5

2K 34 0
                                    



Sabah uyandığımda saçlarım kabarmıştı. Banyoda ki jakuziyi hızla doldurup kendimi içine attım. Sıcak su vücuduma masaj yaparken köpükleri elime doldurup üflemeye başladım. Atalay yine yanımda yoktu. Yastığının üzerine bıraktığı notla toplantı için yanımdan ayrılmıştı.

Toplantı için o güzel kokundan ayrılmak zorunda kaldım. Sen uyandığında yanına gelmek için can atıyor olacağım! Kahvaltını bitirene kadar yanında olacağım güzelim!

Atalay işleri yüzünden aşırı yoğundu. Yanımdan ayrıldığı zamanlar huzursuzlanıyordum. Sana nasıl bağlandım böyle! Çalan telefonumla elimde kalan köpükleri havluya sildim. Burçin arıyordu.

''Bir saate kahve bebek?''

''Paris'teyim bebeğim.''

''Ne! Hangi ara! Nedenn!''

''Çok ani oldu. Haber vermeyi unuttum. Atalay'la birlikteyiz.''

''Sesin çok iyi geliyor bebeğim. Söyle ona seni üzerse ilk uçakla oraya gelirim!''

Kıkırdadım. ''Ah Burçin! Beni çok mutlu ediyor.''

''Bir şey diyeceğim ama kızmanı istemiyorum.''

''Söyle söyle neden kızayım canım!''

''Sesin en son Buğra'yla birlikteyken böyle geliyordu.'' Uzun bir sessizlik sonunda konuştu. ''Senin adına çok mutluyum.''

Konuyu değiştirdim. ''Ee sen anlat neler yapıyorsun?''

''Ben aynıyım bebek! Sen anlat asıl! Paris nasıl!'' büyük bir heyecan ve iştahla konuşuyordu.

''Çok güzel. Atalay'ın işleri yüzünden daha tam gezemedik. Ama bugün dışarı çıkıp gezeceğiz.''

''Benim yerime de gez! Geldiğinde tüm Paris'i ayrıntılı bir şekilde konuşacağız.'' sesini incelttiğinde bir fesatlık sezdim. Arkasından gelen kıkırdamasıyla anlayıp bende kıkırdadım.

''Çok kötüsün ahaha!''

Küvetten çıkıp havluya sarındım. Islak saçlarımdan damlayan su damlalarını havluyla aldım. Tarağın dişleri saçlarımın arasından kayıp giderken gece gördüğüm kabusu düşündüm. Sayıklamış olabilir miyim? Sayıklasam Atalay'ın bana Buğra kim diye soracağını düşünüyordum. Ya benim gibi duyup duymamış gibi yapıyorsa! İçime oturan sıkıntı ile tarağı kenara bırakıp aynaya baktım. Hayır bunu mahvedemeyeceksin! İçimde yeniden çiçekler açarken onları sana tekrar ayaklarınla ezdirtmeyeceğim! Sinir vücuduma yayıldı. İstemsizce saç diplerimi ve yüzümü kaşımaya başladım. Sinirlendiğimde psikolojik olarak kaşınmaya başlıyordum. Terzi kendi söküğünü dikemez hesabı birçok insana psikolojik olarak destek olurken kendimde bunu başaramıyordum.

Atalay'ın gelmesini beklerken sıkılıp hazırlanmıştım. Uzun saçlarımı su dalgası yapıp saçımın bir bölümünü diğer tarafa atmıştım. Kırmızı rujum ve göğüs kısmı kürk olup üzerime yapışan siyah elbisemi giymiştim. Dolaptan aldığım bir kadeh şarapla terasa ilerledim. Güneş tenimi yakarken manzaranın güzelliğiyle tekrar tekrar büyülendim.

Arkamdan gelen ayak sesleriyle arkamı dönüp kalçamı demire yasladım.Kollarımı birleştirip karşımdan gelen afete baktım. Ah! Seni nasıl özledim bir bilsen! Baştan aşağı beni süzerek yavaş adımlarla yanıma geldi.

''O kadar güzel olmuşsun ki... Seni tüm bu insanların bakışlarından nasıl saklayabilirim?'' Boynuma sokulup bir öpücük kondurdu. Boynumdaki dudaklarıyla vücudumu yine ele geçirmişti. Ellerimi yanlara götürüp demirden tuttum. Dudaklarını daha iyi hissetmek için boynumu geriye attım. ''Geç kaldın.'' Boynumdaki dudakları geri çekildi. ''Toplantı biraz uzun sürdü ama artık gün boyu seninim.'' dudaklarım dudaklarına kavuştu. Kırmızı rujuma aldırmadan delice öpüşmeye başlamıştık. Bir an geri çekildi ve gözlerini kapattı. Bir şey düşünüyordu.

ALİSA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin