6. KENDİNLE SAVAŞMAK

81 2 0
                                    

MAYIN TARLASI

6. KENDİNLE SAVAŞMAK

-

Kendimi ilerideki hayatıma kafayı yormaya ikna etmeye çalışıyordum çünkü geçmiş, hatırlanmaya değecek kadar güzel ya da dönmek isteyecek kadar değerli değildi.

İlerideki hayatım yaşanacak kadar değerli miydi bilmesem de neyse ki buna karşı bir merakım olduğundan devam ediyordum.

Okulun sessiz kafelerinden birinden su alıp kasaya ilerlerken Sena'yı gördüm. Cam kenarındaki bir masada oturmuştu ve ders çalışıyordu, kafası kitaplara dönüktü, önünde boş bir karton kahve bardağı duruyordu.

Bakışlarımı yavaşça ondan çektim ve kasaya geldiğimde bir de sütlü kahve söyledim. Siparişim hazır olduğunda yavaş adımlarla Sena'nın yanına gitmiştim. Bu normalde yapacağım bir şey değildi çünkü haksız olduğunu düşündüğüm için onun gelmesini beklerdim ama belki de haksız olan bendim bu yüzden ilkleri denemeye devam ediyordum.

Kahve bardağını yavaşça masaya bıraktığımda beni fark etti. Bakışlarımız buluşunca hafifçe gülümsedim. "Seninki bitmiş, derslerin yanında iyi gider."

Bakışları bardağa döndü ve gülümsedikten sonra kafa salladı. "Sağ ol, otursana."

Derin bir nefesle karşısındaki sandalyeye oturdum. "Nasılsın?"

Omuz silkti. "Belli değil, sen?"

Başımı sallamakla yetindim. "Geçen gün söylediklerini düşündüm," diye mırıldanınca omuzları hafifçe çöktü. "Her ne kadar yanlış gibi görünse de sanırım haklı olabilirsin."

"Yine de sert çıkıştım, özür dilerim."

"Amacım bunu istememene rağmen seni korumaktı çünkü oraya güvenmiyorum, hem de hiç güvenmiyorum. Ve gitmediğimi söyledim ama gittim, bu yüzden seni engellemeye çalıştım ama yanlış bir yoldan denemişim sanırım."

"Defne," diye mırıldandı sakince. "Seni anlıyorum, beni önemsiyorsun ama bunu benden habersiz yaptığında bu iyi bir şey olsa bile arkamdan iş çeviriyormuşsun gibi hissediyorum. Bana açıklasaydın, bu şekilde konuşsaydın sana hak verirdim."

Yavaşça kafa salladım. "Haklısın."

Gülümsedi. "Yine de teşekkür ederim, zaten hiç beklediğim gibi bir ortam değildi. Bir daha gideceğimi düşünmüyorum."

Ben de bunu söyleyip duruyordum ama daha hiç yapabilmişliğim yoktu.

"Evet, bence de," dedim. "Ben artık gideyim, sana iyi çalışmalar. Sonra görüşürüz."

"Tamam, görüşürüz. Kahve için tekrar sağ ol!"

Otoparka yürürken Burak'ı aradım ama cevaplamadı. Bugün sınavımız yoktu, ben bir hocayla konuşmak için gelmiştim ve o da evde yatıyor olmalıydı. Arabama atlayıp eve doğru sürmeye başladım, o sırada yağmur da hızlanmıştı.

Arabayı her zamanki yerime park edip indim ve bahçe kapısına doğru yürürken Hülya'yı gördüm. Adımlarım durdu, gözlerim anında hafifçe şişen karnına dönerken beni fark etmişti. Bir iç çektim. Onu gördüğüm anda sanki tüm sistemim yerle bir oluyordu.

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin