19. Şerefsizin dölüyle kızgınlık sonu.

4K 441 510
                                    

HUHUHUUU BEN GELDİM,

iyi geceler, bir hayli geç geldim çünkü işten anca çıkıp yeni bölüm yazabildim, her gün yb atma geleneğimizi bozmak istemedim. Bölümü paylaşıp uyumaya kaçıyorum. Bu bölüm duygudan duyguya girmeniz dileğiyle...

(umarım uyumadığıma değer ve güzel yorumlarınızı görürüm)

iyi okumalar :)

....



"Ondan uzak duracaksın."

Sözlerin bir gücü üzerimde katiyen olmazdı, ben icraatın kölesiydim. Bu yüzdende Medusa'ya bakarken, inada bilenmiş gözlerimden şüphecilik akıyordu. "Neden?" diye sorduğumda, "Çünkü ben öyle istiyorum," dedi ve benden bir ban yemeyi hak kazandı. Makul açıklamaları olmadığından ve Sehun'un bana şu anda çevremde en iyi davrananlar listesindeyken elbette onun kaprislerinden ötürü son vermeyecektim arkadaşlığımıza.

"Bende senin eski sevgilinle yan yana olmanı istemiyorum. Sen bu isteğimi yerine getirebilecek misin?" Dedim, kısasa kısas metodumla. Ama o her zamanki beni duymamazlıktan geldi ve arkasını döndü bana. "Sen benden bir şey isteyecek bir konumda değilsin."

Çok çocukça gelebilirdi şu anda yaptığım ama kendime engel olamıyordum. Onun o geniş sırtına, boyun posun devrilsin diye atlamamak büyük bir ziyan olurdu. Bende nimetleri ziyan etmeyi hiç sevmeyen biri olarak sırtına atladım.

Dengesini kaybedecek oldu ve sonra hemen benim bacaklarımdan kavrayarak bağırmaya başladı. "Sen ruh hastası mısın?" diyor, ben onu tek elimle boynunu kavramış ve diğer elimle saçlarımı çekiştirmeye başlamıştım. "Seninle konumlarımızı eşitliyorum bak, tepene çıktım. Şimdi ya isteğimi kabul edersin ya da ben senin sözünü dinlemem."

"O işler öyle olmuyor yalnız," diyerek beni hoplatarak kollarının arasına doğru hızlıca çevirirken, Medusa'nın bir şakası yoktu. Omuzlarına tutunduğum kolların sertliği, fazla iyiydi. Onun çıplak nasıl göründüğünü merak ederken, düşüncelerimin gidişatı benim uzun zamandır yokluk çeken malum yerlere iyi gelmiyordu ve ben kızarıyordum.

Ahlaksızlığım, lütfen rengini bu kansızın yanında belli ediyor olma lütfen.

"Bence sen kucağımdayken pek sessizsin. Ne dersin sevgili eşim... kucağımda olmak seni bir anda uslu çocuk olmanı mı sağlıyor?"

Tövbeler olsun bu adam bir şeytandı. Nasılda beni susturmak için baştan çıkarıcı şeyler söylemeye başlamıştı. Ne istediğini bilmeyen bu domuz bağı, beni katiyen ölüme itmeye meyilliydi. Şimdi ben bunun benle dalga geçmesine izin mi verecektim, yoksa onu kendi silahıyla mı vuracaktım? Seç beğen.

Bence onunla sınırları zorlamak daha makul bir seçenekti. Ben savaşçı ruhlu bir omegaydım. Şimdi simli perimin size marifetlerini sunma vaktiydi.

Bana bakan gözlerinin içine bakmayı yavaşça bırakarak yüz çizginin hizasını dengeleyen o dolgun kırmızılıklarına bakarken, imdat diye çığlık atıyordum. Bir salak olarak kendi bacağıma sıkma üzereydim ama haberim yoktu. Ama bir kere orospu olmaya karar vermiştim. Kocama da orospuluk yapamayacaksam, kuruyup gidecektim.

Şaka şaka. Sadece korktuğum için motivasyon konuşması yapıyordum kendi kendime.

Yine de bir şeyler yaptık işte. Ensesinde duran parmaklarımı bir gafletle, bu sefer yolmak için değil okşamak için saçlarına çıkardığımda, kaşlarını çatması bile onu şaşırtmaya başladığımın bir göstergesiydi. Ve arkadaşlar ben geçen o site de ne okumuştum biliyor musunuz? Bu arada siteye gelen yorumlar çok iyiydi ve sözlerinden bir alıntım bile vardı.

prince of my dreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin