12

789 27 5
                                    




BOZOĞLU yazan jetin yanına geldiğimizde merdivenin yanında bekleyen kalem etekli uzun kadınların gülümsemesiyle karşılandık. Sadece bana gülümserseniz sevinirim! Jetin bende yarattığı etki tüylerimi ürpertti. Ah işte tam şurada... Gözlerimi jetin arka tarafından çektiğimde Atalay'la göz göze geldik. Yüzünde yan gülüşünü gördüğümde aynı şeyleri düşündüğümüzü anladım. Kafamı sağa sola sallayıp gülümsedim. Koltuğumuza yerleştik. Jet havalandığında yine İstanbul'un muhteşem manzarasına bakıyordum. Gözlerimi manzaradan alıp karşımdaki manzaraya çevirdim. Dudaklarımı büzüp attığım öpücükle derin bir nefes aldı. Tam o sırada sarışın uzun boylu kadın tarafından şampanyalarımız getirilmişti. Atalay'a attığı kaçak bakışlar dikkatimi çekti. Yüzüm ciddileşmişti. Sürekli Atalay'a bakarak konuşuyordu.

''Başka bir isteğiniz var mı efendim?''

''Şu an yok. Sevgilimin karnı aç az sonra yemekleri hazır edin.'' sevgilim kelimesiyle kadının Atalay'a olan bakışlarını unutup karşımdaki yunan tanrısına baktım ve bir kez daha eridim. Kadın kafasını onaylarcasına sallayıp yanımızdan ayrıldı. Atalay bir an daralıp ayağa kalktı. Ceketini güzel parmaklarıyla çekiştirip çıkardı. Özenle diğer koltuğun üzerine yerleştirip gömleğinin birkaç düğmesini açtı.

''Dubai'de bir davete katılacağız.''

''Davet için kıyafet almadım ama hayatım.''

''Hallederim güzelim.''

"Kimin daveti?"

"Çok hoşlandığım birinin sayılmaz."

"Neden gidiyoruz o zaman?"

"Öyle gerekiyor."

Dudaklarımı büzüp ayağa kalktım. Kolaylıkla kucağına yerleşip kafamı göğsüne koydum.

"Uykun varsa yatağa geçebiliriz."

"Benim en rahat yatağım kucağın."

Gülümsediğini hissedebiliyordum. Kendimi şişkin göğsüne iyice yaslayıp gözlerimi kapattım.

"Güzelim...Bebeğim...Hayatım...Uyan. Bir şeyler yemelisin."

Gözlerimi açtığımda Atalay'ın sakalları yüzümü kaşındırmıştı. Kucağında uyuyakalmıştım. Elleri saçlarımı şefkatle okşarken taze bifteğin kokusu burnuma doldu. Yavaşça kalkıp yerime yerleştim. Atalay dağılmış saçlarımı kucağından kalkmadan düzeltmişti. Yanında öyle huzurlu öyle güvende hissediyordum ki! Hayatım Atalay'dan önce ve Atalay'dan sonra olarak ikiye ayrılıyordu. Atalay'dan önce kimseyle bir alakası olmayan güçlü bir kadınken Atalay'ın yanında tam bir bebek oluyordum. Tüm o bebek hallerime kucak açmış bekleyen bir sevgilim vardı. Yanında öyle de hissetmemi istiyordu.

Bifteğimizi büyük bir iştahla yedik. Son lokmamı ağzıma atar atmaz Atalay yerinden fırladı ve beni kucağına aldı.

"Karnın da doyduğuna göre uyku vakti benim güzel bebeğim."

Şirince gülümsedim. Uykum açılmıştı. Beni kucağına almış arka taraftaki yatak odasına doğru ilerliyorduk. Yatağa uzandığımızda bir anda üzerine çıkıp dudağından öpmeye başladım.

"Bu bebek daha doymamış."

"Bebeğimi büyük bir zevkle doyurmak isterim."

"Bu bebeğin sana doyacağını hiç sanmıyorum."

Ani bir hamleyle beni yatağa yapıştırıp üzerime yerleşti. Romantik öpücüğümüz daha ateşli bir hal alırken elimi erkekliğine götürdüm. İçten bir inlemeyle kemerini çözmeye başladı. İçimde yanan arzu ve aşkın senfonisi kulaklarımı çınlarken kadınlığımda hissettiğim kabarıklık ile inledim. Her seferinde yeni keşfedermiş gibi içime yavaşça giriyordu. "Öyle darsın ki... doyamıyorum."

ALİSA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin