48. Bölüm

1.2K 76 22
                                    

Güneşin odaya vuran keskin ışıkları ile açtı gözlerini Songül. Hala fazlasıyla yorgundu bedeni. Ama dün geceyi hatırlaması ile umurunda olmadı yorgunluğu. Gerinerek yanına attı elini ama yanında bulamadı Sadiyi. Duşa girdiğini düşünerek kalktı yataktan . Üzerine sabahlığını geçirerek banyoya yöneldi. Ama banyoda boştu. Aşağıda olabileceği geldi aklına. Kesin kahvaltı hazırlayıp sürpriz yapacaktı yine. Yüzündeki tebessüm ile merdivenleri inmeye başladığında bomboş olan ev ile tebessüm yerini gözyaşlarına bıraktı. Sadi yoktu, gitmişti.  Çöktü merdivenin basamağına.

Songül : Sadi bunu bana yapmış olamazsın.

Songül yaşadığı hayal kırıklığı ile kalkamadı oturduğu yerden. Yaşadıkları gece aklına geldikçe daha da arttı göz yaşları. Sadi onun gözünde bunu yapacak en son adamken şuan düştüğü durum mahvetti Songülü. Aklına Sadinin dün gece yaşadığı korku geldi birden.
"Songül olmaz"
Belkide adam orada durmak istemesinde haklıydı diye düşündü. Sadinin ince ruhunu bildiğinden kadını ne kadar istesede Songülü incitmekten korktuğunu biliyordu. Çünkü adamın önceliği bugüne kadar hiç kendisi olmadı. Ama şuan yaşadığı durum bildiklerinide tersine çevirecek kadar yıkmıştı Songülü.

Akan gözyaşlarını sildi Songül. "Demekki yine yanıldın Songül. Senin sandığın gibi korkusundan değilmiş, uyarmış aslında seni. Sen anlamamışsın. Aptalsın çünkü . Körkütük aşık oldun gözün hiçbirşey görmüyor"

Oturduğu yerden kalkıp tekrar odaya çıkacağı sırada dışarıdan gelen ayak sesleri ile duraksadı Songül. Yeniden merdivenden aşağı inmeye başladığında basamağın sonuna geldiğinde gördü kocasını dışarıda.

Sadi sabah erkenden kalkıp duşunu aşıp hazırlanmış, kahvaltılık birşeyler almak için dışarı çıkmıştı. Yaşadığı mutluluk o kadar büyüktü ki içi içine sığmıyordu. Şimdi elindeki poşet ile evin bahçesinde çocuklar gibi bir o yana bir bu yana seke seke mutluluğunu yansıtıyordu.

Songül adamın halini görünce utandı kendinden. Sadiyi pek çok kez mutlu görmüştü ama bu çok daha başkaydı. Hızlıca kapıyı açıp seslendi adama.

Songül : Sadi

Sadi karısının sesini duyması ile hemen ona doğru hızlandırdı adımlarını.

Sadi : Karıcım günaydın.
Songül : Günaydın. Neredeydın sen
Sadi : Heyecandan uyuyamadım. Bir süre seni izledim sonra sabah oluncada kahvaltılık birşeyler alayım dedim. Sana not bıraktım görmedin mi?

Songül ne diyeceğini bilemedi adama. Utanmıştı. Sadece sımsıkı sarıldı.
Sadi kadında bir tuhaflık olduğunu anlayabilecek kadar tanımıştı karısını. Ses etmedi bir süre . Kendine gelmesini bekledi sarılırken. Songül sarılmayı bitirdikten sonra yavaşça ayrıldı adamdan.

Songül : Hadi gel içeri geçelim.
Sadi : Geçelim geçelim de ne oldu sana ağlamışsın.
Songül : Yoo ağlamadım duygulandım ondandır.
Sadi : Songül karıcım seni iyi tanıyorum. Benden birşey saklamasan mı?
Songül : Birşey saklama konusunda senin kadar yetenekli değilim kusura bakma Sadi.

Sadi kadının kurduğu cümle ile hiçbirşey demedi. Sadece kadına baktı bir süre. Ardından elindeki poşete kaydı bakışları.

Sadi : Ben , ben bunları içeri bırakayım.

Songül adamın kırıldığını fark etti. Niyeti bu değildi ama bulunduğu durumdan dolayı anlık olarak çıkmıştı ağzından cümleler. Adamın içeriye girmesi ile oda arkasından yavaşça içeri girip kapattı kapıyı. Sadi elindeki poşetleri bıraktıktan sonra oturdu koltuğa. Songülde yanına geldi oturdu hemen.

SadGül 👨🏻‍🏫👮🏻‍♀️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin