.
.
.
.
.
.
.
.3 gün sonra;
.Bugün pazardı, bu eve gelişimizin 7. günü. Boynum yüzünden bu hafta okula gidememistik. Uraza ne kadar gitmesini söylesemde o'da gitmemişti.
Bu iki günde farklı giden çok birsey olmamıştı. Alaz çok garipti, bazen aramizin iyi olmasını istediğini düşünüyordum ama bazense bunun zıddını düşünmemi sağlayacak şeyler söylüyordu.
Çağrı ile konuşmuyorduk ama gözlerindeki pişmanlığı görmüştüm.
Aramızın en iyi olduğu Atlas ve Denizdi. Atlas ile Aramız tam ısınmış olmasada iyi anlaşıyor sayılırdık. Yani en azından nötr davranıyordu.
Deniz ile ise aramız gayet iyiydi. Denizi tanıdığım kadarı ile asla ciddi olmamak ve bol bol yemek yemek doğasında vardı.
Uraz ise Uray ile arasını ısıtmıştı ve geceleri Uraz benimle değil Uray ile yatıyordu. Bu biraz kıskanmama neden olsada birbirlerini çok geç buldukları için ses çıkarmıyordum.
Sedef Hanım ve Karan beye gelicek olursak, onlarla aram çok daha iyiydi. Onlara anne ve baba dememizi istediklerini biliyordum. Gerçi Uraz demeye başlamıştı ama ben nedense demek istesemde olmuyordu.
Boynumdaki dikişleri dün aldırmıştık ve artık eskisi gibi sayılırdı. Yani en azından boynumdaki izi saymazsak eskisi gibiydi.
Şu an ise mutfakta biyo annem ile yaptığımız pastaya bakıyorduk. Uraz ve Urayın doğum günü yarındı ve biz bugün kutlamaya karar vermiştik.
Sedef hanım pastayı ben yapıcam deyince bütün aileden itiraz nidaları dökülsede bende yardım edebilecegimi söylediğimde zorda olsa kabul etmişlerdi. Ve biz biyo annem ile mükemmel bir pasta yapmıştık.
Ayriyetten ben börek ve kurabiyede yapmıştım -ki kurabiye Uraz ve Urayın en sevdiğindendi-
Biyo annem kızı ile pasta yapmanın mutluluğundaydı "güzel oldumu sence?" Dediginde "Merak etme anne bence leziz oldular" dedim. Gözleri dolarken unla dolu olmamızı umursamayıp bana sarılınca ne olduğuna anlam veremedim.
Anne demiştim...
"Şey birden ağzımdan kaç-" lafımı kesip "hep böyle de" dedi. Gülümseyip bende ona sarıldım "tamam anne" Bana daha sıkı sarıldı ve sonra dolu gözleri ile bıraktı.Bu duygusal andan sonra "çok kirlendik ben bi dışa girip geleyim" diye izin isteyip odama çıktım.
Rahatlatıcı bir duş aldıktan sonra aşağıya indim ve biyo annemle yemek masasına yaptığımız şeyleri yerleştirdik.
Herkesi çağırdıktan sonra Uraz ve Urayda gelmişti. Herkes çok mutluydu ve hemen yemek yemeye koyulmuştuk.
Alaza baktığımda yemek yiyormus gibi yapıp fazla birsey yemediğini gördüm ama umursamadim.Dışarıdan mutlu gibi gözüküyordum ama nedensizce içimde bi huzursuzluk vardı.
Yeme faslı bittiğinde Çağrı ve Alaz hariç herkesden pastalar hakkında güzel bi övgü almıştık ve oturma odasına geçmiştik "ben en çok böreği beğendim" böreğin nerdeyse hepsini yiyen Denizin övgüleri bitmeyince kıkırdadım "çocukluktan yemek yapmayı öğrendiğim için bu zamana kadar baya bi geliştirdim" dedim ve ekledim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olmayan Hayat
ChickLitAbilerim kurgusu! Berbat bir hayatım vardı demek isterdim ama benim berbat denilebilecek bir hayatım bile yoktu. Benim farkım buydu, herkesin hayatında kötü olan bir kısım vardır, oysa benim bir hayatım bile yoktu... Geçmiş yaralıdır, geçmiş her zam...