doğrulmasına yardım ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olmayan Hayat
ChickLitAbilerim kurgusu! Berbat bir hayatım vardı demek isterdim ama benim berbat denilebilecek bir hayatım bile yoktu. Benim farkım buydu, herkesin hayatında kötü olan bir kısım vardır, oysa benim bir hayatım bile yoktu... Geçmiş yaralıdır, geçmiş her zam...