14. Bölüm

1K 76 28
                                    

Adamın gözlerini açmasıyla Songül ne yapacağını şaşırmıştı. Söylediklerini duymamış olmasını umuyordu. Sadi yattığı yerden hafif doğruldu kadının yüzüne daha rahat bakabilmek için.
Sadi : Ben seni bırakmam Songül. Sen istediğin sürece hep senin yanında olacağım.

Songül adamın söylediklerini duymasından utanmış ama verdiği cevaptan da mutlu olmuştu. Biraz çekingen bir tavırla tuttu elini Sadinin.
Songül : Bırakma Sadi. Bir tek sen kaldın.
Sadi : Ailene olanları anlatmak istersen dinlerim.

Songül bunu anlatmaya hazır olup olmadığını bilmiyordu. Kendisine kalsa bunu Sadiye hiç anlatmaz saklayabildiği güne kadar saklardı. Ama karşısındaki adam ona herşeyini anlatmıştı. Geçen geceki hali hariç. Konuyu yine buraya getirmek Sadiyi sinirlendirecekti biliyordu ama şansını denemek istedi.
Songül : Sen bana geçen geceki halinin sebebini anlatmadın ama.
Sadi duyduğu cevap ile gerçekten sinirlenmişti. Ama karşısındaki kadını kırmamak için kendini tutmaya çalıştı.
Sadi : Songül dönüp dolaşıp aynı konuya geliyorsun. Konuştuk bunları. Zamana ihtiyacım olduğunu söyledim. Bu senden birşey sakladığım anlamına gelmez. Lütfen artık bunaltma beni bu konuda geriliyorum. Seni kırmak istemiyorum.
Songül : Bunaltıyorum yani seni öyle mi
Sadi : Ya sabır . Birtek bu cümleyimi anladın söylediklerimden.
Songül : Ben aramızda gizli saklı kalsın istemiyorum ne var bunda.
Sadi : Tamam haklısın ama ben bu konuda senden müsaade istedim. Neden ısrar ediyorsun anlamıyorum.
Songül : Çünkü benden sakladığın şey ne merak ediyorum.
Sadi : Songül biz bu eve geldiğimizden beri ben sana kimseye anlatamadığım pek çok şey anlattım. Demekki zamanı geldiği zaman birşeyleri kendiliğinden anlatıyorum, anlatabiliyorum. Ama sen böyle yaparak beni zorluyorsun. Yapma bunu.
Songül : Evet anlattın. Ama şimdi anlatmıyorsun. Zaman istediğine göre büyük birşey Sadi. Buda beni korkutuyor ister istemez.
Sadi : Of Songül ya. Hala zorluyorsun kafana koyunca vazgeçmiyorsun gerçekten. Ben kime ne anlatıyorum.
Sadi fazlasıyla gerilmişti. Songülü kırmamak için hava almaya karar verdi. Balkona çıkıp dışarıyı izlemeye başladığında Songülde hala şartları zorluyordu. Sadinin yanına gelip oturdu. Bir süre dışarıyı izledikten sonra konuşmaya başladı.
Songül : Korkuyorum Sadi . Anlamıyorsun. Evet biz bir görevdeyiz ama görevin dışında bazı şeylerde oldu aramızda. Ben artık güvenebilmek istiyorum karşımdaki insana.
Sadi : Benim sana anlatamadığım şeyler senin bana güvenmemeni sağlıyor yani.
Songül : Anlatmadığın yada anlatamadığın şeyler aramızda hep bir duvar örecek ve evet güven zedeleyecek Sadi . Ben bunu istemiyorum.
Sadi : Eyvallah komiserim.
Songülün ona güvenemediğini duymak Sadiyi çok üzmüştü. Karşısındaki kadından sadece zaman ve anlayış beklemişti oysaki. Oturduğu yerde dolan gözlerini silip kalktı yerinden. O evde nefes alamıyordu sanki. Kapıya yöneldiğindeyse döngülün sesini duydu.
Songül : Sadi nereye?
Bir süre ne cevap verebildi nede yüzüne bakabildi kadının. Ardından dolu dolu gözlerle Songülün yüzüne baktı. Titreyen sesini kontrol etmeye çalıştı.
Sadi : Songül . Bu konuşma ikimizide kıracak. O yüzden hava almak istiyorum ben.
Songül : Kaçıyorsun yani.
Sadi : Songül kırıcı oluyorsun gerçekten.
Songül : Hangisi daha kırıcı. Karşındaki insana güvenememek mi, yoksa
Sadi : Songül yeter!

Sadi ilk defa ses tonunu kontrol edememişti Songüle karşı. Ona bağırmıştı. Kendine gelmeye başladığında karşısındaki kadınında gözleri dolmuştu. Daha fazla bu görüntüye dayanamayıp kapıyı açıp çıkıp gitti . Songülse olduğu yerde kalakalmış, kıpırdayamamıştı. Sadi ilk defa kendisine sesini yükseltmişti. Bu konuda onu çok zorlamıştı evet haksızdı bunu biliyordu. Ama sadede koşulsuz Sadiye güvenebilmek istiyordu. Bu yüzden aralarında sır kalsın istemiyordu. Kendiside anlatmamıştı Sadiye kendi hikayesini ama, elbet bir gün oda anlatacaktı herşeyi. Sadi kendini dışarı atmış ,sahile gitmişti. Songülün kendisine kurduğu cümleler çok canını yakmıştı, ama kendisi de Songüle sesini yükselterek doğru birşey yapmamıştı. Kadın ona koşulsuz güvenebilmek isterken,onu cevabını veremediği sorular nefesini kesmeye yetiyordu. Şimdiyse ikiside kırık bir kalp taşıyordu.

Songül Sadi gittiğinden beri evde oturuyor ağlıyordu. Sadinin gidişine ayrı üzülmüş, ona sesini yükseltmesine ayrı üzülmüştü. Bu zamana kadar hep inceliklerini görmüştü adamın. İlk defa bu ses tonu ile karşılaşmış olmak çok kırmıştı Songülü. Belki çok zorlamıştı adamı , ama bu zamana kadar hep tekti. Yaşadığı zorlu hayatın ardından şimdi hayatına birini almaya korkuyor, güvenebilmek istiyordu sadece. Sadinin bile isteye ona zarar vermeyeceğini, üzmeyeceğini bilecek kadar tanımıştı adamı. Ama sakladığı şeyler korkutuyordu Songülü. Neden mi ? Çünkü Sadinin hayatı Songüle anlattıklarından çok daha fazlasıydı, bunu biliyordu. Sadece anlattıkları bile çok ağırken, anlatmadıkları ürkütmeye yetmezmiydi. Ne yapacaktı peki şimdi. Songül oturduğu yerden kalkarak balkona geçti. Etrafa bakındığında gelen gidenin olmadığını fark edince salona geçti. Kararlıydı Sadi gelene kadar bekleyecekti.

Sadi ise  sahilde geç saatlere kadar oturmuş bir çıkış yolu aramıştı. Bulmuşmuydu hayır . En iyisinin yüzleşmek olduğuna karar verdi. Hem ne kadar kaçabilirdi ki . Eninde sonunda dönecekti Songül'ün yanına o eve. Oturduğu yerden kalkarak eve doğru yürümeye başladı. Apartmanın önüne geldiğinde çıkamadı yukarı. Sanki ayakları geri geri adım atıyordu elinde olmadan.  Saat gece 2:18 i gösterdiğinde Songül iyice meraklanmaya başlamıştı. Tekrar balona çıkmak için ayaklandı. Dışarı çıktığında Sadiyi aşağıda otururken görmeyi beklemiyordu. Hemen yanına indi.
Sadi Songül'ün geldiğini fark etmeyecek kadar dalgındı.
Songül : Sadi
Sadi : Sen ne zaman geldin
Songül : Asıl sen ne zamandır buradasın
Sadi : Yeni geldim sayılır.
Songül : Peki neden çıkmadın yukarı Sadi.
Sadi : Çıkamadım Songül.
Songül : Sadi ben özür dilerim.
Sadi : Önce beni dinle lütfen .Songül ben sana tanıştığımız günden beri hiç yalan söylemedim. Yaşadığım şeyler ne kadar ağır sen biliyorsun en iyi. Bütün gerçekliği ile anlattım sana. Bak ben duygu ve düşüncelerimi açıkça söyleyebilen bir adam değilim. Yapamıyorum bunu bilmiyorum. Zorlanıyorum . Denemediğimi sanma lütfen. Ama ben hayatım boyunca hep yaşam ile ölüm arasındaki çizgideydim. Sonra sen çıktın karşıma beni elimden tutup o çizgiden yaşama döndürdün. Şimdi orada seninleyiz. Hayatım boyunca kimse tarafından bu kadar önemsenip değer görmedim. O yüzden yıllar sonra tattığım bu hisler hem korkutuyor hem garip geliyor. Senide anlıyorum karşındaki insana güvenmek istiyorsun. Ama zamanı geldiğinde ilk sana anlatacağımdan şüphen olmasın. Sadece hazır olmak istiyorum Songül. Bazı şeyleri kabullenememişken sana anlatmak ne derece doğru olur ki. Yanlış zamanda yanlış bir adım atıp seni incitmek en son isteyeceğim şey benim.  Songül ben seni ilk öptüğüm günü bile kaç kere düşündükten sonra yaptım. O kadar değerlisin, kıymetlisin. Ve ben korkuyorum. Seni kaybetmekten korkuyorum Songül.

Songül sadiden duyduğu itiraf ile dolu dolu gözlerle baktı adama ve koşar adım sarıldı Sadiye. Adamın hissettiği korku ile tanışmıştı böylece. Şimdi adama inat olarak adlandırdığı şeyin aslında korku olduğunu çok net anlamıştı. Sadi kendisine sarılan kadına karşılık sımsıkı sarılıp okşadı saçlarını.  Songül ise adamın yaralarını sarar gibi sarılmıştı Sadiye.
Songül : Korkma, beni kaybetmeyeceksin. Buna izin vermem. Bu sefer vermeyeceğim Sadi.

SadGül 👨🏻‍🏫👮🏻‍♀️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin