4. AN

65 2 0
                                    

MAYIN TARLASI

4. AN

-


Bir an için birkaç gün öncesine dönmeyi diledim.

Eğer elimde böyle bir şans olsaydı, Burak'ın yanına gidip onu o hâlde gördüğümde endişelenmenin yersiz olduğunu, ne istiyorsa onu yapması gerektiğini ve söylediklerine inanmayı seçerdim. Peşine takılıp aslında nasıl bir dünyaya atıldığını hiç öğrenmek istemezdim, belki de ondan aldığım kötü bir haber sonucunda yanından ayrılmayıp iyileşmesini beklerken şu anda olduğumdan daha az endişeli hisseder; büyük bir hayal kırıklığıyla yaşamak zorunda kalmazdım.

Ya da belki burayı gördüğüm anda polise ihbar etmeli, olanları engellemeye çalışmalıydım.

Kaan'ın beni direkt olarak suçlamasının üzerinden yalnızca birkaç saniye geçmişti ama bu saniyeler bana sanki seneler gibi gelmişti. Beni göz hapsine almış gibi bir şey demeden sadece bana bakıyordu. Yutkundum ve bir şey söylemeden tekrar Burak'a döndüm.

Bakışları hafifçe kısıldı.

"Ciddi misin sen?" diye mırıldandım şokla. Gözlerindeki şüphe canımı yakmaya başlamıştı. "Gerçekten benim yaptığımı mı düşünüyorsun?"

Bir iç çektiğini gördüm. Bakışlarını üzerimden çekti ve Kaan'a döndü, Kaan bir süre Burak'a baktıktan sonra sanki gözlerinin benden ayrılmaması gerekiyormuş gibi tekrar bana baktı.

Başımı iki yana salladım. Şaşkınca yüzümü sıvazladıktan sonra tekrar onlara baktığımda hâlâ şüpheyle bana bakıyorlardı. "İyi misiniz ya siz?" Israrla Burak'a döndüm. "Burak? Bir şey söylesene!"

"Önce buradan çıkalım," dedi. "Daha sonra konuşuruz, hadi."

Gerçekten benim yaptığımı düşünüyordu. Büyük bir hayal kırıklığıyla ona bakakalırken hareketlenmişlerdi, yanımdan geçip kapıya yöneldiler ve kapıyı araladılar. Hareket edemedim. Burak fark ettiği anda bana uzandı ve acıyan elimi tuttu.

Hafifçe yüzüm buruştu, elimi kendime çektim ve ses çıkarmadan peşlerinden odadan çıktım. Üçü de konuşmamıştı ama nereye gittiklerini çok iyi biliyor olmalıydılar.

Odadan çıktıktan sonra merdiveni tırmandık ve sağa dönüp karanlık bir koridorda ilerledik, önümüzdeki kapı dışarı çıkıyordu. Çabucak Kaan'ın arabasına ilerledik ve bir şey konuşmadan arabaya yerleştik. Hızla buradan ayrılırken birkaç polis arabasının sirenlerini duymuştum.

Yola çıktık. İyice köşeye doğru sinip bakışlarımı cama çevirdim ve Kaan'ın sahil yoluna girmesini sessizce izledim, kimse hiçbir şey söylemiyordu. Deniz kenarındaki yoldan ilerlerken bakışlarımı yavaşça ön tarafa çevirdim ve aynaya baktım, o sırada Kaan da gözlerini aynaya çevirdi ve göz göze geldik.

Kaşlarım sorarca havalandı.

Önüne döndü ve arabayı sakin bir yerde durdurdu, arabadan önce o inmişti. Arda, Kaan'ın peşinden arabadan indi, ondan sonra Burak ayrıldı. Bakışlarımı cama çevirdim ve hepsinin yan yana dizilmesini izledim. Derin bir nefes alıp kapıyı açmış ve yavaşça yürüyüp karşılarına geçmiştim.

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin