7.bölüm:Acı oyun.😪✋️

751 14 10
                                    

"Oyun başlıyor hazırmısın?"
"Hazırım."
"Ben şimdi bu elimdeki dinamiti yakacağım sende bunu Hafize yengenin evinin bacasından içeriye atacaksın ama acele edeceksin anladın mı?"
"Anladım ama evlerinde yangın çıkmaz mı,ya ölürse yengem."
"Yok yok ne yangını ne ölmesi şaka yapacağız sesten çok korkacaklar, bunu yaparsan artık sana iyi davranacağız belki dedenin evine gitmene de izin veririz sen yeter ki bunu yap tamam mı kızım."
"Annem olursun değil mi? ben bunu yapınca."
"Tabi güzel kızım benim ben senin annenim hadi oyun başlıyor yakınca koşacaksın."
Kadriye elindeki dinamiti yakıp yanındaki 6 yaşındaki Rüveyda'nın eline verdi "şimdi koş onların damına ve bacadan atıp geri kaç."
Elinde yanan dinamit ile hem korkuyor hemde "artık beni sevecekler dedemin evine gidebileceğim hadi Rüveyda koş yapabilirim bu oyunu kazanabilirim."Ayağı sendeleyip yere düşünce elindeki dinamit ile yere yığıldı bu arada dinamit büyük bir gürültüyle bom💥diyerek patladı.
Öyle bir sarsıntıyı köyde bu zamana kadar kimse yaşamamıştı neler oluyor, bomba patladı jandarmaya haber salın diyerek herkes jandarmaya koştu bazısı masanın altına saklandı,bazısı meraktan pencereden bakmaya başladı.
Rüveyda ah zavallı öksüz kız!
Rüveyda kanlar içinde bağırıyor,ağlıyor isyan ediyordu "elim elim ağrıyor gözüm görmüyor anne cici anne neredesin göremiyorum."
Bir el ağzını kapatıp "sus kes sesini bir şeyi beceremedin ikinizden de kurtulacaktım ama olmadı.Yürü benimle kes sesini ağlama bir duyan gören olacak."
"Cici anne sen misin?Elim yok mu gözüm görmüyor anne annem nerdesin?" Hüngür hüngür ağlıyordu minik kız.
Kadriye Rüveyda'yı kaptığı gibi inekleri ahırına götürdü kanlar damlıyordu ellerinden minik kızın ,ağzını bağırmaması için bez ile bağlayıp kanlar içinde parçalanan elini ineklerin dışkısının içine soktu üzerine de samanlarla kapattı.
Eli inek dışkısının içinde alev almış gibi yanıyor Rüveyda bağırmaya çalışıyor ama ağzı kapalı sesi çıkamıyordu,
kapı tak tak vurulmaya başladı.Komşular siz gürültüyü duymadınız mı sormak için kapıyı çalmışlardı.Kadriye "ne sesi ben ses duymadım, dağdan gelmiştir madenciler dinamit arada patlatıyorya "söyleyip gelen komşuları idare etti.Hemen ahıra koştu minik bedeni daha fazla acıya dayanamamış bayılmıştı.
"İyi bari kanı da durur sonra icabına bakarız."
Komşulardan Naciye ve Ali Rıza, Kasım efendinin evinin önünden geçerken ahır kapısının altından kanların aktığını görür hemen kapıyı çalarlar."komşu hayırdır sizin ahırdan kan akmış sokak kan dolmuş."
"Ne kanı komşular hayırdır benimle dalga mı geçiyorsunuz?"
Ali Rıza "ne dalgası komşum bunun şakası mı olur imam efendi nerede camide yoktu bugün merak ettim bak."
"İmam efendi karşı köye sünnet düğünü mevlidi için gitti akşam dönecek merak etmeyin gelince sana uğramasını tembihlerim."
Rüveyda nerede bizim çocuklar hiç onu bugün görmemiş, hep kapının önünde oynarlardı nerede ki bu kız komşum başına bir iş gelmesin minik yavrunun su kanalına düşmüş olmasın sorular soran Naciye endişeli endişeli sorularını sıralıyordu.
"Ha Rüveyda oda babası ile gitti canım dedesine gidecekti ondan köyde yok.Sordugunuz kanda inek gebedi doğum başladı demek.Beni tutmayın hayvancağıza yardıma gideyim."
"Kusura kalma komşu merak ettik insanlık hali,kaza falan hersey insanın aklına geliyor."
Kapıyı hızlıca kapatıp ahıra geçti.Ali Rıza ve Naciye ahırın duvarından dinlemeye başladılar içeriden "seni sefil kız geberip gidemedin yaktın başımı ne yapaacağım ben şimdi Allah'ım ne yapacağım kanaması da durmuyor,en iyisi amcam Nuriye sorayım.Bana bir yol gösterir."
Amcasının evine hızlı hızlı koşan Kadriye kapıyı alacaklı gibi çalıyordu.Olan biteni amcasına anlattı.
"Sen sen ne yaptın o garibandan ne istedin koş gidip bakalım."
Sokağın sonunda saklanan Ali Rıza olan biteni izliyordu.Kadriye ve amcası ahıra girince Ali Rıza onları jandarmaya şikayet etmek için hızlıca karakola koşmaya başladı,Naciye ise sokakta bekliyordu bu kanlar başka bir şeydi belli ama neydi...
Nuri "bu sabiye neler etmişsin Allah belanı versin ne istedin bu öksüzden beni kendi pisliğine çekemezsin ne halin varsa gör jandarmaya gitmem lazım."
"Hayır emmi gitme bir yere yanarım ben yapma."
"Bu sabiye dokunmadan düşünecektin olanları."
Kadriye elindeki kürek ile amcası Nuriyi bayıltıp bir köşeye uzattı.
Kadriye kimseye söyleyemezdi bu durumu yan mahalle de bulunan amcası kâzım'a gidip olanları tüm gerçekliğiyle anlattı.
Kâzım gaddar mı gaddar kötü mü kötü bir insandı."Çabuk evinize gidelim bir hal çaresine bakarız."
Amca yeğen eve gelince ahırda kanlar içinde ağlayan Rüveyda'yı gören kâzım aman yarabbi bu nedir ben bu kadar kötü düşünemedim.Akşam karanlık basınca kızı köyün dışındaki su kanalına atacağız kimseler bilmez sonra da kayıp deriz olur biter.
"Ama emmi(amca) ben babası ile gitti dedesine dedim soran komşulara."
" Sus daha iyi ya kimse bizden şüphe etmez salak Kasım da gelince olanı anlatırız kanala düşmüş diye zaten sorumsuz bir baba bir var bir yok."
Kapı tak tak hızlı hızlı çalınıyor "açın kapıyı jandarma aç yoksa kıracağız.Kırın kapıyı!kırın oğlum."
Ahırın kapısı kırılınca olan biteni gören jandarma komutanı Recep, komşular Ali Rıza ve Naciye gördükleri manzara karşısında hayretler şaşkınlık içinde dona kaldılar.
Recep komutan "ne oldu bu çocuğa cevap verin hemen çabuk asker arabaya taşıyın bu Yavrucuğu nabzı da atmıyor acele edin şehire doktora kavuşturulması lazım 2.ekip sizde bu ikisini tutuklayıp karakola götürün.Yerde yatan adamda kim onuda uyandırın."
Hastaneye kaldırılan minik Rüveyda'nın yanında komşusu Ali Rıza ve Naciye geldiler.Ali Rıza hastane telefonundan Rüveyda'nın dedesi Mahmut ağayı arayıp haber verdi.
Doktorlar "maalesef geç kalındığının küçük çocuğun elini bilekten kesilecek diğer elinin parmaklarını dikmeye çalışılıp kurtarılmak lazım olduğunu söylediler."Doktor Faruk ise "elinin kesilmemesi için çaba sarf edebilirdik ama enfeksiyon tüm vücuda yayılmış durumda çocuk hayatını kayıp etmek durumunda kalabilir."konuşulanları duyan dede Mahmut ve anane Halide yere yığılıp kaldılar,köşeden Kasım'ın koşarak odaya girdiğini gören Mahmut ağa bir yumruk ile yere attı eski damadını bu çocuğu zamanında bana verin dedim vermedin yediniz çoğun başını ölecek şimdi bak gör eserin ne halde."
Benim haberim yok ne olmuş ben yoktum yeni köyden arayıp haber verdiler.
