1. İLK MAYIN

166 2 5
                                    

İlk bölüm karşınızda, umarım hoşunuza gider.
Başladığınız tarihi yazmayı unutmayın, yorumlarda buluşalım.

İyi okumalar!

Medyadaki şarkıyı dinlemeyi unutmayın tabii :)

-

MAYIN TARLASI

1. İLK MAYIN


Kartımı turnikeye okuttuktan sonra ilerledim, çantamı sırtıma atarken telefonumu çıkarıp Burak'ın numarasını buldum ve kulağıma yasladım. Sonuna kadar çaldırsam da açmamıştı, oflayarak telefonumu arka cebime attım ve adımlarımı hızlandırarak binaya ilerledim.

Bir saatlik dersin sonuna kadar Burak'a kısa aralıklarla mesaj atıp ulaşmaya çalışmıştım fakat geri dönmemişti. Uyuyakalmış olsa bile devamsızlığı sınırdaydı, üstelik son zamanlarda dersleri çok boşlamaya başlamıştı ve uğraştığı tüm meseleler yüzünden çok yorulduğunu; ona ağır geldiğini görebiliyordum. Bunu kabul etmese de okulla diğer şeyleri yürütemiyordu.

Yarım saatlik aram geldiğinde çabucak kantine inip bir bardak kahve aldım ve boş bir masaya geçtim, birkaç tanıdığa selam verirken gözlerim hâlâ telefonumdaydı. Ondan bir mesaj beklerken bildirim sesi geldi ama mesaj Burak'tan değil, hesabıma para atan babamın bildirim mesajıydı. Hesabıma girip kontrol ederken ifadesiz gözlerim bakiyemdeki yüklü parada gezindi, son birkaç haftadır babamdan gelen paralar hesabımdaydı.

Telefonu kapatıp masaya ters bir şekilde bıraktım ve kahveme döndüm, kısa bir sürede bitirip ayaklandım ve kalkıp sınıfıma doğru yol aldım. Ders öğleden sonra saat dörde gelirken bitmişti, binadan ayrılıp otoparka indim ve arabama atlayıp Burak'ın evine doğru sürmeye başladım.

Yirmi dakikada evine varmıştım. Kapısına varıp sertçe vurmaya başlarken yine onun için endişelenmemem gerektiğini, iyi olduğunu söyleyeceğinin bilincindeydim fakat onun için gerçekten de artık endişelenmeye başlamıştım.

Yumruklarım şiddetlenirken kapıyı araladı, uykulu gözleri beni bulurken benim bakışlarım yalnızca vücudunda gezindi. Şokla karnındaki ve göğsündeki kızarıklıklarla yaralara bakınırken tüm şikayetlerimi yutmak zorunda kalmıştım.

"Hoş geldin," dedi uykulu bir sesle ve geriye döndü. Arkasından çatık kaşlarla bakıyordum, peşinden eve girip mutfağa ilerledim. Sandalyenin üzerindeki beyaz bir tişörtü üzerine geçirdi ve bir bardak su ile bir kahve yapmaya koyuldu.

"Burak," Çantamı mutfak masasına bıraktım. "Ne bu hâlin?"

"Yeni uyandım," dedi kahve makinesini ayarladıktan sonra. "Yorgunum biraz."

"Onu mu soruyorum sence?" Yanına yaklaştım. "Vücudunun hâli neydi öyle? Çok ciddi görünüyor."

"Yok bir şey," Göz göze geldiğimizde hafifçe gülümsedi. "Hiçbir şey kolay elde edilmiyor, değil mi? Merak etme sen beni, sen anlat."

"Şaka mı yapıyorsun?"

"Defne,"

"Bu işi bu kadar ciddiye almanı anlamıyorum ya, neden kendine bunu yapıyorsun? Bunun ilerisi seni hastanelik edecek, çok ciddi bir boyuta ulaşacak ama sen hâlâ tutturmuşsun bir boks sevdası, devam ediyorsun. Neden?"

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin