"Oldu mu?"
"Oldu. Püre yapalım hemen yiyebilir."Burak'ı kucağımda hoplatırken çığlık atarak gülünce ben de gülüp göğsüme çekerek sarıldım.
"Seni yerim zilli."
Emin arkasından gelip yanağından tutarak öpünce Burak daha çok çığlık attı. Beni itip Emin'in kucağına uzanınca ona verdim. Tezgaha gidip Emin'in haşladığı tatlı patatesi ezmeye başladım. Burak bugün ilk kez bir şey yiyecekti.
Tadını beğenmesi için sabahtan beri dua ediyorduk."Seni yiyim mi ben? Seni ham yapayım mı? Yerim ki!"
Emin yere oturup Burak'ı kucağına oturtarak onu evirip çevirip öpüyordu. Küçük beyin yemeği hazır olunca masaya tabağını götürüp ona döndüm.
"Hadi gelin masaya."
Emin ayağa kalkıp masaya geldi ve Burak'ı direkt masanın üzerine oturttu.
"Kucağına alsana."
"Ay yordu beni az dursun böyle."Ondan bakışlarımı çekip yemeğe uzandım. Burak için özel olarak aldığım kaşığa azıcık püre alıp sıcak olmasın diye hafif üfledim ve kontrol ettim.
"Eveet, aç bakalım ağzını miniğim."
Burak hızlı bir şekilde kafasını çevirip Emin'in üzerine kendini bırakınca masadan düşecek gibi oldu. Kalbim ağzıma gelirken telaşla ayağa fırladım. Ama Emin benden önce yakaladı zaten.
"Sakin ol."
"Sakin ol mu? Düşüyordu Emin sen kafayı mı yedin?"
"Önünde oturuyorum düşmesine izin verir miyim Aslan, saçmalama."
"Ya çocuk bu belli mi olur ben tek elimle tutuyorum diye bile demediğini bırakmıyordun şimdi şu haline bak."
"Aslan önündeyim diyorum!"
"Ne fark eder!"Bağırmasına ben de bağırarak karşılık verince Burak aşağıdan mırıldanmaya başladı.
"Bağırma korktu çocuk."
"Ben bağırdım çünkü sadece."
"Ya ne oluyor sana be? Ne bu sinir sendeki?"
"İki dakika önce oğlum masadan düşmek üzere olduğu için olabilir mi acaba?"
"Aslan düşmedi değil mi?"
"Düşebilirdi."
"Düşmedi!"
"Bağırma lan bana!"Ve Burak ağlamaya başladı. Derin bir nefes alıp sakinleşmek için gözlerimi kapatıp kısa bir süre bekledim ve geri açtım. Burak'a uzanıp kucağıma alacağım an geri dönüp Emin'in kucağına çıkmaya çalışınca sinirim tekrar alevlendi.
"Korkuttun çocuğu işte."
"Ver bana."
"İstemiyor seni."
"Benim oğlum."
"Korkuttun çocuğu diyorum. Sana gelmek istemiyor."
"Beni istemiyo da seni mi istiyo amına koyayım?"Sinirli bakışları bana dönerken bir anda ayağa kalkıp karşıma geçti. Üzerime doğru bir adım atınca benden kısa da olsa çok farkımız olmadığı için göz göze geldik.
"Bana bir daha küfür edersen sonu hiç iyi olmaz."
Elini masaya uzatıp tabağı ve kaşığı tek eliyle alıp arkasını döndü.
"Nereye?"
"Oğlunun korkmayacağı bir yere."Arkasından bakarken derin bir nefes alıp yavaşça arkasından gittim. Beni umursamadan Burak'ın odasına gidip onu beşiğe oturttu ve karşısına oturdu. Kaşığa püreden alıp Burak'a uzatınca bu sefer itiraz etmeden yemek için kaşığa uzanmıştı. Vay hain.
"Aferin sana minik kuşum benim."
Yedirmeye devam ederken pürenin yarısına gelince yüzüme bile bakmadan konuşmaya başladı.
"Git sütü ısıt."
"Emredersin."Odadan çıkıp söylenerek mutfağa ilerledim.
"Sanki bu evin bakıcısı benim de baba olan o anasını satayım."
Hala söylenmeye devam ederken sütü ısıtıp biberona alarak odaya gittim. Yemeğini bitirmiş elini ağzını siliyordu.
"Al."
"Ne kadar kibarsın öyle."
"Öyleyim."Ters ters bakıp biberonu aldı ve Burak'ın önündeki önlüğü çıkarıp kucağına aldı.
"Burak bu babandan çok çekeceğim var benim."
"Duyuyorum."Göz devirip sütünü içirmeye devam edince gidip ben de beşiğe oturdum. Bana yine ters ters baktığını görünce ben de aynı şekilde baktım.
"Benim oğlumun beşiği."
Bana uzun uzun baktı ve en sonunda gülmeye başlayınca kafamı başka yere çevirdim. Beni de bozdu.
"Al çocuğunu."
Burak'ı kucağıma bırakıp biberon ve önlükle ayağa kalkınca bebeğimi tutup kendime çevirdim.
"Hain seni. Sen niye kaçıyorsun benden ha? Cevap ver."
Burak gülerek ellerini kaldırıp yüzüme dokundu ve sevinçle birkaç kez vurdu.
"Bir de dayak yiyorum."
Söylenerek Burak'ı omzuna doğru yatırıp sırtını okşamaya başladım.
"Da da da!"
"Baba oğlum baba."
"De da da."Kafamı iki yana salladım yavaşça.
"Hayır baba diyeceksin. Ba ba."
Bana uzun uzun bakıp gülmeye başlayınca gülerek yanağından öptüm. Daha konuşmaya başlaması için erkendi ama olsun belki şimdiden öğrenirdi.
.....
Burak uyumaya başlayınca sakince beşiğe yatırıp üzerini örttüm. Korkuluğu kapatıp odadan çıktım. Oturma odasına gidip Emin'i koltukta görünce yanına oturdum. Kucağında mısır kasesi ile film izliyordu.
"Ben de yicem."
Yandan bir bakış atış kaseyi uzatınca avucuma alabildiğim kadar aldım.
"Uyudu mu?"
"Evet."Filmi durdurdu ve bana doğru döndü koltukta.
"Niye küfür ettin lan sen bana?"
Kısa bir an ona bakıp önüme döndüm.
"Korkumdan ben ne dediğimi mi biliyordum o an? Sana patladım işte."
"Olmasın bir daha."
"Kusura bakma."Cevap vermeyip önüne döndü.
"Küstün mü?"
"Ne küseceğim sana?"
"Özür dilerim."Yüzü güler gibi olduğunda kolundan dürttüm hafifçe.
"Hadi lan, özür dilerim kabul et."
"İyi tamam. Kabul ettim. Ben de özür dilerim. Ben de yükseldik biraz."
"Tabii ki dileyeceksin oğlum. Tek suçlu ben değilim."Kaşlarını çattı ve koluma vurdu sinirle.
"Ah!"
"Yalandan bağırma be."
"Acıdı lan manyak!"
"Sporcu olacak bir de. Boşuna o kaslar hep. Ne yapıyorsun gizli gizli köşelerden toz mu atıyorsun yemeğine?"Şaşkınlıkla gözlerimi açıp ona baktım ve hızlıca kolumu kaldırıp kaslarımı sıktım.
"Sen bunlara yapay mı dedin? Şişirme mi dedin sen bunlara? Balonsun sen mi dedin?"
"Ben bunların hiçbirini demedim ama senin de içinde varmış herhalde, bir anda sıralamaya başladığına göre?"Alayla gülüp hafif doğruldum ve tişörtümü yukarı kaldırdım. Kaslarımı gösterirken bileğinden tutup dokunmasını sağladım.
"Dokun bak dokun, bunlar emek emek!"
Kafamı kaldırıp gururla yüzüne baktığımda gördüğüm ifade ile kafamı tekrar eğdim. Ve olduğumuz durumu fark ettiğim gibi elini iterek bırakıp geri çekildim.
"Ne yapıyorsun lan?"
"Sen tuttun dokun dokun diye ben ne yaptım?"
"Her dokun diyene dokunuyor musun sen?"
"Ulan sen tuttun elimi dengesiz herif! Sanki çok meraklıyım sana dokunmaya."İkimiz de utanarak kafamızı çevirdik ve televizyona döndük. Siyah ekrandan başka bir şey olmayan televizyona...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakıcım BxB
Teen FictionAgeplay kitabı DEĞİLDİR. Doğu isimli kitabımdan gördüğümüz Burak'ın babaları Emin ve Aslan'ın kitabıdır.