-15-

1K 51 18
                                    


İstek Sahne----->

Karakterlere soru sorabilseydiniz hangi karaktere ne sorardınız?

Bölüm bittiğinde alta koyduğum yazıyı okuyun lütfenn.

•••

Atlasın dişlerini sıkarak "Abin var" demeden hemen önce Urazın kolunu tutup sıkması gerilen sinirlerimi dahada gerdiğinde daha fazla sabredemeyeceğimi anladım.

Onlara doğru adım atıp Atlasın kolundan sıkı bir şekilde tuttum ve sinirle ona baktım "Bırak kolunu" dedim dişlerimi birbirine bastırarak.

Elini çekerek saçlarından geçirdiğinde bende onun kolunu bırakmıştım. "Uraz. Ablanla konuşucaz. Sadece konuşucaz tamam mı. Şimdi çıkar mısın?" Atlasın beni kale almaması sinirlerimi dahada bozarken kolundan ittirdim. "Ne söyleyeceksen söyle ve çık"

Sabredemiyordum. Canım yanıyordu. Tam göğüs kafesimin ortasını yarıyorlar gibi hissediyordum ve onun her şeyi bilerek bana bakması, bu hissin çoğalmasına neden oluyordu.

"Bak, geldiğimiz günden beri yanımıza gelip bir şeyler anlatması bekliyorum. Şiddet gördüğünüzü başından beri biliyordum ama hazır hissedip gelmenizi bekledim." Başından beri biliyor muydu?

"Anlatmıyorsunuz hiç bir şey. Bir şeyler bilmek ve yardımcı olmak istiyorum ama siz bana hiç yardım etmiyorsunuz! Üzgünüm yaşadıkların için ama belkide yardım alman gerek" Hayır gözlerim dolmayacaktı. Onun karşısında aglamayacaktım.

Ellerim. Titriyordu. Hayır, benin yardım almaya ihtiyacım yoktu. Ben hasta değildimki. Ben... Ben sadece, sadece biraz fazla sinirleniyordum o kadar....

Uraz, Atlas ile aramıza girip Atlası omuzlarından itti. Dönük bakışlarım ile onlara bakarken Atlasın Uraza bir şey yapmayacağını bildiğimden sakin adımlar ile odadan çıktım ve yavaş yavaş merdivenleri indim. Hayır, Atlasa güvenmiyordum. Ama o birsey yapmamak değil, yapamazdı.

Dış kapıya kadar gelip ayakkabılarımı giydikten sonra dışarıya çıktım ve motorunun olduğu yöne gidip motora bindim. Motoru çalıştırıp gaza yüklendiğinde gideceğim yer kesindi.

...

Uçurum... evet, uçuruma gelmiştim. Milasla geldiğimiz uçurum. Artık üzülmüyordum sanırım. Ne düşündükleri, bana bakarken ne düşünecekleri. Umrumda değildi.

Biz bir aile olamazdık. Benim tek ailem Urazdı ve hep öyle kalacaktı. Tam 17 yaşımda tanıştığım, bana tamamen yabancı insanlar ile nasıl aile olabilirdimki?

Evet çabalıyorlarlardı ama kendilerince. Ne olursa olsun, ben onları asla ailem gibi göremeyecektim sanırım.

Ayağa kalkıp uçuruma yaklaştım. Motor birden bozulduğu için uzun bir sure yürürmüştüm ve bu süredene düşünceler beynimi kemirmeyi bırakmamıştı.

Rüzgardan saçlarım savrulurken gülümsedim. Hava çok güzeldi ve rüzgarın ılık esintisi tenimi okşuyordu.

"Yine atlamayı düşünmüyorsun umarım?" Gelen tanıdık ses ile omuz silktim. Tesadüfenmi gelmişti yanıma?
Onu seviyordum. Evet, belki sevgiden öte ama kesinlikle sevgiden daha az olmayan duygular bedenimi sarmlamıştı ve bu duyguları, kesinlikle ona karşı hissediyordum.

Sesinin tınısı bile hoşuma giden bu adam bana ne hissettiriyordu böyle?

Onunda bana karşı hissetmesini istedim. Bunu çok istedim. Acaba hisseder miydi? Hissediyor muydu?
Belkide... yada umarım.
Oda beni benim onu sevdiğim karar seviyordur.

Olmayan HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin