3. KABUK BAĞLAMAYAN YARA

56 2 0
                                    

Öncelikle zihnimde belirdiği için ilk teşekkürüm Kaan Aktaş'a. Birkaç ay boyunca her boşluğumda yaratmaya çalıştığım için her zaman benim için özel bir yerde bulunacak (:

Sonra da sessiz kaldığımız her an Kaan'ın ve kitabın konusunu açmama kızmayan, gerekli gereksiz tüm sorularımı yanıtlamaya çalışan arkadaşlarıma teşekkür etmem gerek. Beraber düşünüp geliştirdik, konuştuk, bazen biraz kızdık ama sonunda güzel bir şey ortaya çıkarttık bu yüzden tabii ki onların emeği için de teşekkür ediyorum.

İyi okumalar.

Kaan'a ve Defne'ye iyi bakın, sizlere emanet (:

.

MAYIN TARLASI

3. KABUK BAĞLAMAYAN YARA

Babamın yalan söylediğini bilmek ve ona öfkelenmek, onu bir şekilde diri tutmama neden oluyordu. Ona olan sinirimi her gün harlayarak bu duygunun başka bir duyguya dönüşmesini engellemeye çalışıyordum çünkü eğer ona öfkelenmeyi bırakırsam üzüleceğimi, geri dönülemez bir şekilde yıkılacağımı biliyordum bu yüzden aklıma her geldiğinde ona öfkeleniyordum.

Bugün ise yıllar sonra ilk defa başka bir şey hissediyordum.

Hayal kırıklığı.

Babam sevilmeyi, sevmeyi, bir aile olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. O kadına bakarken yüzündeki gülümsemenin ve gözlerindeki ışıltının gerçek olduğunu görmüştüm. Babam aslında bir aile babası olabiliyordu, sadece bizim ailemiz için olmak istememişti. Bunu öğrenince yaşadığım öfke çok kısa sürmüştü, yerini hayal kırıklığı doldurmuştu ve bunu içimden nasıl söküp atacağımı bilmiyordum.

Üzerime kalın kapüşonlumu geçirip saçlarımı havluya sardım ve son kez aynadaki yansımama baktıktan sonra banyodan çıktım. Paytak adımlarla koridoru ilerleyip merdivene yaklaşmışken etrafa bakınıyordum. "Burak," Ses yoktu.

Dün maçtan sonra odaya geçmiştik. Burak ve Arda, Kaan'ı tebrik ederken Kaan yalnızca gülerek karşılık vermişti. Arda bunun kutlamaya değer bir maç olduğunu söylese de bu fikre hiç yanaşmamıştı. Eve gitmek için ayrılırken Burak hiçbir şey söylememişti, moralimin bozuk olduğunu anladığından soru bile sormadan benimle gelmişti ve aşağıda uyuyor olmalıydı.

Salona girdiğimde uyuduğunu görmüştüm. Kafası yastığa gömülmüştü, üzerine örtmesi için verdiğim ince örtü artık üzerini örtmüyordu ve derin bir uykuda gibiydi.

Nefesimi bırakarak kendimi diğer koltuğa bıraktım ve cebimden telefonumu çıkardım. Ne bir cevapsız çağrı ne de bir mesaj vardı. Babam düğünden erken çıktığımı bile fark etmemiş olmalıydı, şu anda belki de yeni eşiyle yeni hayatının ilk sabahına mutlu bir şekilde uyanmıştı. Erken uyanır, güne erken başlardı. Sabah mutlaka kahve içerdi, ayıldıktan biraz sonra kahvaltı yapmayı severdi. Fakat belki de şu anda erken uyanıp çabucak çıkmak istediği bir evi olmadığından uyuyordu, bu da çok kuvvetli bir ihtimaldi.

Burak'ın bana seslenmesiyle ona döndüm, uykulu gözlerle bana bakındıktan sonra oflayarak yüzünü yastığa yasladı. "Ne düşünüyorsun?" dedi boğuk bir sesle, yastık yüzünden sesi net değildi.

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin