20. Bölüm

1.1K 68 30
                                    

Sadi kadının sorduğu soruya ne cevap vereceğini bilememişti. Doğruları söylese Songül bir daha yüzüne bakmayabilir hatta görevden de çekilmek isteyebilirdi. Söylemese kadına ihanet ediyor gibi olacaktı. Sadi bugüne kadar Songüle karşı kendini bir çok kez durdurmaya çalışmış, ama hislerine engel olamamıştı. Kadını ilk gördüğü günden beri etkilenmesine rağmen kendini tutabilmişken, aynı eve girmeleri ile bu daha zor bir hale gelmişti. Hele şimdi bunca konuşulan, yaşanan kısa yakınlaşma anlarından sonra Songülsüz yapamazdı. Söylemeliyim dedi kendi kendine.

Sadi iç ses : Sadi oğlum saklama kadından. Her şeyi ile senden duysun. Ama ya bırakır giderse beni. Belkide gitmez. Of ne yapacağım ben. Songülü kaybedemem.
Songül : Sadi , duyuyor musun beni?
Sadi kadının kendisine seslenmesi ile bakışlarını yeniden gözleri ile buluşturdu.
Sadi : Hı ne birşey mi dedin?
Songül : İyi misin sen daldın gittin. Sana sesleniyorum deminden beri.
Sadi : Duymamışım kusura bakma.
Songül : Yüzünde bembeyaz oldu. İyi değilsin sanki.
Sadi : Yorgun hissediyorum biraz ondandır.
Songül : Tamam hadi kalk yat o zaman. Yaralısın zaten. Dinlen güzelce
Sadi: Ama bir soru sormuştun.
Songül : Tamam konuşuruz sonra senin dinlenmen daha önemli şuan.
Sadi : Pek. Anlayışın için teşekkür ederim. İyi geceler .
Songül : Sanada.

Sadi anlatmak için bir adım atmış, ama Songül dinlenmesi için onu odasına göndermişti. İçinde duyduğu vicdan azabı ile kendini yatağına bıraktı Sadi. Kadına herşeyi anlatmak bu yükten kurtulmak istiyordu. Songülü kaybetmekten ne kadar korksada bunu kendisinden duyması gerekliydi. Nereden nasıl başlayacağını bilemesede, gerçekler onun ağzından dökülmeliydi.

Songül ise adama sorduğu sorunun cevabını merak ediyordu . Ama adamı beti benzi atmış şekilde görünce korkmuştu. Sadi zaten eve geldiğinden beri adam akıllı dinlenememiş, kendini tam toparlayamamıştı. Muhtemelende yarın işe gideceğim diye tutturacaktı. Bu yüzden iyice dinlenmesini istiyordu.

Sadi yatağa yatmıştı ama uyuyamıyordu. Songüle gerçekleri anlayamadığı her saniye içi alev alev yanıyordu. Söylemesi ayrı söylememesi ise ayrı kıyamet koparacaktı . Songül gerçekleri öğrendiği zaman bağırıp çağırması ile bitmeyeceğini biliyordu. En azından derya ile tanışmamıştı. Yada Sadi öyle sanıyordu.

Daha fazla duramadı yerinde yataktan kalkıp kadının odasına yöneleceği sırada , Songülün hala salonda oturduğunu gördü. Yanına doğru ilerleyip oturduğu koltuğuna.
Songül : Sadi neden uyumadın?
Sadi : Uyuyamadım Songül. Senden bir şeyler saklıyor gibi olmak canımı yakıyor.
Songül : Ne demek o anlamadım
Sadi : Hani bana bir soru sordun ya
Songül: Sen ona mı takıldın. Ben onu öylesine filmde denk geldi diye sordum.

Songül öylesine sormamasına rağmen adamın bunu kafaya takmasına üzülmüştü. Tabiki kendini ele vermeme konusunda da oldukça başarılıydı.
Sadi : Olsun. Ben yinede rahatsız oldum.
Songül : Niyetim sana bunu yaşatmak değildi Sadi . Kusura bakma.
Sadi : Songül. Benimde herkes gibi geçmişte yaşadığım ilişkiler oldu tabiki. Sorduğun sorunun cevabı evet yani. Sadece ben geçmişimden dolayı onuda bu pisliğe çekemedim ve onu terk ettim.
Songül : Nasıl yani terk ettim derken.
Sadi : Terk ettim onu. Çünkü hayatımı anlatabilecek kadar cesaretim yoktu. Anlatsam beni istemezdi.
Songül : Belki isterdi nereden biliyorsun
Sadi : Songül herkes sen değil. Sen herkesi kendin gibi iyi niyetli sanıyorsun, ama insanlar acımasız. Bir açık gördükleri zaman acımıyor üzerine birde açığını didiklemeye çalışıyorlar.

Songül adamın ona karşı bu kadar dürüst olması ile mutlu olmuştu. İçine dert edip kalkıp ona bunları atlatması etkilemişti Songülü.

Songül : Teşekkür ederim Sadi . Bana karşı dürüst olduğun için.
Sadi : Saklamak istemedim. Evet kötü bir geçmişim var ama ben bu hayata seninle sıfırdan başladım. Ve seni kaybedecek hiçbir şeye tahammülüm yok.
Songül : Beni kaybetmeyeceksin Sadi . Tabiki ikimizinde geçmişinde birbirimizin bilmediği yaşanmışlıkları var. Ama kendinde söyledin biz birbirimizi yeni yeni tanıyoruz, yeni bir hayata başladık. Ben bana yalan söylemeyeceğini biliyorum artık.
Sadi :  Songül ben senden birşey saklamak istemiyorum. Ama olurda birşey sakladığımı düşünürsen , bunu önce bana sor olurmu? Kendi kendine hüküm verme gel benimle konuş. Öbür türlü ikimizde yaralanırız çünkü.

Songül sadinin ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. Karşısındaki adam fazlasıyla yara almıştı bu hayattan. Ve daha fazla yara almaya yeri kalmamıştı. En ağır yarayı Busenaz açmıştı onun yüreğinde zaten. Daha fazlasını kaldıracak ne gücü nede hali vardı.

Songül : İçin rahat olsun Sadi. Sana sormadan bir karar vermem öyle bir duruma düşersem. Biz birbirimize güvenmeliyiz.
Sadi : Teşekkür ederim Songül. İyi ki varsın.

Songül Sadinin tek bir cümlesi ile çok mutlu olmuştu. Farkındaydı karşısındaki adam duygularını açık açık paylaşabilen biri değildi. Korkuyordu bazı şeyleri söylemeye hatta yapmaya. Ama karşısındaki insanın o an neye ihtiyacının olduğunuda çok güzel gözlemliyor ve nokta atışları ile bunu davranışları ile belli etmeye çabalıyordu. İşte buda o anlardandı. Tek bir cümlesi ile Songüle ilaç gibi merhem olmuştu sözleri. Minnetle baktı Songül Sadiye.
Songül : Sende iyi ki varsın Sadi . O zaman hadi uyuyalım artık.
Sadi : İyi geceler komiserim
.
Sabah ilk uyanan Songül olmuştu bu sefer. Güne beklediğinden enerjik ve mutlu başlamıştı. Dün akşam Sadi ile konuşmasının da bunda etkisi vardı . Adamın ona karşı dürüst olması mutlu ediciydi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa geçerek kahvaltı hazırlamaya başladı. Sadi gözlerini açtığında çok uykusunu alamamıştı. Bütün gece Songül ile konuşmalarını düşündü. Songüle bir isim vermemişti ama bunu bilinçli şekilde yapmamıştı. Tamamen olup bitene odaklandığı için isim aklından gitmişti. Sonra bunun yalan olmadığını aklına getirdi. Songüle yalan söylememişti. Bütün doğruluğu ile anlatmıştı olayları. Ama Derya ile bir daha karşılaşması da an meselesiydi.  Bütün gece Derya ile yaşadıklarını daha doğrusu kadını terk ederek ona yaşatmış olacaklarının yükünü taşıdı Sadi . Terk ettiği günden beri olduğu gibi . Ama şimdi daha net görebiliyordu bazı şeyleri . Bir zamanlar genç bir delikanlı iken gösterilen ilgiyi sik sanmıştı. O zaman yaşadığı şey aşk olsa Songüle olan hisleri ilk olmazdı. Ama Sadi Songüle hissettiklerini kimseye karşı hissetmemişti bugüne kadar . Bu yüzden bocalamış nasıl davranması gerektiğini şaşırmıştı zaten. Deryayı terk ettiğine pişman olmuş muydu. Hayır. Çünkü Derya gerçek Emini tanısa bilse ona zaten kal demezdi. En doğru karardı kadına daha fazla zarar vermeden hayatından sessizce çıkıp gitmek. Ama yinede kadınla helalleşmek, kendi açısından rahatlamasını özellikle vicdanen rahatlamasını sağlayacaktı. 18 yıldır yüreğinde taşıyordu bu yükü. Artık taşımak istemiyordu. Hem Songül vardı artık. Onunla gerçekten mutlu olmak , bir hayat yaşamak çok istiyordu. Bu yüzden yapmalıydı en çokta bu helalleşmeyi. Odasından çıktığında mis gibi kokular karşıladı onu. Mutfağa yöneldiğinde neşe ile kahvaltı hazırlayan Songülü buldu gözleri. Sessizce bir süre izledi kadını. Songülün onu fark etmesi ile doğruldu yerinden.
Songül : Günaydın ne zamandan beri orada beni izliyorsun
Sadi : Günaydın komiserim. Yeni geldim sayılır.
Songül : Anladım o zaman hadi oturda kahvaltı edelim.
Sadi : Ellerine sağlık.

Songül Sadinin sessizliğine anlam verememişti. Karşısındaki adam sofraya oturduğundan beri ağzını açmamış, üstelik gözleride kızarıktı.
Songül : İyi misin sen
Sadi : Evet neden sordun ki
Songül : Bilmem hiç konuşmuyorsun gözlerinde kızarmış
Sadi : Uyanamadım daha sanırım. Gece pek rahat uyuyamadım uykumu alamadan sabah oldu.
Songül : Neden yaran mı acıdı pansuman yapsaydık keşke belki mikrop kapmıştır Sadi.
Sadi : Songül sakin olur musun. Yaram gayet iyi durumda. Canımda acımıyor. Geceye gelince bir sebebi yok. Sadece uyku tutmadı.

Sadi kadını endişelendirmek istememişti. Bütün gün zaten yoğun çalışıyor eve bitkin geliyordu. Aklının kendisinde kalmasını istemiyordu. Ama Derya olayınıda aklından çıkartmamıştı. Olaylar daha da çirkinleşmeden gerekeni yapması gerekiyordu. Kahvaltının ardından Songül ile birlikte sofrayı topladıktan sonra hazırlanmak için ikiside odasına gitti. Sadi hazırlandıktan sonra mutfağa gelerek, menengiç yapmaya başladı. Cezveyi ocağa koyup altını koştuktan sonra balkonda beklemeye karar verdi.
Fazlasıyla dalgındı, aklı onunla değildi sanki. Ne yapacağını Deryayı nasıl bulacağını bilmiyordu. Bulsa bile kadının onunla konuşmayı kabul edeceğinden de emin değildi. O anda yaralandığı zaman Songülün Yaveri Deryanın yanına gönderdiğini hatırladı. O kadar kısa sürede yanlarına gelebilmesini sağlayacak tek bir hastane vardı çevrelerinde. Karabayır Hastanesi. Elinde bir adres olmanın rahatlığı yansıdı yüzüne. Yalansız dolansız bir hayattı tek istediği. Kimsenin hakkına girmeden , üzmeden üzülmeden, sadece mutlu olmak istiyordu sevdiği kadın ile. Düşüncelere o kadar dalmıştı ki, kurduğu hayaller yarım kaldı Songülün sesi ile.
Songül : Sadi , Sadi sana diyorum

SadGül 👨🏻‍🏫👮🏻‍♀️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin