"Ona bir şey olursa çok kötü olur!" Diye bağırdı Minho sinirle polise.
"Efendim gerçekten yanlış anlaşılma için çok özür dileriz. Uyanacak merak etmeyin." dedi polis karşısında ki cansız gibi duran çocuğa bakarak.
"Uyanacak mı!? Şaka mı yapıyorsunuz!? Ölmekle yaşamak arasında kalmak şaka mı!?" Diye bağırdı Minho sinirle.
"Bakın üzgünüm böyle bir şey olduğunu bilmiyorduk tüm oklar Felix beyi gösteriyordu." Dedi polis.
"O okları size ben...bir bir iade edeceğim eğer kardeşim uyanmasa!" Dedi Minho sinirle ve abisinin yatağının yanına diz çöktü.
Polis ne yapacağını bilemediği için odadan çıkıp gitti. Ne yapa bilirdi ki zaten? Suçsuz birini bu hale getirmek bir polis için uygun mu?
Onun yüzünden küçük bir çocuk taciz edildi, idam cezasına çarptırıldı. Suçsuz olan bir çocuktan ne istedi ki?"Felix'im lütfen uyan artık. " diyip elini tuttu kardeşinin.
"Bak abin yanında lütfen uyan. Sana söz veriyorum bir daha seni yalnız bırakmayacağım. Abini yalnız bırakma Felix. Sana abin olduğumu açıklayamadan beni bırakma. Bana bir kere olsun abi diyemedin Felix. Bana her baktığında sana yalan söylediğim için acı çektim. Sana abilik yapamadığım için acı çektim. Şimdi ben sana bu büyük yalanı açıklayamadan beni bırakacak mısın? Lütfen beni bırakma k-kardeşim. Benim tek ailem sensin." dedi Minho kardeşinin başını okşayarak ve sabahtan beri tuttuğu göz yaşları firar etti.
"Sana kardeşim demek kalbimi acıtıyor Felix. Benim gibi abiyi hak etmiyorsun. Sana bakamadım. Senden özür diliyorum. Beni affet kardeşim. Ben...ben sana yalan söylememeliydim. Ama korktum!
Benden nefret edeceksin diye. Çünki...çünki ben senin üvey abinim Felix.
Babam olacak o iğrenç herif senin anneni öldürdü ve ben başka bir kadından dünyaya geldim. Ben hiç doğmamalıydım kardeşim. Özür dilerim. Uyanıp beni affede bilecek misin?" Dedi Minho kardeşine sarılarak aynı zamanda durmadan ağlıyordu."Minho artık bir şeyler yemelisin hadi sen kantine in onu görmek isteyen birileri var." dedi Jisung odaya girerek.
"O mu gelecek?" Dedi Minho ve ayağa kalkıp Jisungun yanına geldi. Sulu gözleriyle sevgilisine bakıyordu. Ama o gözlerde büyük bir acı yatıyordu. Büyük bir pişmanlık yatıyordu.
"Evet onu görmek istiyor hadi biz aşağı inip bir şeyler yiyelim dünden beri hiç bir şey yemiyorsun zaten." dedi Jisung ve Minhonun kolundan tutup odadan çıkardı.
"Onu dün o ipler arasında gördükten sonra iyi değilim Jisung. O...o acı çekiyordu ipler arasında. Nefes almak için çırpınması aklımdan çıkmıyor. Ben kardeşimi koruyamadım ona abilik yapamadım. Ona dokundular o parmaklıklar arasında benim haberim olmadan. O bunları hak etmiyordu. Uyansa hayata devam ede bilecek mi peki!? O bununla yaşayamaz ki." dedi Minho ağlayarak ve Jisunga sarıldı.
"Hayır Minho sen çok iyi bir abisin. Onu her zaman korudun ama şimdi yapa bileceğin bir şey yok ki. Belki abisi olduğunu bilmiyor ama sen ona bu duyguyu fazlasıyla hiss ettirdin." dedi Jisung ve Minhodan ayrılıp göz yaşlarını sildi.
"Ona kendi kardeşi olduğumu söyleye bile bilmiyorum. Benden nefret etmesinden korkuyorum Jisung ya...ya benden nefret ederse sonuçta onun üvey abisiyim. Benim yüzümden annesi öldü. Babası benim annemi seçti." Dedi Minho göz yaşlarını silerek.
"Neden böyle düşünüyorsun Minho?
Sen onu oradan kurtarıp yıllarla ona baktın. Çoğu abinin bile yapamadığı abiliği yaptın ona. Hem sen söylemedin mi seni abisi olarak gördüğünü. Bence artık zamanı geldi her şeyi anlatmanın. Seni kabul edeceğine inanıyorum. O seni her kesten fazla seviyor bunu unutma." dedi Jisung ve Minhoyla beraber aşağı kantine indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent home~Hyunlix
HorrorAlt tarafı okul masrafları olduğu için ıssız bir yerde ucuz bir ev tuttum en fazla ne ola bilirdi ki?