56. Bölüm

1K 80 16
                                    

Sadi dikkat et"

Sadi kadının sesi ile bakışlarını çevirdiğinde geç kalmıştı . Arabanın Sadiye çarpması, adamın havaya fırlaması ve Songülün çığlıkları. Hepsi aynı zaman dilimine sıkıştı. Sadi çarpmanın ardından yere düşünce çarpan adamda hızla devam etti yoluna . Songül aracın peşindenmi gitse , kocasınamı yetişse bilemezken, Sadi gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu.
Songülün sesi ile araladı gözlerini yeniden

Sadi : Sadi aç gözlerini, bak ben buradayım. Kurtulacaksın.

Sadi elini zorda olsa kaldırarak karısının ıslak yanağına koydu. Songül hemen adamın elinin üstüne yerleştirdi elini. Gözlerini kapatmadan ise şu sözler çıktı ağzından

Sadi: Artık anlatabilirim herşeyi.

Songül yaşadığı şok ile ne yapacağını bilmez halde çırpınış halindeydi. Kazanın sesi ile yanına toplanan insanların arasında tanıdık bir yüz görmesi ile seslendi hemen.

Songül : Mert ambulans ambulansı ara hemen.

Mert yüzünde oluşan şaşkınlık ifadesini geride bırakarak telefona sarıldı. Songül ise Sadinin yanında bir an olsun ayrılmadan kapanan gözlerini açması için çabalıyordu.

Songül : Sadi aç gözlerini lütfen. Bak ben buradayım yanındayım. Nolur beni bırakıp gitme sende,

Birkaç dakikalık bekleyişin ardından ambulans sesleri bütün sokağı sarmıştı. Görevliler yanlarına geldiklerinde önce Sadinin vücudunda bir kırık olabilme tehlikesinden dolayı boyunluk takıp , ardından yavaşça sedyeye koydular adamı. Adamın sedyeye koyulması ile yattığı yere yayılan kana baktı Songül bir süre. Kendini toparlayarak Sadinin yanına ambulansa attı kendini hemen .
Birkaç dakikalık yolculuk çok uzun gelmişti Songüle . Sanki dakikalar günler gibi ağır geçiyordu şuan. Sadinin gözleri kapalı halde öylece yatıyor olması , sesinin çıkmaması çok ağır gelmişti Songüle . Gözlerini kapatmadan söylediği söz. "Herşeyi anlatabilirim" boğazında yumru oluşturdu .

Hastaneye geldiklerinde hemen acil müdahale edilmesi için götürdüler Sadiyi. Songül ise çaresiz göz yaşları içerisinde bekliyordu.

Haber Karabayırda çabuk yayılmıştı. Sadinin öğretmen arkadaşları , öğrencileri , Songül'ün emniyetteki arkadaşları kısa sürede hastaneye gelmişlerdi. Songül bu gergin bekleyiş sırasında omuzunda hissettiği el ile doğruldu çöktüğü yerden.

Songül : Müdürüm
Serdar Müdür : Eşin nasıl Songül .
Songül : Bilmiyorum bekliyorum işte müdürüm.
Serdar Müdür : Merak etme iyi olacak inşallah . Bir ihtiyacın olursa ara beni tamam mı?
Songül : Sağolun müdürüm.

Serdar yüzüne yerleştirdiği zafer gülümsemesini yerleştirdi yüzüne arkasını dönüp giderken. Bu olay Songülü bir süre uzak tutmaya yetecekti. Eğer durmazsa bu sefer başladığı işi bitirecekti.

Serdarın gidişi ile Songül tekrar çöktü yere. Başını ellerinin arasına alarak bu bekleyişin biran önce bitmesini diliyordu . Adını duyması ile kaldırdı başını .
Karşısında duran adamı süzdü önce

Ahmet Savcı : Songül Payaslı
Songül : Benim, siz kimsiniz
Ahmet Savcı : Cumhuriyet başsavcısı Ahmet Pekacar. Seninle biraz konuşmamız lazım.

Songül adamın gösterdiği kimlikten bakışlarını çektikten sonra adamı takip etti.

Sakin bir yere geçtiklerinde söze girdi Ahmet Savcı .

Ahmet Savcı : Songül söze nasıl gireceğimi bilmiyorum . Ama Sadi güçlü adamdır. Atlatacak bunu.
Songül : Siz Sadiyi nereden tanıyorsunuz.
Ahmet Savcı : Ankaradaki meslektaşım verdi ismini . Başta bende şaşırdım ama Sadiyi tanıdıktan sonra neden onun ismini verdiğini daha iyi anladım .
Songül : Sadinin ismi size neden verildi onu anlayamadım savcım.
Ahmet Savcı : Sadi sana anlatmamış daha sanırım .
Songül : Neyi .
Ahmet Savcı : Kırdar lojistik konusunda Sadiden yardımcı olmasını istedim. Ama bu olayın aramızda kalması gerekiyordu . Sen dahil kimseye söylememesini istedim.
Songül : Yani bütün bunlar sizin yüzünüzden oldu.
Ahmet Savcı : Songül üzüntünün farkındayım. Ama bizim mesleği biliyorsun. Bazen kurcalayamazsın.
Songül : Ben sordum benden sakladığın birşey var mı dedim . Söylemedi .
Ahmet Savcı : Söyleyemezdi . Bu kazadan önce geldi yanıma . Tanık korumanın durumunu anlattı bana . Senden birşey saklamak istemediğini söyledi .
Songül : Tanık korumanın durumu derken.
Ahmet Savcı : Görev icabı başlayıp gerçeğe dönüşen durumunuz. Hatta bu durumun sana zarar verip vermeyeceğine kadar sorguladı. Ankaraya bildirip bildirmeyeceğimi.
Songül : Siz ne dediniz
Ahmet Savcı : Tehlikeli bir durum olmadığı için gerek görmediğimi söyledim . Ama yanılmışım.
Songül : Ne demek yanılmışım. Siz Sadinin bu işte olduğunu bana söyleseydiniz ben daha çok dikkat ederim. Ama onunla ilgili şeyleri her zamanki gibi en son ben öğreniyorum .
Ahmet Savcı : Söyleyemezdik  Songül .
Songül : Neden onu seçtiniz ki. Beni seçseydiniz. Belki şimdi bu halde olurdu.
Ahmet Savcı : Songül ben seni seçmiş olsam , Sadi yine seni korumak için dahil olacaktı . Çünkü seni çok seviyor.

SadGül 👨🏻‍🏫👮🏻‍♀️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin