"Al miniğim."
Burak'a yemeğinden uzatıp yemesini beklerken ağzını kocaman açıp kaşığa uzanınca gülerek yemeğini yedirdim. Çok acıkmıştı sanırım minnoşum.
"Yerim seni."
"Emin sen hiçbir şey yemedin. Yemeğini ye sen ben yediririm."
"Yok Burak doyunca yerim ben."
"Abi hadi fotoğraf çekelim."Göktuğ ayağa kalkınca hemen toparlandım.
"Bir dakika."
Burak'ın yüzünü ve ellerini sildim hemen. Yemek yedirirken sürekli kaşığı tutmaya çalıştığı için her yerine bulaştırıyordu.
"Tamam. Biz hazırız."
Fotoğraf çekilirken Burak sürekli masaya uzanmıştı ve sanki bizim ondan dikkatimizi çekmemizi beklemiş gibi anında yaramazlık yapmaya başlamıştı. Telefonun ekranından hepimiz de ne yaptığını gördüğümüz için ister istemez gülüyorduk. Sayesinde fotoğraf daha samimi çıkmıştı.
"Tamamdır."
Hemen Burak'a dönüp yemeğine sokmaya çalıştığı elini tuttum.
"Buraak."
Aslan gülerek ıslak mendile uzanırken ben de Burak'ı sabit tutmaya çalıştım. Elini tuttuğum için mızmızlanmaya başlamıştı bile.
"Ama Burak az dur bebeğim."
"Yaramaz seni."Ellerini silince nihayet birini serbest bırakıp üzerindeki kazağın kollarını katlamaya başladım. Aslan da diğer eline aynısını yaptı.
"Ver ben yedireyim. Sen artık yemeğini ye."
"İyi tamam."Burak'ın yemeğini onun önüne bırakıp ben de kendi yemeğime başladım. Bu sırada da yoğun bir sohbet başlamıştı.
.....
"Yardım edeyim mi?"
"Yok çantayı alsan yeter."Aslan kucağında Burak ile arabadan inip eve giderken ben de çantayı alıp arkasından gittim. Burak uyanmasın diye sessizce kapıyı açıp Aslan'a yer verdim.
"Ben yatırıp geliyorum."
"Tamam."Odaya gidince ben de salona geçip kendimi koltuğa bıraktım. Gergindim. Çünkü büyük ihtimalle şu an tam da her şeyin netleşeceği andı.
Aslan bir süre sonra odaya girince gelip oturana kadar onu izledim.
"Bence artık bazı şeyleri konuşmamız gerekiyor."
Kafasını salladı hemen.
"Yani aslında ben zaten sana söyleyecektim ama işte bir sürü şey girdi araya. O zaman tabi daha bir telaş vardı şimdi daha rahatım diyebilirim. Hem zaten net olmayıp ne yapacağız ki aynı evde yaşıyoruz. Sürekli yüz yüzeyiz. Bir şeyleri..."
Bir anda dudaklarımda hissettiğim baskıyla gözlerim önce sonuna kadar açıldı sonra ise kapatıp kollarını sıkıca boynuna doladım. Üzerime doğru gelip beni koltuğa doğru yatırarak üzerime çıkınca elimi beline atıp kendime çektim.
Uzun süren ateşli anlar sonrası nefessiz kalınca hafif kafasını çekti ve gözlerime baktı.
"Bence konuşmaya gerek kalmadı."
Söylediklerine gülerek dudaklarına uzandım. Anında karşılık verdiğinde az öncekinden daha derin öpüyordu. Aslan şimdiye kadar çekingen olan taraftı aslında. O yüzden ondan böyle bir şey beklemiyordum. İlişkinin deli tarafı ben olurum sanıyordum ama Aslan fazla aktif çıkmıştı.
"Emin."
"Hmm?"
"Sevgiliyiz artık. Haberin olsun."
"Sağol ya. Haber verdiğin için."Dalga geçerek konuşunca umursamadan eğilip öpüp geri çekildi ve boynuma uzanıp oradan da öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakıcım BxB
Dla nastolatkówAgeplay kitabı DEĞİLDİR. Doğu isimli kitabımdan gördüğümüz Burak'ın babaları Emin ve Aslan'ın kitabıdır.