Doktor Faruk lütfen!burasının bir hastahane olgunu unutmayın imkanınız var ise kızınızı Ankara'ya gönderebiliriz ama pahalı bir durum eli kurtarılır gözleri de kurtarılır."
Mahmut ağa Doktorun elini sıkıca tutarak "malım mülküm senin olsun Doktor tek kızım dan kalan emanetini kurtar ne gerekirse vereceğim ben para ise para altın ise altın yeter ki bana ikinci kez evlat acısı yaşatma."
Kasım "olmaz sizden para dilenecek değilim ben dilencimiyim ne gerekiyorsa onu yapın kesin gitsin elini..."
"Seni ş....z sen nasıl bir babasın sen baba olamazsın ben dedesi olarak ona bakarım ama sen öz babası vicdansız! insan sokaktaki köpeğe, hayvana acır yardım eder sen öz çocuğunu ölüme terk ediyorsun insanlıktan yoksunsun sen."
Doktor "anne ve babadan imza lazım elini kesmek için ,diğer elini kurtarabiliriz gözleri de hasar almış onları da elimden geleni yapacağım."
"Annesi yok öldü babası olarak ben imza veriyorum.Üvey anneside karakolda kaza ile ilgili."
8 saat sonra minik Rüveyda ameliyathaneden çıkarıldı kendisinde değildi.Onu öyle yarım gören dedesi Mahmut ağa ve ananesi Halide yere yığıldılar.Allahım bu acıyı da mı görecekti gözlerimiz feryatları tüm koridoru sarmıştı deprem gibi sarsıyordu sesleri hastaneyi.
Rüveyda gözlerini açınca dede dedem annem selam söyledi kızıma emanetime böyle mi baktılar söyle dedi.Bu acılara daha fazla dayanamayan dede yüreği sedyenin yanından yere yığılı verdi doktorlar kalp krizi geçirip vefat ettiğini söylediğinde Halide kime yanacağını unutmuş ne yapacağını şaşırmış yolunu kayıp etmiş bir kuş gibi çırpınmaya, dövünmeye başladı bu acılarla nasıl baş edeceğim Allahım bizi affet emanetlerini koruyamadık.
Rüveyda kendine tam gelip narkoz etkisi geçince "elim elim yok elim yok bana elimi verin Doktor amca ne olur ben elsiz ne yaparım bana elimi verin.Söz veriyorum artık kimseyi kızdırmayacağım,ne söylerlerse yapacağım dedemi çağırın o bana söz vermişti beni hep koruyacaktı,elimi bana geri getirir değil mi? Dedem Mahmut dedem nerdesin..."
"Sus kız sus Mahmut deden melek oldu mezarda artık çok sevdiği kızının yanına gitti."
"Ama ama ben onu gördüm elimin olmadığını görünce çok ağladı ona annemin selamını söyledim nasıl ölür yalan deme bana baba ,bana ananemi getir ,dedemi getir.Ben onları çok seviyorum onlar beni çok seviyor beni koruyordu onlar gelsin..."
"Sus ağlama bak sen kimi sevsen Allah onları senden alıyor,ananen de ölsün istermisin?"
"Hayır ,hayır o yaşasın.Ben seni sevmediğim için mi bu kadar çok yaşıyorsun baba birtek seni seveceğim bundan sonra..."
"Sevme beni uğursuz.Sen sevdiklerine acıdan başka birşey vermezsin,beni sakın sevme ben ölmek istemiyorum.."
Hastaneden 2 gün sonra taburcu olan minik Rüveyda 6 yasındaki bedeni çok acılar çekmiş,bitkin halde eve varınca iki katlı kerpiç evinin merdivenlerini çıkarken tek elle tutamayıp merdivenden yere düştü.Üvey annesi Kadriye arkadan "geldi yine uğursuz kurtulmak ne mümkün."
"Anne anne"
"Sus ben senin annen değilim.Anne anne söyleyip etrafımda dönme."
"Ama oyun bitince artık sana anne diyecektim öyle söylemiştin anne."
"Evet oyun bitti sonu benim için mutlu bitecekti ama acı oyun olarak bitti."
Acı oyun anne acı oyun hıçkırıkla ağlayarak hem elim gitti benden hemde dedem gitti bir daha asla oyun oynamayacağım.

Rüveyda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin