8.KAYBETMELER

22 0 0
                                    

Mayın Tarlası'nın playlist'leri bulunuyor ancak kitap olarak hazırlanmadı, karakterlere özel iki liste var. Playlist'lere profilimdeki linkten ulaşabilirsiniz.

İyi dinlemeler.
İyi okumalar.

:)

*

MAYIN TARLASI

8. KAYBETMELER


-



Arabadan inip kapıyı kapadıktan sonra Burak'ın telefonu cevapladığını görünce telefonu kulağıma yasladım. "Alo?"

"Aramışsın, duymadım. Bir şey mi oldu?"

"Okulda mısın?"

"Evet, kafedeyim. Sen?"

"Geldim, otoparktayım. Geliyorum birazdan."

Telefonu üzerimdeki deri ceketin cebine atıp binaya yürümeye başladım. Kapıda birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra çabucak içeri girdim ve kafeye ilerledim. Kafenin kapısından içeri adımımı attığım anda dikkatimi çeken ilk şey, karşı camdaki masanın kalabalığı oldu. Daha ne olduğunu anlayamadan Burak'ın birinin üzerine atladığını görünce adımlarım hızlandı, şokla aralarına atıldım.

"Orospu çocuğu!"

"Burak, ne yapıyorsun?"

Birkaç erkeğin araya girmesiyle Burak'ın saldırdığı çocuk biraz geriye çekilse de Burak, onu tutan kollardan hızlıca kurtulup tekrardan çocuğun üzerine atılmıştı ve bu sefer kafasını yüzüne geçirdi, çocuk gerilerken Burak ise hâlâ onun üzerine yürüyordu.

"Burak!" Kolundan tuttuğumda nefes nefese bana baktı. "Ne yapıyorsun? Delirdin mi?"

"Alın lan şunu üzerimden!"

Burnunu tutarak bağıran çocuğa bir bakış attım, öfkeli gözleri Burak ile bendeydi. Burak tekrar atılmaya kalkıştı ancak bu sefer önüne geçtiğimden durmuştu. "Defne, çekil," dedi öfkeyle dişlerinin arasından. "Zarar görmeni istemiyorum."

"Sen çekil asıl, ne oluyor ya?"

Gözlerini çekip arkamdaki çocuğa baktı, öfkeliydi ve bu burun deliklerinden bile belli oluyordu. Kaşlarım hafifçe çatıldı, yüzünü inceledim ve bir adım atıp ona yaklaştım. "Burak," dedim sessizce. "Ne oldu?"

"Orospu çocuğu," dedi tekrar gözlerini çocuktan ayırmadan. Daha sonra bir şey demeden elimi tuttu ve hızlıca yürümeye başladı. Sinirli olduğundan itiraz etmedim ve adımlarımı uydurarak çıkışa ilerledim. Burak, kafeden çıkmamıza rağmen elimi bırakmadan otoparka ilerlemeye başlamıştı.

Arabasının önüne geldiğimizde hiçbir şey söylemeden elimi bıraktı ve arabaya yaklaştı fakat kapıları açmadı. Arabaya yaslanıp yüzünü sıvazladı, sanki ihtiyacı olan tek şey durup biraz sessiz kalmak gibiydi ve bu yüzden olanlar hakkında hiçbir şey sormadım. O kafedeki çocuk kimdi, ona neden sinirlenmişti ve bunu neden yapmıştı bilmiyordum ama beni ilgilendiren şey; Burak'ın içinde bulunduğu durumdu.

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin