11.bölüm:Kaya'nın şartı

528 15 0
                                    

Rüveyda çok merak ediyordu Kaya'nın şartı neydi acaba cenazeye gitmek için hemen kabul etmişti ne olabilirdi bu şart daha fazla dayanayıp,akşam yemeğinden sonra tekrar sordu "şartın nedir Ağam."
"Şartım bana asla yalan söyleme ne olursa olsun ucunda ölüm bile olsa bana yalan söyleme, biliyorum beni sevmiyorsun ve biliyorum ki ileride seveceksin.Neden seninle evlendiğimi bile bilmiyorsun.Üvey annenin sana yaptıklarını tüm şehir biliyor belki köyünü ismini bilinmiyor ama tüm şehirde bir efsane olmuş senin dinamit ile elinin uçması,gönlüm senin daha fazla acı çekmene razi olmadı ,bir gün Kadriye bana gelip seninle evlenmem için çok ısrar edince kabul ettim.Benim de 4 tane kızım var ben kızımı 15 de evlendirdim ama ben evliliğini istemedim kendisi çok sevdiğini canına kıyacağını söylediği için verdim.Bana kadınlık yapacak yaşta değilsin biliyorum ilk gece yaşananlar için affet,amca demen bana çok dokundu.Aynı odayı paylaşıp ayrı yataklarda kalacağız bundan böyle.
2.şartım kızlarım gibi senide okutacağım,sadece Kuran'ı kerim bilmen yeterli değil senin için eve öğrenmen gelecek hergün,tam bir ağa hanımı olacaksın,kimse seni hor göremez.Bunların karşılığında senden yalan söyleme ve bana güven istiyorum."
"Sağ ol her şartını kabul ediyorum ver ayağını öpeyim babamın bana yapmadığı babalığı sen bana yapıyorsun,kızların çok şanslı."
"Kalk yerden çabuk,sadece Allah'ın huzurunda başın eğilsin,hiç bir kula yalvarma hele dizlerine kapanma."
"Ben hep babamın ayaklarına kapanınca beni dinlerdi,bazen de belime tekme ile vururdu..."
"Ah!zavallı Rüveyda sana yaşadığın acı dolu hayatı unutturup,mutlu bir çocukluk hayatı veremem,ama yaralarını sarmama izin ver olur mu?"
"Olur.İlk defa birine güveceğim senin sayende Ağam."
"Bana sürekli Ağam söyleme sen benim eşimin."
"Sen benim ağamsın..."

Rüveyda baba evinde görmediği sevgiyi ,saygıyı,hürmeti kocasının evinde görüyordu.Konaklarına kadın muallim(öğretmen)geliyor , Rüveyda'ya okuma yazma öğretiyordu.Çok güzel ilerliyordu.Hemen dersleri kavrıyor, kendine olan güveni gelmişti.O çaresiz, eziyet gören Rüveyda gitmiş bir hanım efendi gelmişti.Bir ögretmen de adabı muaşeret kurallarını ögretiyordu.Kaya onu geleceğin hanım ağası olacak gibi yetiştiriyordu.
Tüm bu güzellikleri gören üvey evlatları etrafa öfke kusuyorlardı,ellerinden gelse Rüveyda'yı 1 kaşık suda boğacaklardı.
Evin büyük oğlunun eşi Nazmiye satılan sütlerin üzerinden kaymaklarını gizli gizli alıp satıp para kazanıyordu,bunu kimse fark etmiyordu.Hayvanları çok fazlaydı evin üyelerine bile iş düşüyordu Kaya en çok güvendiklerine peynir yapım işini veriyordu.Güvendiği iki kişi vardı artık 1.si Nazmiye,ikincisi ise karısı Rüveydadı.
Nazmiye eskiden tüm yük kendinde olduğundan sütü kaymağını bir gün alıyorsa,bir gün almıyordu.Bazen ise çok hafif belli etmeden yapıyordu, süt yağlı olmayınca peynirin tutmama ihtimali bulunuyordu.Rüveyda bir gün Nazmiye'nin sütün kaymağını aldığını görünce "abla neden alıyorsun peynir olmazsa geri gelir ağa bize kızar."
"Sus kız azıcık aldım, sakın gördüğünü kimseye söyleme,birisi bilirse senden bilirim seni mahvederim.Bundan sonra ortak olalım bir gün ben alayım kaymağını bir gün sen al benim sattığım adama sende satar harçlık kazanırsın."
"Olmaz ben haram asla yemem bunu bir daha yaparsan seni ağama söylerim, şimdi aldığın kaymağı yerine geri dök."
"Bana bak bacaksız ,sen kimsin de beni tehdit ediyorsun git söyle bakalım ağa kime inanacak,yıllardır bana emanet etmiş bir gün bile sıkıntı yaşamadım git başımdan, eve hanım olacak hasbam.Sen önce sakat koluna bak belki elin geri çıkar."kahkaha ile gülerek uzaklaştı.
Rüveyda gece yataklarını açıp uyumak için kendisinin yerdeki döşeğine oturup "Ağam hani bana yalan söyleme dedin ya ,her gördüğüm olayı sana anlatacakmıyım."
"Önemli gördüğün herşeyi bana anlatacaksın tabi "
"Ben peynir yapılırken fark ettim ki sütlerin kaymakları azdı,sanki birisi kaynaklarını alıyor bunu görünce sana söylemem gerekir mi?"
"Tabi kim.yaptıysa sakın ondan korkma onu koruma hemen bana gelip haber ver."
"Tamam Ağam."
İki gün sonra peynir hanede aynı olay tekrar yaşanır.Rüveyda bu defa hiç birşey söylemeden akşam ağa'ya söylemek için ayrılır.O sırada avlunun kapısı tak tak vurulunca hemen kahya kapıyı açınca ağa nerde ağa hele çağırın gelsin.
Avluya inen Kaya ağa ne "oluyor bir destur de Kemal nedir bu kıyamet."
"Ne olacak sattığınız peynir kalitesiz çıktı şuna bak çökelek gibi ne zamandır yağsız peynir geliyor eski kaliteniz kalmadı."
"Şerefim ve namusum üzerine yemin ederim ki ,sütlerin kaymağını alan yoktur,bunu bulursam hesabını ben keserim al paranı git,peynirde benden hediye olsun sana."
"İstemeyiz ağa ben senin sadakana kalmadım,ayıbını örtmeye çalışma.Belkide senin haberin yok senden gizli alınıyor kaymaklar, sen benim büyüğümsün seni bu defa kırmayayım alayım peyniri ama bir daha böyle olmasın."
"Olmaz olmaz."
Kemal gittikten sonra Kaya Rüveyda ve gelini Nazmiye yukarıya çalışma odasına çağırdı, olan biteni onlara anlattı.Size güvenim tam yanınızda çalışan kadınlara dikkat edin ,bir hata daha kabul etmem asla.
Rüveyda "Ağam sana birşey söylemem lazım ",hemen sözünü kesen Nazmiye "Ağam hayvan bunlar bazen otlar az oluyor hayli ile sütte yağsız oluyor, sade saman yiyerek ne kadar yağlı olsun ki ,sen merak etme bu olay bir daha yaşanmayacak."
"Sen ne söyleyecektin Rüveyda."
"Unuttum Ağam."
"Aklına gelince söyle."
Sabah uyandıklarında çoban hemen kapıya gelip bağırdı çabuk kapıyı açın ağama diyeceğim var."Ağam 5 tane koyun telef olmuş şişmişler."
"Neden olmuş yılan sokmasın."
"Yok Ağam ne yılanı, ahıl temiz yılan olsa beni de sokar başka birsey var."
İki gün sonra yine koyunlardan 3 tanesi ölür.Kaya bunun bir işaret olduğunu anlar.
Akşam Rüveyda "Ağam sana diyeceğim var ,Nazmiye abla sütün kaymağını alıyor sana söyleceğimi söyledim beni tehdit etti."
"Nazmiye asla öyle birşey yapmaz ona güvenim tamdır, bu yalana giriyor kul hakkıdır,bir daha yalan söyleme seni affediyorum."
"Yalan değil gerçek."
Nazmiye bu arada yine devam ediyordu ,kaymakları almaya.
Kemal tekrar konağa gelince Ağam bak yine peynirler kalitesiz ,şerefin üzerine yemin içtiğin için gelmiyordum seni mahçup etmemek için ama bende para kazanamıyorum artık beğenilmiyor peyniriniz.
Kaya eline çakmağı alıp peyniri yakmaya başladı, yağlı peynir çatır çatır yanardı ama bu peynirde yanma falan olmuyordu.Haklisin bu işte bir iş var vallahi benim bilgim yoktur ama bunu yapanı bulacağım.O sıra çobanda koşarak avluya girdi "Ağam Ağam sürüye kurt saldırdı canımı zor kurtardım ,çok hayvan telef oldu sanırım, kaçıp buraya geldim."
"Hemen sürünün yanına gidiyoruz olanları bende görmem lazım."Sürünün halini gören Kaya yere oturarak "bunlar Allah'ın bana uyarısı ben bu olayı çözmem lazım."
Rüveyda'nın sözleri aklına gelince Nazmiye'yi takip etti sütün kaymağını toplarken onu yakalayıp eline kaşık ile vurdu "demek o hain sendin."
"Ağam affet Ağam, karın Rüveyda istedi toplamamı onları satıp ayakkabı alacakmış."
Yalan söyleme bana ne eksiği var ki böyle yapsın onu kendinizle karıştırmayın."Hemen Rüveyda ile Nazmiye'yi karşı karşıya getirip işin doğrusunu öğrendi.
" Ben asla yalan söylemem haram da yemem,Eğer yalan söylüyorsam bu dakika Allah alsın canımı."
"Üzülme sana inanıyorum.Nazmiye sana gelince yalan yere yemin ettiğim için kaç koyun telef oldu bunun cezası ise senin peynir işinden alıyorum elini tek bir işe vurduğunu görmeyeceğim git odanda çocuklarına bak bundan böyle."
Ağam affet ben ettim sen etme bana güven bir hata ettim.Sen sen görürsün küçük şeytan ben yıllardır alıyordum ama sen gelip ortalığı kattın.
"Sus birde konuşuyor karşıma kabahatinden utan onun suçu yok ben seni gördüm ikinizi de takip ediyordum o yapmış olsaydı babasının evine geri gidecekti,senin çocukların olmazsa sende gidecektin ya yat kalk çocuklarına dua et."
Akşam Rüveyda'ya inanmadığı için kusura bakma sana inanmadım hakkına girdim.
Bugün Rüveyda ve Kaya evleneli tam 3 ay olmuştu.Ayrı yataklarda kalmaya devam ediyorlardı.Kaya onu hiçbirşey için zorlamıyor, onun üzülmesine hor görülmesine razı gelmiyordu.Onu sanki çocuğu gibi koruyup gözetiyordu.Sana bir özür borcum var seni babanın evine götüreceğim üvey annen ve kardeşin hep geliyor ama baban gelmedi hiç en son el öpmeye gitmiştik.Ben babamı özlemedim en çok annemin ,dedemin ve ananemin mezarını ziyaret etmeyi özledim oraya gidince sanki hala sağlıklılar, beni duyup görüyor gibiler en çok orda huzur buluyorum.
"Evet ölüler mezarına gidip dua edince gelenleri görür hatta onlarla konuşsurlar ama biz onları asla duymayız.Demek sadece huzuru mezarlıkta, kabristan da buluyorsun vah !ki ne vah! seni mutlu edemedik."
"Aslın mutluyum bana babanın yapmadığı iyilikleri yaptınız sağ olun."
Evlendiği günden beri üvey annesi Kadriye ve oğlu Aslan ile sürekli ziyaretlerine geliyordu,giderkende dolu gidiyorlardı Kaya ağa çok cömertti,evine gelen misafiri bir aylık erzakları ile evlerine uğurlardı.
Sabah hazırlıkları yapılıp yola çıkıldı Rüveyda 3 ay sonra ilk kez ağlayarak çıktığı evine gidiyordu bu defa 1 hafta kalacaktı.El öpmeye 1 saatliğine gitmiş geri dönmüştü.

Rüveyda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin