Uzun bir aradan sonra yine ve yine. Şimdiden iyi okumalar.
Sonraki bölümde çok yakında görüşmek üzere.
-
MAYIN TARLASI
17.BÖLÜM: İYİ Kİ DOĞDUN
-
"Bir mekân keşfettim," dediğinde gülerek Sena'yı dinlemeye başladım ancak bakışlarım elimdeki telefondan ayrılmadı. "Şile sahilde. Güneş batmadan gideriz, güneşin batışını izledikten sonra da içeri girip eğleniriz."
"Hava buz gibi, kar yağacak neredeyse, ne sahili?"
"On dakika oturup kalkarız ya."
"Sahil fikri güzelmiş ama kimseyi çağırmak istemiyorum, ikiniz yeter bana."
Sena'nın kaşları havalandı. "Doğum gününü iki kişiyle mi kutlayacaksın?"
Omuz silktim. "Evet."
"Parti yaparız diye düşünmüştüm."
"Yine eğleniriz ama çok da samimi olmadığım kişileri etrafımda toplamak istemiyorum."
"Çok sade," diye mırıldandı Sena. "Ama tamam, kabul. Doğum günü kızını kıramam."
Güldüm.
"Şampanya olsun bari, patlatırız."
Burak'a hafifçe kafa salladım, Sena da onu onayladı. "O da olur."
Telefonu tekrar elime aldım, birkaç saniye sonra Sena'nın "Ceyda geliyor," demesiyle kafam havalandı. Baktığı yere bakınca Ceyda'nın gözlerinin oturduğumuz masada olduğunu gördüm, hızlı adımlarla yanımıza yaklaşıyordu.
"Ceyda."
Bakışları bana döndü. "Bölüyor muyum?"
"Saçmalama ya," diyerek yuvarlak masanın tek boş tarafındaki sandalyeyi çekti Sena. "Otursana."
"Ben kalkayım o zaman," Burak'a döndüm. Kalkmaya yeltenmişti. "Görüşürüz sonra Defne."
Hafifçe kafa sallasam da henüz ayağa kalkamadan Ceyda, "Kalkmana gerek yok," diye mırıldandı. Ona baktım. Elindekileri masaya bıraktı, kaçamak bakışlarla Burak'a baktı ve sandalyeye oturdu. "Fazla kalmayacağım zaten."
Merakla ona bakındım. Derin bir iç çekip tamamen bana döndü. "Sana biraz fazla çıkıştım, kusura bakma," dedi. "Konunun seninle bir ilgisinin olmadığının farkındayım ama kendimce bir suçlu arayıp kendimi kurtarmaya çalışıyordum." Hafifçe yutkundu. "Ne benim ilişkimin ne de hislerimin bitmesinin sebebi sen değilsin, öyleymiş gibi davrandığım için özür dilerim."
"Hislerin bitti yani." Burak'ın araya girmesiyle ona döndüm, bakışları Ceyda'daydı ve duyduklarıyla şaşırmıştı. "Öyle mi?"
"Öyle," dedi Ceyda. "Neden şaşırıyorsun ki?"
Burak'ın ifadesi değişmedi, gözlerindeki şaşkınlık ve biraz da öfke ne artıyor ne azalıyordu. Öylece Ceyda'ya bakarken gerçekten ne hissettiğini bilmiyordum ama böyle bir şeyi beklemiyordu ve duydukları, ona da büyük bir farkındalık yaşatmıştı. "Bilmem," dedi. "Gerçekten bir şeyler hissettiğini düşünüyordum, öyle değilmiş demek ki."
"Hislerimi sorgulayacak son insan bile değilsin sen Burak," diye çıkıştı Ceyda. Yumuşamış olması, hâlâ öfkeli olmadığı anlamına gelmiyordu. Bana olan öfkesi son bulmuş olsa da Burak'a hâlâ sinirliydi. "Anlamazsın çünkü, neler hissettiğimi tahmin bile edemezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYIN TARLASI
Teen FictionDefne, arkadaşının vücudunda gördüğü yaralardan dolayı endişelenmeye başlar ve bu yaraların nedenini öğrenmek ister. İstanbul'un ışıklı caddelerinin arka sokaklarında, bambaşka bir dünyanın varlığından habersizdir. Arkadaşının ise bu dünyanın bir pa...