SELAMMM, UYUMAYAN VE SEÇİMLERİ TAKİP EDEN KAÇ KİŞİYİZ?
Bu bölüm çokça yorum okur muyum? Çünkü okudukça ybler düzenli geliyor. Ve bir bakarsınız, uyumam diğer bölümü yazarım :D şka şka, olmayabilir.
iyi okumalar...
"Jungkook'tan dünyaya, Jungkook'tan dünyaya..." diye birileri beni deli edercesine bir sesle bağırışta bulunuyor ama ben kafamın içindeki dümenden bambaşka sesler duymakla meşgale ediliyordum.
Ne demişti bana Medusa, o gecenin ertesi sabahı ben yüzüne bakamayacak kadar kızarıp morara morara arabanın kapısına yapışırken. "Bunu biz değil, kurtlarımız istedi. Bu yüzden utanmana ve kendini suçlamana gerek yok. İnsan bazen onları kontrol etmekte zorlanır. Bende zorlanıyorum," demişti. Beni isteyerek öpmediğini ima ederek.
Kendimi suçlayamadan edemiyordum. Bu aşağılık kompleksimin içine sıçayım. Her bokta kendimi suçlama özelliğimden dolayı, acaba öpmeyi beceremedim de hoşlanmadı mı benden diye düşünüyor ve sonrasında beni çekici bulmuyor diye düşünüyor, en son saçımı başımı yolacak hale geliyordum. O tüm bunları umursamazken ben niye bu kadar çok kafama takıyorum diye. Lanet olsun!
"Allloooo," diye bir kez daha yüksek sesle bağırınca Hoseok bana, mecburen içine düştüğüm düşünce çukurundan çıktım. Muhteşem üçlü tayfam sıranın üzerine oturmuş, incelenmesi gereken bir denekmişim gibi bana bakıyorlarken, "Ha efendim?" dedim. Neden bu kadar tantana çıkardıklarına dair en ufak bir fikrim bile yokken.
Ancak Hosoek, "Ne oluyor sana kaç gündür? Birkaç gündür aşırı sessizsin beni korkutuyorsun hayatım. Bir sorunun mu var, hamile misin?" diye hesap sorarken, ödüm göt deliğime kaçtı. Korkudan çığlık atıp altıma sıçacak oldum. Başıma gelenleri tek Yoongi biliyordu, onu da malum olayın ertesi günü beni çok fazla sıkıştırdı diye anlatmış bulundum. Dipnot, anltamam için beni biraz dövdü.
Her neyse.
"Ne! Öyle hamile mi kalınıyor?" dedim şaşkınlıkla. Yoongi'nin gözlerinin içine bakıyordum. O bana kesinlikle öpüşerek hamile kalınmayacağını söyledi. Bana güven dedi. Ben daha hayatımda hiç porno izlemedim. Daha geçen sene sağlık dersinde öğrendim, kurtların bizi eve bırakıp kaçmadığını. Eşinle çok istersen oluyormuş, aşk yapmak gerekiyormuş, böyle aşkın ızdırabını sikim. Birinin götümü elleyerek olacağını biliyorum.
Susun, ben halen masum bir bebeğim. Bir öpücükle fahişe olmadım tamam mı?
Tamam deyin hemen.
"Ne saçmalıyor bu dalyarrak," diyerek ortalarına aldığı Yoongi'ye soruyordu Hoseok. Yoongi iflah olmaz bana kafa sallıyor, muhtemelen her şeyi bu kadar çok belli ettiğim için bana kızıyordu. "Doktor onu kendi halinde bırakmamızı söyledi Hoseokcim. Unuttun mu? Saraya giren deliriyor."
Sehun söz almak için parmağını kaldırıyor, "Sanmıyorum. O delirmedi, sadece düşünürken kendi kendine gülmeyi seviyor," diye fikrini savunurken, bana tebessüm ederek bir bakış atmayı unutmuyordu. "Ama ağlamasından daha iyi değil mi sizce de?"
"Sehuncum, sen biraz yavşak mısın hayatım?" dedi Yoongi, ona ters bir bakış atarken. Sehun ondan biraz korktuğundan sessizce dayılanıyordu. "Ne alaka?" diyor ve Yoongi'nin onu nasıl da terletmeye başladığını görebiliyordum. "Bu tavırların daha şüpheli."
Aha... Yoongi'nin radarına giren Sehun, yakında tüm kirli çamaşırları ortaya serilecek demekti.
Ama bizim Sehun'un dümen kırma rekoru, konu ben olduğumda öyle seri oluyordu ki. "Ben neden yavşak oldum şimdi? Jungkook'un bu kadar sevimli olması benim suçum mu?" derken bile bu çocuk kendi şakasız olan sevimliliğinden haberinin olmaması ne acıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prince of my dream
FanfictionKim Taehyung ülkenin yakışıklı ve gözde veliaht prensiydi. Kralın hastalanmasıyla, tahta geçme ihtimali yüzünden evlenmesi gerekiyordu. Ancak Taehyung, sevgilisi olan Park Jimin yerine, hayata karşı hiçbir ciddiyeti bulunmayan Jeon Jungkook ile evle...