15

364 12 6
                                    



Derin ve ateşli öpüşümüz devam ederken odamızın kapısı duvara çarptı. Atalay'ın kucağında cenneti yaşamaya hazırdım. Atalay kapıyı ayağıyla sertçe kapattı. Kolyemdeki yakutla uyum içerisinde olan yeşil elbisemi üzerimden sıyırıverdi. Altımda siyah jartiyer takımımı gördüğünde beni baştan aşağı süzüp dudağını ısırdı ve yatağa götürdü.

Vücudum yanıyordu... Dokunduğu her yerim yalvarırcasına o büyülü şifalı ellerinin bir kez daha üzerinden geçmesi için deliriyordu. Dakikalarca öpüşüyor ve birbirimize doymuyorduk. Gömleğinin düğmelerini açmakta zorlanınca yırtarcasına sağa sola çekiştirdim. Hareketimle daha da delirip beni ters çevirip bacaklarıyla kilitledi. Üzerindeki düğmeleri kopmuş gömlekten kurtulup jartiyerimin lastiğini sonuna kadar çekip tenime bıraktı. O haz verici acıyla inledim. Kalçamdan tutup beni pozisyona getirdi. Arkamdan bir eliyle bağladığı ellerimden sonra erkekliğini sonuna kadar içime itti. İstemsizce bağırıp ellerimi hareket ettirmeye çalıştım. Ellerimi sıkıca tutmuş hareket etmeme izin vermiyordu. Bir süre rutin gel git hareketini yapıp bir anda tamamen içime giriyordu. Tamamen içime girdiği an kendimi kaybediyordum. İnlemelerim odayı dolduruyordu. Ellerimi serbest bırakıp hafif yukarıda pozisyon verdirdiği kalçamı yatağa yapıştırdı ve üzerime kapandı. Bunu yapmadan kalçama sert bir  şaplak atmayı ihmal etmedi. Üzerime kapandığında hareket edemiyordum. Tüm hakimiyeti sağlamış olması gözlerinde ayrı bir zafer ışığı yakarken zevkten gözleri dönmüştü. Saçlarımı kavrayıp yana çekti. Dudaklarıma ulaşmaya çalışıyordu. İnlememe dudakları engel olurken içim titriyordu. Hareketini yavaşlatıp beni kendisine çevirdi. Bacaklarımı ayırıp içime tekrar girdi. Kafamı geriye attım. "Ah!" 

"Sonsuza kadar sadece benim olduğunu asla unutma."

Gel gitleri hızlarken çekiştirdiği jartiyer lastiği vücuduma çarptıktan sonra çoraptan ayrıldı. Son olarak içime tamamen girdiğinde ikimiz de deli gibi inledik. İçime akan sıcaklığı vücudumu deli gibi titretmişti.  Erkekliği bir süre içimde kaldıktan sonra yavaşça çıkartıp dudağıma yumuşak bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum"

Terlemiş ve fazlasıyla bitkin düşmüştüm. Tüm enerjim son hamlesiyle vücudumdan akıp gitmişti resmen.

***

Gözlerimi araladığımda yine hava aydınlanmadan uyanmıştım. Ah kahretsin! Telefonun ekranına dokundum. Saat 03:37'yi gösteriyordu. Odaya göz gezdirdiğimde Atalay yine yanımda değildi. Derin bir nefes alıp sinirlerime hakim olmaya çalıştım. Yanımdan ayrıldığı her an sinirlenme potansiyeline sahiptim. Odaları yine gezdim ve tabiki Atalay burada değildi. Bir bardak su içtim. Ben uyuduktan sonra yanımdan ayrılıp dışarı çıkmasından hoşlanmıyordum. Şimdi ne olmuştu bu saatte dışarı çıkmasını gerektirecek?

Üzerimi giyinip odadan çıktım. Asansör aşağı doğru hareket ederken ellerim titremeye başlamıştı. Korkuyordum. Bana çok kızabilirdi. Ama merak ediyordum. Nereye kiminle gidiyordu.

Lobide en köşeye oturup önüme bir kahve aldım. Oldukça sıradan kıyafetlerimi giymiştim. Bu köşede beni görmesi de imkansızdı. Beni ne beklediğini bilmeden öylece kahvemi yudumluyordum. Sinir ve adrenalinin etkisiyle bacaklarım da titriyordu.

Aradan geçen bir saatin sonunda otelin önüne siyah lamborghinisi durdu. Arkasında duran iki tane siyah arabadan korumaları indi. Otelin önünde biraz oyalandıktan sonra arkasında korumalarıyla otele girdi. Yine siyah giyinmişti. Siyah bir adam...

Kollarında yukarıya katlanmış gömleğini yürürken aşağı çekiştirerek düzeltmeye çalışıyordu. Dikkatimi çeken şey el eklemlerindeki kırmızı kan izleriydi. Lobideki duvara daha bi yaklaşarak kendimi biraz daha gizlemiştim. Buradan onu rahat görebiliyordum.
Kan izi? Nasıl?

ALİSA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin