25.bölüm:Hayat

262 13 14
                                    

Rüveyda ve Gül otobüs ile köylerine geldiklerinde,Rüveyda siyah çarşafını çıkarıp askıya asıp mutfakta bulunan toprak testiden su alıp içtikten sonra salona geldi.Kilimin üzerine kendini pat diye yere atıp soğuk duvara belini yasladı.Alnından, yüzünden terler boşalıyordu.
   Gözleri kesilen sol bileğine gitmiş konuşmadan eline bakıyordu.Bir kaç göz yaşı döktü.Elinin üzerine damlayan göz yaşları bileğine geçirdiği çorabı ıslatmaya başlamıştı.

    Gül "anne neden ağlıyorsun?"
 
  "Ben ağlamıyorum, yüreğim ağlıyor.Hiçbir çocuğu Allah başkasının umuduna bırakmasın.Ne kadar yaramaz olursan ,ne kadar kötü bir çocuk olursan anneni üzersen üz, annen sana sinirlenir ama senin canına asla zarar vermez,çocuğu uyuduğu zaman ona kızmanın pişmanlığını yaşar içinde, sabah ne kadar yaramazlık isterse yapsın ister..."

"Ben bu hayata 1_0 yenik başladım.Yaşadıklarımı anlattım sana evet ama senin kötü bir insan olmanı asla istemedim."
"Belki babanın diğer ölen eşleri gibi yada doğumda vefat eden annem Halime gibi bende bir gün ölecektim.Insanız sayılı bir ömüre sahibiz."
"İstesem seni Kadriye ablaya karşı kin ve öfke ile doldura bilirdim,onlara karşı kötü bir insan olmanı öğretebilirdim.Ben iyi bir insan olmanı istedim ve sen iyi bir evlatsın.Annene yapılan kötülüklere rağmen küçükken evimize geldiğinde sana yaptığı iyilikleri unutmadın.Vefa borcunu son nefesini vermeden önce ödedin.Sevgi gösterdim bana kötülük yaptılar diye üzerimizde bir kul  hakkı bırakmadığın için kızım sana çok teşekkür ediyorum."

  Anne bana çocukluğum boyunca "İncinsen de incitme "(Hacı Bektaşi Veli hz.) Sözünü hep söylerdin.Ben hep sorardım Anne bana yapılan her kötülüğü affetmek zorunda mıyım?

"Sen evet yavrum her zaman aklına Hacı Bektaşi Veli'nin sözü aklına gelsin."

  Neden anne bana bunu hep öğüt verirdin.Kadriye neneyi kefen ile tabutun yanında yatarken aklıma senin bu sözün geldi biliyormusun?
  İncinsen de incitme,seni incittiler dalını kırdılar, ama sen Allah'a havale edip,kendi intikamını almadın.Allah'a tevekkül edip ona dayandın.

"Bak yavrum bir köpek seni gelip ısırdığında canın çok yanar öfkelenirsin,ama ondan intikam almak için gidip sende köpeği dişlemezsin.
Bana yapılanlar bana yapıldı bu öfke ile senin büyümene asla izin veremezdim.Yaşadıklarım dillerden dillere dolansın,hiçbir üvey anne benim üveyanam gibi yapmasın.
Kadınlar güçlü olmalı,benim tutunacak bir dalım yoktu.Sen kimseye muhtaç olmadan okulunu bitirip doktor olacaksın.Evlilik her zaman olur.Ama okumak kendi ayaklarının üzerinde durmak bir trene benzer ,tren kaçtı mı artık geri dönüşü yok.Allah yarına bırakır ama yapılan kötülükleri kimsenin yanına bırakmaz unutma!!"

  "Bana söz ver doktor olup nerede yardima muhtaç bir kız, kadın görürsen ona yardım edeceksin."

"Söz veriyorum annem.Her yardıma ihtiyacı olan insanlara özellikle kadınlarımıza kol kanat gereceğim."

"Sana tek son bir sorum var.Tabutta onu görünce ne hissettin?"

"Hiçbir şey hissetmedim desem yalan olur.Tüm hayatım gözümün önünden filim gibi geçti.Sonra ona hadi uğurlar ola bu evde hükümdarlık sendeydi,gerçek hükümdara gidiyorsun diyerek ardından baktım.Şimdi bu kilimin üzerinde oturunca anladım herşey bitti.Geçmişe artık bir sünger çekiyorum.Herkes yaptığını çekecek bir gün,bize saf diyenler var,bu kadar acı yaşamış, iyi niyetli salak diyenler var.Varsın salak desinler beni örnek alsın her insan, acı dolu hayatımı kimse çocuğuna yaşatmasın."

  "Hadi kalk kızım gidelim.Yaşlılar için okuma yazma kursu halk eğitim merkezi kurs açmış beni kayıt edelim.Ne öğrensem kârdır kalan bu ömrümde,eskiye üzülüp kalacak bir ömüre sahip değiliz.
Hz.Muhammed (s.av ) ne güzel bir sözü var."
İki günü aynı olan zarardadır."
  Yaşıyorsak eğer her gün mücadele etmeyiz.

Rüveyda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin