17. Alfa kodomonu ve uyku seansı.

3.8K 437 368
                                    

YİNE GELDİM AMA NEDEN UYUMAK YERİNE YB YAZDIM BİLMİYORUM HEPSİ SİZİN SUÇUNUZ VEEE ÇOK YORGUNUM AW 

uzun uzun cümleler kuramıyorum, çünkü hemen uyumaya gideceğim... bu bölüm nasıl bir bölüm bilmiyorum saçmalarsam kusura bakmayın ve yazım hatalarına sonra döneceğim kelebeklerim

İyi okumalar...



Dudaklarımda o ıslak his varken kendimi onun canını acıtarak kurtardığım için şanslıydım. Kanım deli gibi akıyordu ve ben aracın hızlıca tekrardan hareket etmesiyle pencerenin camını kapattım ve tüm bunları yaparken bilin bakalım ben halen kimin dizlerinin üzerinde durmaya devam ediyordum. Daha az öncesine ölümüne nefret ediyor olduğum Medusa'nın.

Olduğum hali pencereyi kapatınca anlamış ve kontrolden çıkmış reflekslerim kudurmuşçasına hızlıca hareket ediyorken dizlerinin üzerinden sıyrıldım ve onun tüm bunlara kayıtsız kalışı, kanayan dudağı için daha endişeli olması saçmalığın kaçıncı boyutuydu bilmiyordum ama ben koltuğa oturduğum gibi onun kendi yüzüyle ilgilendiği kolunu kendime çekip ağzımı sildim.

"Ne yapıyorsun sen?" Diye kolunu çekiştirdiğinde, dudağımdaki tüm salyaları temizlediğimden emin olarak beyaz takımında dudağımdaki nemlendiricinin izinin de geçtiğinden emin olarak tatmin oldum ve kolunu serbest bıraktım. Benim davranışlarımı anlamaya çalışıyordu ama ben daha onun bu dengesiz tavırlarını anlayamıyorken ne mümkündü bu ama!

"Senden bana geçen pisliklerini sana iade ediyordum. Ve bu iki oldu. Bir daha beni sakın öpme Kim Taehyung. Bedenim senin tapulu malın değil."

"Beni sen öptün?" Dedi ve duraksayıp şaşkın suratını sivri bir kahpenin yüzüne dönüştürdü. Kusursuz ve üstten bakan, çok bilmiş insan kerhanesiydi duruşu. "Ayrıca neden bunu yaptığımı çok iyi biliyorsun. İnsanlar evliliğimiz hakkında ne kadar meraklı olduğunu ve ne denli çok izleniyor olduğumuzu. Tek bu da değil seni küçük aptal. Ama bu sefer paçanı ben kurtarmayacağım. Kraliçe ile nasıl olsa saraya geçtiğinde çok hoş bir sohbet geçireceğinden eminim. Fakat sana naçizane bir önerim var. Bana söylediğin gibi yalan söyleme. Çünkü kraliçe güvenliğimiz için peşimizde okulda öğrenci gibi gezinen korumalar gönderdi."

"Yalan söylüyorsun, o kadar da değil."

Yani belki de öyle olmamalıdır değil mi? Bu haysiyetsizin sırf ben bu mecralarda yeniyim diye palavra sıkması hiç mümkün değilmiş gibi durmuyordu ve umursamaz bir şekilde sırtını yaslayıp pencereden dışarıya bakarken, "Keyfin bilir. Umurum da değilsin," derken bile o kadar umursamaz çıkıyordu ki sesi. Onun bu sözlerine kanarak elbette ki kendi açımdan en büyük senaryomu döndürdüm ve dünyanın bana izin verdiği en yegâne şeyi yaptım.

Laf soktum.

"Annen sadece bana çalışıyor sanırım." Dedim, tıpkı onun süslü havalı burnunu kaldırdığı gibi havaya kaldırdım ve dudaklarımı kibirle büktüm, bunu yaparken az kalsın kasıntılıktan kaslarım yırtılacaktı. "Senin de okulda yaptıklarını takip eden birileri olmalı. Maşallah sende sağlam pabuç değilsin ya hani."

Bir gözüm önümde duran şoför koltuğunda dururken, sağ gözüm ona bakabilmek için yerinden sıçrıyordu. Biraz daha ona çaktırmadan bakmaya çalışırsam şaşı kalacaktım. O zaman cidden de Medusa tarafından çarpılmış olacaktım.

"Ben bir şey yapmadım." Dedi bir kez daha sitemle. Omuzlarının üzerinden başını bana doğru çevirince, eh bende otomatikman olarak ona bakıyordum. Düşmanımdan gözümü ayırmamam lazımdı. Çünkü bu adi şerefsizin üstün yeteneklerle donatılmış bir manipülasyonu olduğuna ben ve minik aklım karar kıldık. Tabi önce esmer prensimizin ego saçan gölgesinin geçmesi lazımdı. Çünkü, "Ve sana özel hayatım hakkında açıklama yapmak zorunda değilim. Sen kendi işine bak ve sorun çıkarma," diyerek ilk önce beni eziyor ve sonrasında olayı öyle bir yere bağlıyordu ki ağzım açık ona bakıyordum.

prince of my dreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin