18. ANAHTAR

26 0 0
                                    

Yine ve yine uzun bir aradan sonra sonunda buradayız. Telafisi olacak merak etmeyin.

Oy ve yorumlarınızı beklemekteyim.

Keyifli okumalar!

-

MAYIN TARLASI

18. BÖLÜM: ANAHTAR

-

Gözlerimi açtım. Çalan telefonumu yerde görünce uzandım ve kısık gözlerle arayana baktım. "Efendim?" diyerek telefonu açtığımda yüzüm buruştu. Vücudum ağrıyordu.

Burak, biraz sonra, "Yeni mi uyandın sen?" dedi. Elimi gözlerime atıp kaşıdıktan sonra açık tutmaya zorladım. "Defne?"

"Evet, ne var?"

"Sınav," dedi. "Sınav haftasına girdik ya. Unuttun mu?"

Gözlerimi tavana dikip olanları düşünürken söylediklerini yeni yeni hatırlıyordum. "Siktir." Hızlıca doğruldum, ayağıma dolaşan battaniyeyi çekip attıktan sonra çabucak kalkmıştım. "Ne zaman başlıyor? Çıksam yetişir miyim? Saat kaç?"

"Çabuk, bir saat var. Saat on iki."

"Tamam, geliyorum." Cevap vermesini beklemeden telefonu kapadım ve koşarak odama çıktım. Üzerimde dün giydiğim kıyafetler vardı ve hepsi kırışmıştı. Çabucak üzerime bir tayt ve bol bir kazak geçirip banyoya girdim, yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra anahtarlarımı alıp evden çıkmıştım.

Dün gece, yaklaşık iki saat boyunca kapının önünde Kaan ile oturmuştuk. Birkaç cümle etmekten ilerisine gitmemiştik ama bu çok iyi gelmişti. Daha sonra, çok üşüdüğümü fark edince içeri girmek istemiştim ama aramızdaki o anı bozmamak için tek kelime edememiştim. Kaan biraz sonra üşüdüğümü fark edince beni zorla içeri sokmuştu, kapıyı kapattığımda da ortadan kaybolmuştu. Ben de kendimi oturma odasına atmış, orada da kıyafetlerimle uyuyakalmıştım. Çok geç uyuduğumdan ve uyumadan önce soğukta oturduğumdan uykum uzun sürmüştü ve vücudumdaki her yer ağrıyordu.

On dakika kala arabayı otoparka park etmiştim. Koşarak binaya girip sınıfa çıktım, kapının önünde Burak beni bekliyordu. "Yetiştin."

Kafa salladım, elindeki kurşun kalemi görünce aklıma kalem almadığım geldi. "Hay... Kalemim yok."

Etrafımıza bakınıp tanıdık bir yüz aradık ancak kimse yoktu. En sonunda yanımdan geçen bir çocuğu durdurdum. "Baksana, kalemin var mı?"

"Var," Çantasından kalem çıkardı ve bana uzattı.

"Sağ ol."

"Geri nasıl alacağım?"

"Kafeye bırakırım, adın ne?"

"Ceyhun."

Başımla onayladım ve bir şey demeden Burak'a döndüm. Beraber sınıfa girdik, boş olan sıraya geçtik ve hemen ardımızdan hoca içeri girdi.

"Çalıştın mı?" Ona döndüğümde güldü. "Kime soruyorsam, çalıştın tabii ki."

"Umarım ne çalıştığımı hatırlıyorumdur," dedim. "Ve hayır, kâğıtları değişmeyeceğiz."

"Tamam kızım ya, istemedim bir şey. Ama yine de ufak tefek yardım etmek istersen..." Önüme gelen kâğıda döndüm, yalnızca tek bir soru vardı. Derin bir iç çekip adımı yazdım ve tekrar ona döndüm, dudaklarından küfür ettiğini okuyabilmiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin