3

2.2K 39 0
                                    



Sabah çok dinç bir şekilde uyandım. Direkt telefonumu elime aldım. Mesaj atmış mıydı acaba? Banka ve mail bildirimleri dışında bir bildirim ya da mesaj yoktu. Dudaklarımı büzerek yataktan kalktım. Ne o liseli aşıklar gibi mesaj mı bekliyorsun bir de? Saçlarımı tarayıp makyajımı yaptım. Klinikte seanslarım vardı. Ayrıca bugün şirket için ticari bağlantılarımızdan biriyle görüşme ayarlamıştım. Blazer ceketimi üzerime geçirip çantamı taktım. Zeynep Hanım erkenden gelip ev işlerine ufaktan başlamıştı.

''Zeynep Hanım ben çıkıyorum.''

''Tamam Alisa Hanım. Ben siz gelmeden çıkmış olurum.''

''Önemli değil rahat rahat yap işlerini.'' diyip kapıyı açtım. Tam adım atacakken önümde duran kırmızı güllerle kaşlarımı kaldırdım. Üzerindeki notu alıp açtım. Zeynep Hanım arkamdan neden daha çıkmadığımı sorar gibi meraklı gözlerle bakıyordu.

Umarım çok iyi uyumuşsundur. Bu gülleri sana şans getirmeleri için gönderiyorum. Gerçi pek ihtiyacın olduğu da söylenemez. Günaydın :)

Atalay Bozoğlu

''Zeynep Hanım size zahmet şu gülleri de saksıya koyar mısınız? Aman sularını değiştirmeyi unutmayın!''

''Tabi Alisa Hanım.''

Yüzümdeki çocuksu gülümsemeyi düzeltip biraz daha ciddileştim ve telefonumu elime aldım.

Sana da günaydın :) Böyle yaparsan bu duruma çok alışacağım.

Alisa Yaman

Klinikteki seansları bitirdiğimde sekreterden türk kahvesi yapmasını istedim. Başıma giren korkunç ağrıya az da olsa iyi gelir ümidiyle! Telefonun titremesiyle gözlerim hemen ekrana kaydı. Aras Bey mesaj atmıştı.

''Alisa Hanım. Sizinle konuşmak istiyorum.''

''Aras Bey seansımız bugün değil. Önemli bir şey mi vardı?''

''B-Ben kötüyüm sanırım.''

''Aras bey haplarınızı artık önceki düzende almanızı ve sakin olmanızı rica edeceğim. Derin nefesler alıp verelim. Şimdi birlikte!'' Sesi gerçekten iyi gelmiyordu. Klinikten çıkmam gerekmese onu yanıma çağırırdım ama seansımızı beklemek daha iyi olacaktı. ''Bir- iki-üç-dört...'' nefes egzersizi yaptıktan sonra sesi biraz daha düzeldi. ''Daha iyi misiniz?''

''Evet daha iyiyim.''

''Haplarınızı düzenli alın lütfen. Seans günümüzde ayrıntılı konuşacağız. Sakin kalalım.''

Telefonu kapattığımda soğumuş kahvemden bir yudum aldım. Oğuzhan'la görüşme saati yaklaşmıştı. Günlerimin yoğun temposu beni fazlaca yorarken yine de halimden memnundum. Atalay aklımdan çıkmıyordu. Ne kadar yakınlık mesafemi korumaya çalışsam da kalemin kalın duvarlarını bombalamaktan vazgeçmiyordu. Duvarlar incelmiş sayılırdı ama o bunu bilmiyordu.

Oğuzhan'la farklı bir yerde buluşacaktık. Attığı konuma geldiğimde karşıda ki masada sigarasını içiyordu. Yanına yaklaştığımda ayağa kalktı ve elimi sıktı. Oğuzhan şirketlere ihaleleri bağlayan, tanınan bir insandı. Çevresi oldukça genişti. Ayrıca zamanında babam bizi tanıştırmıştı. Birbirimizi biliyorduk ama samimiyetimiz bir yere kadar ilerleyebilmişti. Şimdiyse ona ihtiyacım vardı.

''Hoş geldin Alisa. Çok uzun zaman oldu. Nasılsın?''

''İyiyim teşekkürler Oğuzhan. Sen nasılsın?''

ALİSA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin