28.bölüm:Mustafa'nın Hayatı

183 9 10
                                    

  Gözlerini hayata Kayseri de açmış aslen Elazığ Sivrice ilçesinden olan Mustafa, ela gözlü, esmer,sağ yanağında siyah bir beni ,sol yanağında gamzesi olan çok tatlı bir bebekti.Anne ve babasının göz aydınlığı...

  Babası Berat Bey emekli polis memuru annesi,Annesi Kıymet hanım ev hanımı bir kız kardeşi Mehtap oda 24 yaşında İstanbul'da akrabası olan Ekrem ile 2 yıl önce evlenmişti.

  Berat Bey polis memuru olduğu için Türkiye'nin neredeyse tüm şehirlerini ,köylerini gezmişti.

Mustafa babasızlığın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu.Babası çok istedikleri,ihtiyaç duydukları zaman yanlarında olamıyordu.
  Başka insanlar evinde huzurla yaşasın, uyusun diye onlar kendi çocuklarından,ailelerinden feragat ediyordu.Evet bu onların işiydi verdikleri hizmet karşılığı devlet onlara ücret ödüyordu.Aldıkları ücretler inanın verdikleri hizmeti karşılamıyordu.Bir deyim  var ya "kelle koltukta savaşmak "(Tehlikeye karşı cesaretle karşı koymak.)
Terörün, iç çatışmaların en çok yaşandığı,sağ sol davasının olduğu zamanlarda polis olmuştu Berat Bey.

  Berat Beyin görevi herkese göre daha zordu.Işi sivil gidiyordu.Narkotik polisiydi.Bir kaç defa gençleri uyuşturucu ile zehirlemek isteyen torbacilari yakalamak için yaralanmıştı.Çocuklarının hiç bir zaman veli toplantısına gidemedi.O zor şartlarda çalışmaya alışıktı ama çocukları babalarının onları sevmediğini zannediyordu.Bu zamanlarda hemen devreye Kıymet hanım giriyordu.

Kıymet hanım; evin  hem annesi hem babasıydı çocukların tüm yükü kendisi üzerindeydi.Seviyordu bu durumdan bir gün olsun şikayet etmemişti.Oda eşi kadar yoruluyordu ama herseyden önemli olan  çocuklarıydı.

  Babalarının evde olduğu günler ise pikniğe gider çok güzel bir gün geçirirlerdi.

Bir gece ev telefonu gece 3 te hiç susmadan çalıyordu.Kıymet hanım bu telefonun hayra alamet olmadığını anlamıştı.Çocuklar Mustafa ve Mehtap uyanmış "anne babama birşey olmuş çabuk telefonu aç anne."

  "Alo efendim.."

"Yenge ben Erol. Berat abi vuruldu ama durumu iyi merak etmeyin arkadaşlar gelip sizi alacaklar."

Kıymet çocuklara belli etmek istemiyordu ama elleri ayakları titremeye başlamıştı.Kapı çalındı emniyetten Berat Bey' in arkadaşları hastaneye götürmek için aileyi evden aldılar.

  Hastaneye gittiklerinde Berat Bey'in iyi olduğunu gördüler ve çok sevindiler.Berat Bey'in odasının dışında ağlayan 6 yaşında bir erkek çocuk ve annesinin kucağında minik 6 aylık bir bebek ile kadın da göz yaşlarına hakim olamıyor ağlıyordu.

  Kıymet hanım hemen yanlarına giderek" iyimisiniz ? ne oldu yardım edebileceğimiz bir durum varsa seve seve yardımcı olabilirim."

  "Eşim polis vurulmuş.Onun ameliyatdan çıkmasını bekliyoruz."

"Ağlama bacım inşallah sağ salim çıkacak emin ol.Bak eşimde vurulmuş ama iyi çok şükür.Çocukalar etkileniyor sen ağlama ki onlarda ağlamasın."

Doktor yanında diğer polisler ile  ailenin yanına gelerek "başınız sağ olsun.Elimizden gelen herseyi yaptık ama hastamız şehit oldu.Şehadetini Allah kabul etsin."

Şehit polisin eşi Meryem aldığı haberden sonra  artık ağlamıyordu.Göz yaşları kurudu bir anda kendisine güç gelmişti.Çocuklarının göz yaşını sildi.

  Bugün ağlamak yok.Şehidim üzülmesin, yattığı yerde incinmesin,ardında kalan kardeşleri ,oğulları, evlatları intikamı alacaktır.

  6 yaşındaki oğluna dönerek sen şehit oğlusun ağlama kaldır başını,güç sende olacak bundan sonra babanın kanıyla suladığı bu vatan sizlere emanettir.

Rüveyda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin