52. Bölüm

1.2K 67 7
                                    

Odayı aydınlatan güneş ile açtı Sadi gözlerini. Yanında mışıl mışıl uyuyan karısını görmesi ile sardı ellerini bedenine. Kapattı gözlerini yeniden, sanki gözlerini açık tutarsa gördükleri rüyaya dönüşecekmiş gibi. Songül ise adamın dokunuşları ile ovuşturdu gözlerini. Yeni bir gün daha başlamıştı onlar için. Bir süre Sadinin ısrarla açmadığı gözlerine baktı. Adamın bu anın tadını çıkartmak istediğinin farkındaydı ama gitmeleri gereken bir işleri de vardı. Sadiye doğru yaklaşıp öptü yanağından . Sadi karısının öpücüğü ile açtı gözlerini.

Songül : Günaydın kocacım
Sadi : Günaydın güzel karıcım. Yalnız sen beni her sabah böyle uyandırırsan ben hep isterim.
Songül : O zaman bende kocamı her sabah öperek uyandırırım.
Sadi : Sevdim ben bu uyandırma servisini.
Songül : O zaman hadi kalk hazırlan. Çünkü seni öğrencilerine ders verebilmen için uyandırdım.
Sadi : Ne olur yani hemen kalkmasak.
Songül : Ben emniyete , sen Meb'e bağlı olduğuna göre böyle bir şansımız yok.

Sadi sıkkın şekilde yataktan kalkıp hazırlanmak için gardroba yöneldiğinde içinden hiç işe gitmek gelmiyordu. Dolabın kapağını açıp boş boş kıyafetlerine bakınırken, Songül adamın bu haline gülümseyerek içeri girdi.

Songül : Bence mavi gömleğini giyebilirsin, sana çok yakışıyor.
Sadi : Karım yakışıyor diyorsa onu giyerim bende. Ya Songül bu arada böyle zor oluyor bak. Yatmaya oraya gidiyorum, giyinmeye buraya geliyorum. Bir düzenim yok.
Songül : Haklısın. Bence benim odam yatak odamız olsun, senin odanda giyinme odamız olsun. Nasıl ama .
Sadi : Neden benim odam yatak odası olmuyor ki.
Songül : Çünkü benim odam daha büyük.
Sadi : Hayır benim odam daha büyük, ayrıca ferah.
Songül : Sadicim saçmalama. Benim odam daha rahat.
Sadi : Songül benim odam daha güzel güneş alıyor.
Songül : Of tamam bu böyle olmayacak anlaşıldı. Mezura vardı biryerlerde.

Sadi ayakkabılıkta asılı olan mezurayı alıp yeniden Songül'ün yanına geldiğinde, Songül elinde defter ile karşıladı adamı.

Sadi: O elindeki ne
Songül : Her santimi yazacağız. Bakalım kim haklı.

Vakit kaybetmeden iki odanında ölçülerini almaya başladılar. Ölçü alma bittikten sonra Songül sıkkın şekilde oturdu salondaki koltuğa.

Songül : Ee yapacağız şimdi. İki odada aynı ölçüde.
Sadi : Başka avantajlarını değerlendireceğiz.
Songül : Mesela
Sadi : Benim odam çok güzel güneş alıyor.
Songül : Benim odamda alıyor Sadi. Farkındaysan ikiside aynı yöne bakıyor ya hani.
Sadi : Songül her söylediğime bir cevabın var ama . Bu böyle olmaz. Biz bu konuyu akşam eve gelince konuşalım.
Songül : Tamam hadi kalk .

Hazırlanarak evden çıktıklarında ise hala birbirleri ile uğraşıyorlardı tatlı tatlı.

Sadi : Mavi yakışıyor giy dedin giydim karıcım. Neden surat asıyorsun.
Songül : Ben onu söylerken giyeceğini düşünmedim. Ayrıca okuldaki Aysel ayrıntısını unutmuştum. Şimdi oda seni böyle görecek.
Sadi : Songül öyle bir söylüyorsun ki, sanki çıplağım. Görsün beni ne olacak. Ben senin bakışların ile ilgileniyorum.
Songül : Sonra dibinden ayrılmıyor ama.
Sadi : O dibimde olsa ne yazar. Ben senin kalbinin benim için atmasına bakarım.

Songül adamın cümleleri ile yumuşamıştı bir nebze. Okulun önüne geldiklerinde kapının önünde Ayseli görmesi ile yumuşaması yerini yeniden kıskançlığa bıraktı. Hemen arabadan çıkarak Sadinin yanına doğru ilerledi kadını süzerek.
Sadi : Hadi kolay gelsin karıcım.
Songül : Kocacım dur gömleğinin yakasını düzelteyim.

Songül adama yaklaşarak ellerini gömleğinin yakasına çıkarttı. Bir yandan yakayı düzeltir gibi yaparken , bir yandan da onları izleyen Ayseldeydi gözü.
Sadi ise bu yakınlıktan oldukça mutluydu. Ama biraz daha bu halde kalırlarsa derse girmekten her an vazgeçebilirdi.

SadGül 👨🏻‍🏫👮🏻‍♀️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin