11.SESSİZ SAVAŞ

62 1 0
                                    

Yeni yılın ilk bölümü. Umarım hoşunuza gider. Oy ve yorum bırakmayı unutmayın.

Teşekkürler.

Yeni yılınız umarım güzel geçer.

:)

-

MAYIN TARLASI

11.BÖLÜM: SESSİZ SAVAŞ

-

Hiçbir şeyi hissedemiyor muydum yoksa tüm hisler sarmış mıydı bedenimi, anlayamamıştım. Kalbimin hızının erişebileceği başka bir şey yoktu, aklımdaki sessizlik ve gürültü aynı anda, birbirine karışmadan yaşanıyordu. Geri çekileli çok olmamıştı ama sanki gözlerimi açsam, gerçek dünyaya dönecek ve yaşadıklarımın bir hayalden ibaret olacağını anlayacaktım.

İçime bir derin nefes çekmeye çalıştım ve yavaşça gözlerimi araladım. Kaan'ın yakınımda olan yüzünü ve bana bakan gözlerini görünce hâlâ belimde ve sakince omzumda duran elini hissetmeye başlamıştım. Dudaklarım kıvrıldı, tekrar gözlerine baktım ve gülümsemem biraz daha büyüdü. "Anlatımın için teşekkürler," dedim dakikalar önce söylediğine cevap olarak.

Hafifçe gülümsedi. Kahverengi gözleri gözlerimden bir an bile ayrılmıyordu ve bu rahatsız hissettirmenin yanından bile geçmiyordu, çok güzel bir histi. "Yeter ki iste, her zaman."

Gülerek alnımı göğsüne dayadım ve kollarımı beline sardım. Zaten belimde olan kolları biraz daha sıkılaşınca rahat bir nefes verip gözlerimi kapamıştım. Daha öncesinde böyle bir şeyin hayalini kurmamıştım çünkü bu, hayalini kuramayacağım kadar güzel bir şeydi. "Sana sarılmak güzelmiş."

Derin bir nefes çekti.

Bu ring insanlarla doluyken ve onun da karşısında rakibi varken ne kadar vahşiyse şu anda bana dolanan kolları, az önce boynumda yer bulmuş elleri ve gözlerime bakan öfkeden arınmış gözleri bana gerçek Kaan'ın hangisi olduğunu anlamama biraz daha yardımcı olmuştu.

Yanılmıyordum.

Hafifçe geriye çekildim. "Yaranı acıttım mı?"

Kafasını iki yana salladı. "İyileşti bile."

Güldüm. Gözlerine bakarken hâlâ şokta olduğumu fark etmiştim. Hiçbirini tarif edemiyor, hiçbirini tamamen algılayamıyordum. Bir rüya olmasından korkuyordum ancak dokunuşu gerçekti, bakışları da öyle.

Derin bir nefes aldım ve hiç istemesem de hafifçe geriye çekildim. İmkanı olsa burada saatlerce durabilirdim ancak eve gitmem gerekiyordu. Kollarımı gevşettim ve bir adım gerileyip gözlerine baktım. "Gitmem lazım," diye mırıldandım isteksiz bir sesle. "Evde birkaç işim var."

Kafa salladı. "Tamam, git."

Kafa salladım. "Gidiyorum," Bir adım daha geriledim. "Sonra görüşürüz o zaman."

Güldü. "Görüşeceğiz."

Tekrar bir iç çekip sonunda geriye döndüm, iplere ilerleyip arasından ringden atladım ve poşetlere yöneldim. Kalbimin hızı yeni yeni kendine gelmeye başlıyordu. Poşetleri alıp omzumun üzerinden geriye döndüm. "Yaranı kanatma, dikkat et."

"Emredersiniz doktorum."

Gülerek önüme döndüm ve hızlıca merdivenleri çıkıp onu geride bıraktım. Bir şeyleri anlayabilmem için yalnız kalmam gerekiyordu. Arena'dan çıktığımda yağmurun yağdığını gördüm ve yıllar sonra ilk defa bu yağmur beni rahatsız etmemişti. Havadan temiz bir nefes çekip çabucak arabama ilerledim ve poşetleri bırakıp koltuğuma oturdum.

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin